Yarın hakim karşısına çıkacak avukat Dilek Ekmekçi, “Yılbaşını evlat edinen annemden ayrı geçirmek biraz zor oldu benim için. Doğum günüm olan 18 Ocak’ta yanında olmayı umuyorum” dedi.
akırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan ceza hukukçusu Dr. Dilek Ekmekçi, 10 Ocak Cuma günü İstanbul Çağlayan Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak duruşmasını sabırsızlıkla bekliyor.
Hukuksuzluklara karşı mücadelesini sürdüren ve adalete olan inancını kaybetmediğini söyleyen Ekmekçi, duruşma öncesi gündemini, açlık grevi sürecini ve kamuoyunun desteğinin önemini anlattı. Ekmekçi, en büyük dileğinin doğum günü olan 18 Ocak’ı kendisini evlat edinen annesiyle birlikte geçirmek olduğunu söylüyor.
Dilek Ekmekçi’nin, Bianet’ten Evrim Kepenek’in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
‘UMUTLU BİR YOĞUNLUK İÇERİSİNDEYİM’
Öncelikle nasılsınız?
Teşekkür ederim. Oldukça iyiyim. 10 Ocak tarihli kumpasla tutuklu bulunduğum davanın duruşması öncesi acil gördüğüm adli işleri, meslektaşlarımla beraber yetiştirmeye çalışıyoruz. Umutlu bir yoğunluk içerisindeyim. Yılbaşını evlat edinen annemden ayrı geçirmek biraz zor oldu benim için. Doğum günüm olan 18 Ocak’ta yanında olmayı umuyorum.
‘UMARIM TEKRAR AYNI EYLEMİ YAPMAK ZORUNDA KALMAM’
Açlık grevine başlama ve bitirme sürecini anlatır mısınız?
Açlık grevine yaşadığım, tanık olduğum ve mücadele ettiğim haksızlıkların sonucu olarak başladım. Halen tutuklu bulunmam bu haksızlıkların en uç noktalarından.
Bu yüzden de tahliye olmayı umduğum duruşma öncesi, mensubu bulunduğum İstanbul Barosu’nun kıymetli başkan ve yönetim kurulunun, İzmir Amerikan Lisesi’nden lise arkadaşlarımın, meslektaşlarımın, tüm sevenlerimin ve en önemlisi evlat edinen annemin telkin ve tavsiyeleriyle; sağlıklı şekilde savunma yapmak ve tarihe not düşmek için açlık grevini bıraktım. Umarım tahliye olurum ve tekrar aynı veya benzer bir eylemi yapmak zorunda kalmam.
10 Ocak tarihli duruşmada, beni 22 Ekim 2024 tarihinde de tahliye eden İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin beni yine tahliye edeceğini düşünüyorum.
Zira savcılık itirazı üzerine tutuklanmama ve orada 2 günlük süre içerisinde gözaltında tutulmama sebep olan bütün hukuksuzluklar ortadan kalkmış olacak.
Bu kez talep ettiğim gibi duruşma salonunda hazır edileceğim ve yazılı olarak da dosyaya sunduğum detaylı savunmamı, sözlü olarak mahkeme heyetinin ve duruşma savcısının yüzüne karşı yapabileceğim.
Bu kumpası başlatan Süleyman Soylu döneminin Siber Suçlarla Mücadele Dairesi başkan yardımcısı emniyet müdürü Kerim Altıay, ben ve avukatlarım hazır bulunmadan celse arasında duruşma açılıp tanık olarak dinlenmiş.
Belli ki 10 Ocak’ta karşımıza çıkmaya çekinmiş ve belki de Ankara İl Emniyet Müdürü Engin Dinç ve kendisi hakkında avukatlarım aracılığıyla yaptığım suç duyurusundan haberdar olmuş.
Zaten kamuoyuna bu suç duyurusunu yapacağımızı duyurmuştu. CHP genel başkan yardımcısı Murat Bakan’ın Engin Dinç hakkındaki soru önergesini de bu suç duyurusuna ekledik.
‘UMARIM HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ GALİP GELECEK’
Kamuoyunun desteğini nasıl buluyorsunuz?
Böyle kumpas bir dava ve tutuklamada kamuoyu desteği çok önemli. Bu süreçteki kamuoyu desteğine çok teşekkür ediyorum.
Gerek duruşmaya gelerek, gerekse de sosyal medyada ve medyada hukukun üstünlüğüne inanan vicdanlı herkesin, siyasetçilerin ve tabi ki hukukçu meslektaşlarımın desteğini bekliyorum. Tekrar tutuklandığım 2024 Ekim ayında beni onurlandıran ve destek veren Vicdan Vakfı’na, bu hafta cezaevinde görüştüğüm DEM Parti milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na da bu vesileyle teşekkür ediyorum.
Bana destek veren kadınlara, kadın derneklerine ve kadın hareketine de ayrıca ve özellikle teşekkür ediyorum.
Türkiye’de gerek avukat meslektaşlarımın, gerek kadın hareketinin dayanışmayla hukuksuzlukların üstesinden geleceğine inanıyorum. Bana destek veren herkesin desteği çok kıymetli. Umarım hukukun üstünlüğü, sevgi, barış bu topraklarda galip gelecek…
NE OLMUŞTU?
Ceza hukukçusu Dilek Ekmekçi, daha önce MHP ve Ülkü Ocakları’nın önde gelen isimleri hakkında Sinan Ateş cinayetinde rolleri olduğu ve kendisini tehdit ettikleri için “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” iddiasıyla suç duyurusunda bulunduktan sonra 1 Eylül’de tutuklandı.
Tahliye edildiği gün, Gülen cemaatine üye olduğu iddiasıyla yine tutuklandı. Bakırköy Cezaevi’ne konuldu. 22 Ekim’de görülen ilk duruşmada önce aynı suçtan tahliye edildi, ertesi gün yeniden tutuklandı.