İtalyan İnsan Hakları Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Antonio Stango: “Mahkeme başkanının soruları arasında suça ilişkin bir şey duymadım. Ayrıca söylemek zorundayım; mahkeme başkanı yaşları çok küçük olan sanıklara gözlerini korkutabilecek şekilde davrandı.”
Kamuoyunda Kız Çocukları Davası olarak bilinen ve aralarında 15 lise öğrencisinin de bulunduğu 19’u tutuklu 41 kişinin yargılandığı davayı takip eden İtalyan İnsan Hakları Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Antonio Stango suça ilişkin herhangi delil ve soru görmediğimi söyledi.
Kronos’un edindiği bilgilere göre, üç gündür davayı takip eden Stango, “Savcı neden yukarıda hakimlerle oturuyor? Savcı ve diğer iki üye hakim neden duruşmada hiç konuşmuyor? Başkan tek başına bütün yargılamayı yapıyor” şeklinde bir görüntü var.” yorumunda bulundu ve önümüzdeki günlerde İtalyan meclisinde de bu davayı gündeme getireceğini söyledi.
KHK’lı gazeteci Sırrı Er‘e konuşan Stango, “İstanbul’a gelme nedenim benim için çok ilginç olan bir duruşmayı takip etmek çünkü, görünüşe göre dosyada siyasi önyargı var. Çoğunluğu genç kızların olduğu birçok sanık var. Dosyanın büyük bir kısmı çok sayıda kızın buluşmasının suç oluşturabileceği yönünde bir varsayıma dayalı. Hukuki bir yönden bakarsak bu durum tutarlı değil. Suçun oluşabilmesi için ortada bir mağdur olmalı. Ayrıca suç kanunda tanımlanmalı ve suçun delilleri olmalı. Bunların hiçbirini göremedim. Dosyaya ilişkin çok sayıda materyal okudum. Genç insanların özellikle kızların basit buluşmalarını ve normal bir gencin yapabileceği şeyleri görüyorum.” dedi.Mahkeme başkanının sorduğu sorular üzerinde değerlendirmelerde bulunan Stango, başkanın küçük çocukların gözünü korkutabilecek şekilde davrandığının belirtti.
Stango şöyle devam etti: “Mahkeme başkanının sorduğu sorular çoğu insanın yaptığı normal faaliyetlere ilişkindi. Suça ilişkin herhangi bir soru duymadım. Özellikle incelenen suçun bir terör örgütüne ilişkin olduğu iddiası düşünüldüğünde, tartışmanın içinde bu iddia ilgili bir şey görmedim. Ayrıca şunu da söylemek zorundayım, bence mahkeme başkanı bazen yaşları çok küçük olan sanıkların gözünü korkutabilecek bir şekilde davrandı.”
KIZ ÇOCUKLARI DAVASI NEDİR?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla aralarında 15 kız çocuğu ve üniversite öğrencilerinin bulunduğu 41 kişi, 5 ay süren teknik ve fiziki takipten sonra 7 Mayıs 2024’te gözaltına alındı, 29 kişi tutuklandı.Üsküdar Çocuk Şube’ye götürülen 15 çocuk, 16 saat boyunca avukatlarıyla görüştürülmedi. Birbirleriyle konuşması dahi yasaklanan çocuklar bir polis memuru tarafından kan kusturmakla tehdit edildi.
Üç ay telefonları dinlenen ve takip edilen öğrenciler, çocuklar ve ebeveynleri hakkında “120 terör eylemi” tespit edildiği iddia edildi.İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 8 Temmuz 2024’te kabul edilen iddianamede “Akören Kamp Evi Sonrası – Marmara Park AVM – Bowling Programı”, “R.B. G.’nin, N.E.’nin ve A.G.’nin Evine Gitmesi” terör eylemi olarak yazıldı.
Savcı çocukları, öğrenci evinde kalmak, bovling oynamaya gitmek, Marmara AVM-Perla Vista AVM’de buluşmak, Yemek Sepeti’nden sipariş vermek, sinemaya gitmek, parkta buluşup piknik yapmak, yurt dışı gezisi organize etmekle suçladı. Savcının temel iddiası, üniversite öğrencisi 12 genç kızın İstanbul’daki 4 farklı evde gönüllü olarak İngilizce dersi ve dini dersler vermesi, ebeveynlerin de çocuklarını bu aktivitelere göndermesine dayanıyor.