DEM Partili Milletvekili Gergerlioğlu’nun aktardığına göre Melek İpek, “Maraş’lıyım. Maraş’ın işgâlinde bile Fransızlar insanların özel mallarına mülklerine dokunmamıştı… İşim gücüm iyilikti. Hayatımızı cehenneme çevirdiler… “
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kocaeli Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu, Sincan Cezaevi’ne yaptığı ziyaret sonrası açıklama yaptı. Gergerlioğlu, cezaevi kapısında çektiği videoda 9 Kasım’da tutuklanan 78 yaşındaki Melek İpek’e hapishanede ‘özel muamele’ yapıldığını belirterek, “Avukat görüşlerinde hiç kimseye yapılmayan bir uygulama; bir görevli gelip kameraya çekiyormuş. Olacak bir iş değil! Mahpuslar avukat ile görüşürken böyle bir uygulama olamaz yasadışıdır ancak Melek İpek’e özel böyle bir uygulama yapılıyormuş.” ifadelerini kullandı.
Kamuoyunda hayırsever olarak tanınan Melek İpek’i ziyaretinden notlar paylaşan DEM Partili Gergerlioğlu; “Melek İpek, malının mülkünün yağma talan edildiğini, haksız yere yenildiğini söyledi ve evine yapılan baskınlarda insanların 50-60 kişi adeta eşya kapışmak gibi bir davranış ile evlere girdiğini belirtiyordu. ‘Ailemiz paramparça.’ dedi. Melek İpek çok üzgündü, sağlığı da bozuktu.” şeklinde konuştu.
Cezaevinden mesaj gönderen Melek İpek’in, “İnsanlara hayatım boyunca iyilik yaptım. Karşılığı da bu oldu. Bana yapılmadık kötülük kalmadı. İmkânım olsa cezaevinden çıksam yine insanlara iyilik yaparım, yoksulları doyururum ama bana yapılan bu zalimlik vicdansızlık nedir?” dediği öğrenildi.
Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun aktardığına göre Melek İpek, “Ben Maraş’lıyım. Maraş’ın işgalinde bile Fransızlar insanların özel mallarına mülklerine dokunmamıştı ama şu anda yapılan bu. Cennet gibi bir hayatımız vardı bizim, Ankara İncek’te güzel bir evimiz vardı, fakirlere yoksullara yardım ederdim, işim gücüm iyilikti. Hayatımızı cehenneme çevirdiler… Bu kadar iyiliğe bu kadar kötülük yapılması canımı çok acıtıyor.” dedi.Gergerlioğlu’nun Sincan Cezaevi önünde yaptığı açıklama şöyle:
“Akşama kadar birçok mahpusu ziyaret ettim, idarecilerle görüştüm, sorunları tespit ettik. İdarecilere ilettik ve çözüm istedik. Sincan Cezaevi’nde binlerce mahpus yatıyor ve ziyaret ettiğim mahpuslar hak ihlallerinden bahsediyor. İşin doğrusu, en önde gelen hak ihlali, sağlık hakları ihlalleri. Sağlıkla ilgili sıkıntılar had safhada, korkunç düzeyde. Sağlıkla ilgili neler oluyor? Sevkler çok gecikiyor arkadaşlar. Kendisini dinlediğim genç bir kişi yaşadığı sıkıntılardan dolayı nörolojik sıkıntılar yaşamış ve nöroloji polikliniğine gitmek zorunda kalmış. Fakat 1 yıl 4 aydır ellerindeki uyuşma, baş dönmeleri ve diğer nörolojik şikâyetleri için halen bir tetkik ve tedaviye ulaşamamış durumda.
‘CEZAEVİNDE TEDAVİLER GECİKİYOR’
Yine implant tedavileri bir yıldır gecikiyor. Bu konularda çok önemli sorunlar yaşanıyor. Yine kursların verilmediği ve adil yargılanma hakkı ihlallerinden dolayı önemli sıkıntılar yaşandığı apaçık bir şekilde söyleniyor. Ziyaret ettiğim mahpuslar hakkında da bilgi vermek isterim.
SİNCAN CEZAEVİ’NDEKİ MELEK İPEK NE DEDİ?
