Evet iyi ki Seni tanıdık, iyi ki Allah’ı (c.c) ve Resulünü (sas) ve İslama dair ne varsa Sen’den öğrendik efendim.
Zira Seni tanımasak şu an ülkemiz ve diğer İslam ülkelerinde yaşanan hadiselerde şahit olduğumuz müslüman profilleri bize şunu gösterdi ki; İslam gerçek temsilinden çok uzak.
Mevcut müslüman topluluklar ne kendilerini ne de insanlığı dünya ve ahiret adına sahil-i selamete çıkarma yolunda uzun soluklu çaba gösterecek halde olmadılar olamadılar ne yazıkki.
Türkiye kaynaklı başlayan hizmet hareketi ise özellikle son otuz kırk yılda gerek müslümanların dertlerine derman olma gerekse dünya insanına barış içerisinde ve herkesi konumunda kabul eden “yeni bir dünya” vaad etti, etmeklede kalmadı insan üstü bir çabayla bir sivil toplum hareketi olmasına rağmen onun çok ötesinde bir profesyonellik,diyargamlık,fedakarlık… sergileyerek hayalleri süsleyen evrensel barış ve İslamın tertemiz yüzünü neredeyse her alanda temsil etmede can hıraş gayret gösterdi.
Gel görki Hocaefendinin zaman zaman sohbetlerinde “eğer muhalif bir rüzgar esmezse” diye şerh düştüğü kaygısının yaşandığı son on sene ise; tarlanın nadasa bırakılması, daha gür çıkması için ağaçların dallarının budanması,tohumları belli topraklara değil dünyanın dört bir yanına dağıtma ekme ve son bir balans kontrol nevinden sayılacak hikmetlerle dolu bir süreçten geçti geçiyor.
Gerek işin bidayetinde gerek gelişme aşamasında karşılașılan dünyanın dört bir köşesinde keramet vari hadiseler ve gerekse bu kadar şeytanlaştıma propaganda yağmuruna tutularak büyük bir zulüme ve haksızlığa maruz kalmasına rağmen hizmet mensuplarının gösterdiği tavırlar, bu meselenin kutsiliğine yeteri kadar delil teşkil ediyor.
William Shakespeare’in Hamlet adlı eserinde “olmak yada olmamak işte bütün mesele bu” dediği gibi
“Görmek ya da görmemek işte bütün mesele bu” diyor ve meseleyi imtihan sırrına havale ediyoruz.
Ve Rab olarak Allah ’dan din olarak İslam’dan, Resul ve Nebî olarak Hz Muhammed (s.a.s) den ve hakeza rehber olarak Hocaefendi’den yol olarak hizmetten razıyız.
Hocaefendinin kendi ufkunda Allah (azze ve celle’yi) ve Efendiler Efendisi’ni (s.a.s) koyduğu yer ve bu doğrultuda ahiret beklentisi bambaşkaydı, biz bunu gördük bunu anladık acizane.
Umar ve niyaz ederim ki Rab’bim de O’nu bambaşka bir ufka, delisi olduğu Efendiler Efendisi’nin (s.a.s) yanına yerleştirir.
Bu bağlamda Hocaefendime Cenab-ı Allah’dan (c.c) rahmet diliyor, O’nu Rab’bimizin kendi dostlarına layık gördüğü ahiret nimetleri ve müjdeleri ile mükafatlandırmasını niyaz ediyorum.
(ailesi diyemiyorum çünkü anladığımız anlamda ailesi yoktu)
Akrabaları ve yakın dostları başta olmak üzere tüm sevenlerine başsağlığı diler, Cenab-ı Rab’bil alemin’den cümlemize sabr-ı cemil vermesini niyaz ederim.
Daha önce Hocaefendi için ile yazmış olduğum “DAMLA” adlı şiiri şimdi O Hak’ka yürürken Fatiha lara vesile olması niyetiyle tekrar paylaşıyoruz.
SAHİB-İ ZAMAN -2 (DAMLA)
Bir ömür damla oldun gönlümüze düştün Efendim…
Düşen damlalar bir gözyaşıydı ki yakıyordu Efendim,
Uyku görmemiş pınarlardan süzülüp akıyordu,
Bir damlaydı da ummanlar çağlıyordu.
*
Her gündüze, her geceye, damla oldun düştün Efendim…
Sessiz hıçkırıkların damlalarda gizleniyordu,
Daha yere düşmeden Melekler emanet alıyordu,
Derken senden habersiz… bizi yuyup, yıkıyordu.
*
Günlerimize damla oldun düştün Efendim…
Her damla bir dert, bir Izdırap taşıyordu,
Taa gelip bizleri dert deryasına salıyordu,
Ve anlamsız hayatlar, ölü ruhlar can buluyordu.
*
Gecelerimize damla oldun düştün Efendim…
Gaflet uykularımız darmadağın oluyordu,
Artık karanlık gecelerimiz nurlarla doluyordu,
Ve o kızıl güneş, hidayet nurlarıyla doğuyordu.
*
Bahtımıza damla oldun düştün Efendim…
Avare dolaşıyorduk ki damla sel olup bizi götürüyordu,
Aklımıza gelmeyen ummanlara bırakıyordu,
O ummanlarda ne hanumanlar kuruluyordu.
*
Hayallerimize damla oldun düştün Efendim…
Serseri emellerimiz bizi terk ediyordu,
Yerini ötelerden müjdeli hülyalar alıyordu,
Tüm dünyaya huzur ve emniyet muştuluyordu.
*
Duygularımıza damla oldun düştün Efendim…
Hissizlik, heyecansızlık bir yokluktu ki… kaçıyordu.
Yerini ulvi gayeler, semeredar çileler alıyordu,
Derdimiz dermanımız oluyor bizi kurtarıyordu.
*
Rüyalarımıza damla oldun düştün Efendim.
Günahkar düşler bir bir siliniyordu,
Bir daha dönmemek üzere terk ediyordu,
Ve giderken sadık olanlarına bizi ısmarlıyordu.
*
Dualarımıza damla oldun düştün, Efendim…
Dünyevi dilekler geride kalıyordu,
Beklentisizlik artık gölgemiz oluyordu,
Tek dilek, tek beklenti O‘nun rızası oluyordu.
*
Ömrümüze damla oldun düştün, Efendim.
Ne sürur ki gönlümüze düştün,Efendim,
Ne nasip ki bahtımıza düştün, Efendim,
Ne talih ki günümüze düştün, Efendim,
Ne nur ki gecemize düştün, Efendim,
Ne nimet ki hayalimize düştün, Efendim,
Ne ümit ki rüyalarımıza düştün, Efendim,
Ne huzur ki dualarımıza düştün, Efendim,
Efendim, Hocam Hocaefendim….