Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından eylem yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta da meydandaydı.
Kayıp yakınları tarafından 1007’inci hafta açıklamasında 1994’te Batman’da maskeli 4 kişi tarafından yol gösterilmek üzere götürülen ve bir daha kendilerinden haber alınamayan 50 yaşındaki İbrahim Çelik ile şüphelenerek babasının peşinden giden 19 yaşındaki Edip Çelik’in akıbeti soruldu.
‘BEN GALATASARAY’DA BÜYÜYEN BİR CUMARTESİ TORUNUYUM’
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından eylem yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta da meydandaydı.Kayıp yakınları tarafından 1007’inci hafta açıklamasında 1994’te Batman’da maskeli 4 kişi tarafından yol gösterilmek üzere götürülen ve bir daha kendilerinden haber alınamayan 50 yaşındaki İbrahim Çelik ile şüphelenerek babasının peşinden giden 19 yaşındaki Edip Çelik’in akıbeti soruldu.Galatasaray Meydanı’nda yapılan eylemde ilk İbrahim ve Edip Çelik’in ailesinin mektubu okundu. İbrahim Çelik’in torunu Şevil tarafından okunan mektupta, “30 yıldır Anneannem oğlunu ve eşini, Annem babasını ve kardeşini, torunlar olarak biz de dedemizi ve dayımızı arıyoruz. Biz dedemizi ve dayımızı hiç görmedik. Onları fotoğraflarından tanıyoruz. Bir de anneannemizin ve annemizin gözyaşlarından, hiç azalmayan acılarından.Ben Galatasaray’da büyüyen bir Cumartesi Torunuyum” dedi.
Şevil, mektubun devamında şu ifadelere yer verdi:
“Neden mi Galatasaray’dayım? Dedeme, dayıma ne olduğunu bilmek istiyorum. Onların bir mezarı olsun istiyorum. Anneme, anneanneme bu acıları yaşatanlar bulunsun, yargılansın istiyorum. Adalet yerini bulsun istiyorum. Ailesi olarak İbrahim Çelik ve Edip Çelik’i aramaya devam edeceğiz. Onlara ulaşma umudumuzu kaybetmeyeceğiz.”
‘90’LI YILLARDA BATMAN HİZBULLAH’IN ÜSSÜ GİBİYDİ’
Haftalık yapılan basın açıklamasında ise İbrahim ve Edip Çelik’in akıbeti soruldu. Avukat Eren Keskin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“1007. haftamızda 30 yıl önce Batman’da Hizbullah tarafından evlerinden alınarak kaybedilen baba-oğulun akıbetlerini sormak için buluştuk. 90’lı yıllarda Batman, Hizbullah’ın üssü konumundaydı. Örgüt, Batman Silvan-Diyarbakır üçgeninde binlerce cinayet ve zorla kaybetmeden sorumlu tutuluyordu. Ancak Hizbullah bu suçları işlerken Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu raporunda da anlatıldığı gibi, güvenlik ve idari bürokrasinin kollaması, desteği, göz yumması ve yol vermesine işaret eden bir biçimde hiçbir engelle karşılaşmıyordu.”
‘İBRAHİM-EDİP ÇELİK’İN AKIBETİ 30 YILDIR KARANLIKTA BIRAKILDI’
İbrahim ve Edip Çelik’in 10 Temmuz 1994 gecesi maskeli ve silahlı dört kişi tarafından ortadan kaybedildiğine dikkat çeken Keskin, şöyle konuştu:
“Baba-oğul eve dönmeyince endişelenen aile Jandarma’ya ve Emniyet’e başvurdu. Aile daha sonra olayla ilgili Hizbullahçıların isimlerini vererek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak ailenin bütün başvuruları sonuçsuz kaldı; İbrahim Çelik ve Edip Çelik’ten bir daha
haber alınamadı. İbrahim Çelik ve Edip Çelik’in akıbetleri 30 yıldır karanlıkta bırakıldı, onları kaybedenler cezasızlıkla korundu. 1007. haftamızda bir kez daha siyasi ve adli makamlara sesleniyoruz: Zamanaşımı hükümlerini gözaltında kaybetme suçunu cezasız bırakmanın bir aracı olarak kullanmaya son verin! Tüm kayıplarımız için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz.