Tayyip Erdoğan son TBMM AKP grup konuşmasında demiş ki, “Birileri ısrarla görmezden gelse de Türkiye’de bir başıboş köpek sorunu var.”
Doğrudur. Yakın çevresinden iktidar ortağına kadar her yanı tutmuş, kudurmuş ve canını sıkana dalaşan bir sürü söz konusu.
İşin “dört ayaklılar” kısmına gelince:
Kendimi bildim bileli Türkiye’nin başıboş köpek sorunu vardır, önce de vardı. Batı Avrupa’da böyle bir sorun yoktur. Köpekler çipli ve sahiplidir. Doğu’ya doğru gelindikçe mesela Balkanlar’dan itibaren durumlar değişir.
Yunanistan arada bir yerdedir: Sahipsiz hayvanlar toplanıp kısırlaştırılıyor, üç ay boyunca sahiplendirilmeyi bekliyor. Değilse doğal alanlarına bırakılıyor. Türkiye için doğrusu budur. Başarılı olursanız, 5 ila 8 yılda başıboş köpek kalmaz.
***
İktidar özellikle mi yaptı bilinmez, hemen hiçbir şeyi tartıştırmazken buna yol verdi. Kamuoyu haftalarca konuştu, sert münakaşalar oldu, hemen herkes fikir hürriyetinin tadını çıkardı. Belki de tek iyi şey buydu. Tüm ışıkların yeşil olduğu bir mevzuda serbest düşüncenin hakkı verildi.
Türkiye’de sivil inisiyatifin tümüyle ölmediğini aslında bir yerlerde uykuda olduğunu, dürtülünce nasıl ayaklandığını göstermesi yönüyle güzel bir deneyimdi.
O arada, iktidar ve muhalefet gündemi bununla domine etti, devasa sorunlar bir süreliğine perdelendi. Uzun yıllardır insan haklarını ıskalayan parlamento, bu vesileyle içini boşalttı, rahatladı.
Konu halen kapanmış değil, komisyon aşaması bitti, genel kurul süreci daha elektrikli geçecektir. Üstelik canlı seyredilebilecek.
***
31 Mart yerel seçimlerinden 20 gün sonra şöyle yazmışım: Erdoğan’ın son TBMM grup toplantısı performansı hayli aydınlatıcı oldu, “Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez ve bitmeyecek.” Merak edilen, rejimin hangi yolu izleyeceği değil muhalefetin tercihlerinin ne olacağıdır. Yakın geleceği bu belirleyecek. (20 Nisan 2024)
***
Seçimin hemen ardından muhalefetin tercihleri belliydi de sıradan vatandaşın bunu kavraması için az daha zaman geçmeliydi.
Anca konuşan, konuştukça tutamayacağı sözler veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ile göz göze gelmenin ve el sıkışmanın önemine dair felsefe yaparken, CHP’li belediyelere haciz işlemi çoktan başlamış, haberi yoktu. Şimdi, belediyelerin bu borçları AKP’li seleflerinden devraldığını anlatsın dursun. Bir de demez mi, “çöpler toplanamayacak, ulaşım aksayacak.”
AKP, öyle olsun istiyor zaten. Şansın varsa bu konuda vatandaşı ikna edersin.
***
“5’li çete”, “havuz” gibi kavramlar terk edileli çok oldu. AKP’ye “AK Parti” demek kurtarmadı. Işıkları aç-kapa eylemi gibi nice hamle boşa çıktı. Şimdi iktidar, ertelediği kendi yerel idare borçlarını ve başıboş köpek meselesini CHP’ye kitledi. Belediyelerde iktidara gelmeyi böyle ödetecek.
***
“Geçmişin dürüst bir analizi olmadan kabul edilebilir bir gelecek olamaz.”
Laf güzel fakat tam olarak böyle miydi, emin değilim. Aleksandr Solzhenitsyn, eserlerinde buna yakın ifadeleri sıkça kullandığı için atıf yapmakta mahzur görmüyorum.
Söz konusu toplum “Türkiye toplumu” olunca bazen gerçekten tıkanıyorsunuz.
CHP, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde (2010-2023),
-Üç cumhurbaşkanlığı seçimini (2014, 2018, 2023)
-Beş genel seçimi (2011, 2015’te iki seçim, 2018 ve 2023)
-İki referandumu (2010 ve 2017)
-İki yerel seçimi (2014 ve 2019) kaybetti.
***
2019’da İstanbul ve Ankara’nın kazanılması çok kıymetliydi fakat genelde birinci parti AKP’ydi. 31 Mart 2024 yerel seçim zaferi bu nedenle çok mühimdir.
Görüldü ki, mevcut CHP liderliği erken seçim istemiyor, Erdoğan’a en az bir buçuk yıl daha mühlet vermiş durumda, Cumhurbaşkanı ile el sıkıştığı için memnun, belediyelerdeki iktidarını göze sokmadan yürütme derdinde.
Ne çare 4 ay sonra iktidarın bu kadar sabırlı olmadığı görüldü.
Seçimden bu yana yüzlerce kere konuşarak politikasını kendince oturtan Özgür Özel’in yeni metin yazarlarına gereksinimi var.
Cicim ayları bitti, ekose ceket giydiğiyle kaldı.