Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib, Dışişleri Komisyonu Başkanı Els Van Hoof tarafından kendisine yöneltilen Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamaması ile ilgili soru önergesine cevap verdi.
Kararların uygulanmasının takibinin temel olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından yapıldığını vurgulayan Bakan, gerekli yaptırım kararlarının Bakanlar Komitesi’nde görüşüleceğini söyledi.Bakan, Yalçınkaya kararı henüz Bakanlar Komitesi’nde tartışılmadığı için ülkesinin bu konuda net bir pozisyon almadığını ancak davanın ciddiyeti göz önüne alındığında, Belçika’nın bu konuya da müdahil olacağını söyledi.
Lahbib, Belçika’nın Kavala ve Demirtaş kararlarının uygulanmamasını kaygıyla izlediğini söylerken, Türkiye’nin Yalçınkaya Kararını uygulama konusundaki eylem planını sunması gerektiğini ve sunmadığı takdirde Bakanlar Komitesi tarafından bir süreç başlatılacağını belirtti.
Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Başkanı Els Van Hoof’un 359 sayılı soru önergesi:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) ihlal ettiği gerekçesiyle birçok kez Türkiye aleyhine karar vermiştir. Bunlar, Türk hükümetinin siyasi muhaliflerinin tutuklandığı ve/veya AİHM’nin AİHS’yi ihlal ettiğini düşündüğü şekilde yargılandığı davalardır.
Bu davalara örnek olarak Osman Kavala Türkiye, Selahattin Demirtaş, Türkiye ve Yüksel Yalçınkaya, Türkiye davaları verilebilir. İlk iki davada Mahkeme ayrıca Kavala ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasına hükmetmiştir, ancak bu karar bugüne kadar yerine getirilmemiştir. İnsan hakları örgütleri bunların münferit vakalar olmadığına işaret etmektedir.
1.Ülkemiz, Türkiye’deki temel hak ihlallerini gündeme getirmek üzere ikili ve AB düzeyinde girişimlerde bulunmuş mudur? Özellikle hangi tedbirler söz konusudur?
2.Ülkemiz, tek başına ya da Avrupalı ortaklarıyla birlikte, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına, özellikle de yukarıda bahsi geçen üç davada, uymasını sağlamak için halihazırda adımlar attı mı? Ülkemiz, AB Dönem Başkanlığımız çerçevesinde de dahil olmak üzere, bu amaçla başka hangi adımları atabilir?”
Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib’in tam cevabı:
“Türkiye’deki insan hakları durumu sadece Belçika için değil tüm Avrupa Birliği için bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Bu konu Belçika’nın sürekli dikkatini çekmekte ve ikili temaslarda ve AB düzeyindeki tartışmalarda sistematik olarak gündeme getirilmektedir. Belçika, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’a verilen ağır cezalardan son derece endişe duymaktadır. Bu Türkiye’nin iç meselesi değil, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine ve ait olduğu pan-Avrupa ve transatlantik toplumun temel değerlerine saygı meselesidir.
Belçika, diğer AB üyesi ülkelerle koordinasyon halinde, bu davalardaki duruşmaları yakından takip etmiştir. Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmaması, Kavala ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla doğrudan çelişmektedir. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini onaylayarak, Mahkeme kararlarını uygulama yükümlülüğü de dahil olmak üzere, sözleşmenin hükümlerine uymayı taahhüt etmiştir.
Bu dosyalar Avrupa Konseyi bünyesinde, AİHM kararlarının takibinden ve düzgün bir şekilde uygulanmasından sorumlu olan Bakanlar Komitesi tarafından takip edilmektedir. Avrupa Konseyi içerisinde Belçika, bu konu gündeme geldiğinde her zaman aktif ve sesini duyuran bir rol oynamıştır.Kavala davasında, 11 Temmuz 2022 tarihinde Mahkeme, Bakanlar Komitesi tarafından başlatılan 46§4 Madde prosedürü kapsamında yeni bir karar vermiş ve Türkiye’nin ilk kararı uygulamayı reddetmesinin yükümlülüklerinin ihlali anlamına geldiğini beyan etmiştir. Tarihte sadece ikinci kez böyle bir karar verilmiştir (2019 yılında Ilgar Mammadov/Azerbaycan davasında verilen benzer bir kararın ardından).
Şimdi bu ikinci mahkeme kararına nasıl karşılık verileceğine karar vermek Bakanlar Komitesi’ne düşüyor. Bunu yaparken, Bakanlar Komitesi en uygun tedbirleri belirlemek için tam takdir yetkisine sahiptir. Bunlar, bir üye devletin oy kullanma hakkının (geçici olarak) askıya alınmasından, üye devletin Avrupa Konseyi’nden ihraç edilmesine kadar uzanabilir.
Avrupa Konseyi Sekretaryası, Bakanlar Komitesi tarafından alınabilecek çeşitli tedbirleri sıralayan bir seçenekler belgesi hazırlamıştır.Yüksel Yalçınkaya davasına ilişkin AİHM kararı Eylül 2023’ten sonraya aittir. Dava, Aralık 2023 Bakanlar Komitesi toplantısında güçlendirilmiş inceleme altında açılmıştır. Davanın ilk görüşmesi (normalde tartışmasızdır), genellikle kararın açıklanmasından en erken 6 ay sonra yapılır (çünkü ilgili Devletin bir eylem planı sunmak için 6 ayı vardır). Şu an için, dava henüz Bakanlar Komitesinin Haziran oturumunun gündeminde yer almamaktadır (Mart Bakanlar Komitesi toplantısının gündeminde de yer almamıştı), dolayısıyla Belçika henüz bu konuda bir pozisyon almamıştır. Davanın ciddiyeti göz önüne alındığında, Belçika muhtemelen bu konuya da müdahil olacaktır.
Bildiğiniz üzere, servislerim ve ben, AİHM kararlarının uygulanmasına ilişkin dosyalar da dahil olmak üzere, Türk makamlarıyla temaslarımız sırasında insan hakları konularını sistematik olarak ele alıyoruz. Aralık 2022’de Ankara ve İstanbul’a yaptığım ziyaret sırasında ve Kasım 2023’te yönetimim düzeyindeki son siyasi istişareler sırasında da durum böyleydi.”