Sincan Kadın Cezaevinde Melek İpek’i ziyaret ettim ve dinledim. Çok üzgün olduğunu söyledi. ‘İnsanlara hayatım boyunca iyilik yaptım karşılığı da bu oldu. Bana yapılmadık kötülük kalmadı’ dedi. ‘İmkanım olsa bu cezaevinden çıksa yine insanlara iyilik yaparım, yoksulları doyururum ama bana yapılan bu zalimlik bu vicdansızlık da nedir?’ diye sitem ediyordu. Malının ve mülkünün yağma edildiğini, haksız yere hakkının yendiğini söyledi ve evine yapılan baskınlarda insanların 50-60 kişi adeta eşya kapışmak gibi bir davranışla evlere girdiğini belirtti. ‘Ailemiz paramparça’ dedi. Melek İpek çok üzgündü gerçekten. Sağlığı da oldukça bozuktu. ‘Bu hapishanelerde insana nasılsın diye sorulur mu?’ dedi. ‘Çok kötüyüm’ dedi. Gerçekten çok hastalıkları var. Zaten yanıma tekerlekli sandalye ile getirildi. Ayakta bile duramıyormuş. İleri derecede bel fıtığı.. boyunluk vardı. Boyun fıtığı varmış ve işte astım kalpte ekstra sistoller ve diğer pek çok hastalığı, hipertansiyonu ile hiç de iyi olmadığını, çok üzgün olduğunu söyledi. Ve, ‘O mecliste beni tanıyan, benim insanlara nasıl iyilik yaptığımı bilen o vekiller, Ömer Bey sizin yüzünüze nasıl bakıyorlar, nasıl utanmıyorlar, nasıl bu haksızlıkları yapıyorlar, bizi çok iyi tanıyan insanlar nasıl bu zalimliğe, vicdansızlığa göz yumuyorlar?’ diye soruyordu. ‘Ben Maraş’lıyım, Maraş’ın işgalinde bile Fransızlar insanların özel mallarına, mülklerine dokunmamıştı ama şu anda yapılan bu’ diyordu. ‘Cennet gibi bir hayatımız vardı bizim. Ankara İncek’te güzel bir evimiz vardı. Fakirlere, yoksullara yardım ederdim, işim gücüm iyilikti. ‘Hayatımızı, tüm ailemizin hayatını cehenneme çevirdiler’ diyor. ‘Bu kadar iyiliğe bu kadar kötülük yapılması canımı çok acıtıyor’ diyor ve hatta kendisi için hapishane özel bir uygulama yapıyormuş. Avukat görüşlerinde hiç kimseye yapılmayan bir uygulama gelip bir görevli kamera çekiyormuş yani, düşünün olacak bir iş değil normalde. Mahpuslar avukatla görüşürken kesinlikle böyle bir kamera uygulaması olamaz, yasa dışıdır. Ancak Melek İpek’e özel böyle bir uygulama yapılıyormuş. Yine ‘Sincan F1 cezaevinde oğlum Tekin İpek var’ diyor. Onu cezaevlere arası görüş olabiliyor. ‘Onu ziyarete giderken yürüyemiyorum ve çok zorlanıyorum ama o cezaevine gittiğimde basamak çıkmam gerekiyor diyor. Her bir basamağı çıktığım zaman yüreğime bir adeta hançer saplanıyor. O kadar acılar çekiyorum. Oğlumun bu cezaevine gelmesine izin vermiyorlar. Benim o cezaevine gitmeme ancak izin veriliyor. Burada tarifi imkansız acılar yaşıyorum. Bunları hak etmemiştim. Bunları bana yapanların hiç mi vicdanı sızlamıyor?’ diye soruyor.
ADALET BAKANI YILMAZ’A SESLENDİ
Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç’a seslenen Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Gelin bir de kendiniz ziyaret edin. Bakın ben defalarca cezaevlerini ziyaret ediyorum. Çok büyük ihlaller görüyorum. Gelin bir de bir gün habersiz şu mahpusları bir dinleyin derim size. Böyle olmaz. Cezaevleri inim inim iniyor. Çok büyük sıkıntılar var. Burada herkes adalet bekliyor. Geciken sağlık işlemleri, sıkıntılar, kalabalık ve adil yargılanmamayla ilgili şikayetler had safhada.”