Bu yazıyı yazarken 2024 yılının son saatleriydi. Telefonuma gelen kutlama mesajlarına baktığımda genel itibariyle “Yeni yılınızı ve üç aylarınızı tebrik ediyor ve bu yılın; mazlumların sevineceği ve iyiliğin sesinin tüm dünyada duyulduğu bir yıl olmasını temenni ediyorum..” şeklindeydi.
Bu samimi ve yürekten dualara ‘Âmin’ dediğimiz saatlerde, bir hançer gibi yüreğimize saplanan mesaj telefonuma düştü.
Hem de rahmet aylarının ilk gününde…
Hem de kırgız halkının, bir yılı geride, yeni bir yıla kapı araladığı demlerde.
Tam şeytanca bir zamanlama, iblisin bile aklına gelmeyen bir anı kollama.
Neydi o haber?
Haber şuydu; “Kırgızistan hükümeti, Hizmet Hareketi menşeli SAPAT eğitim kurumları bünyesindeki Türk okullarını Maarif Vakfı’na devrettiğini” duyurmuş.
Belki hatırlayacaksınız. 2021 Haziran’ında 26 yıldır Kırgızistan’ın en başarılı okulları kabul edilen SAPAT eğitim kurumlarının Yönetim Kurulu Başkanı Orhan İnandı bey MİT tarafından kaçırılmıştı. Gaspın detaylarıyla ilgili kapsamlı bilgimiz olmasa da, Tiran’ın uzun kolu olarak faaliyet gösteren Maarif Vakfı’na devedilmiş.
Hatırlanacağı gibi; Recep (Tahrip) Erdoğan Kasım ayında Kırgızistan’daydı.
Evet Tayyip değil, Tahrip…
Kırgız Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Türkiye’nin 62,3 milyon dolarlık dış borçlarını sildiğini duyurmuştu. Emekliye, asgari ücretliye, memleketin vergilerini çok gören, AKP’li Cumhurbaşkanı, babasının kesesinden veriyor gibi 62,3 milyon borcu bir çırpıda siliyor.
Tabi bu daharesmisi.
Gayri resmi olarak verdiklerini bilmiyoruz.
Orhan İnandı’nın kaçırılmasının karşılıksız olmadığını hep beraber görmüştük.
Bu kindar ve hırsız ülke içindeki Hizmet mensuplarını alın teriyle yarım asırdır inşa ettiği yurt yuvaları gaspetmesi gözünü duyurmadı. Onun için yurtdışındaki kurumlara göz dikmiş. Ama asıl derdinin okul, eğitim, gelecek olmadığını, onu bu peşkeşi çeken ülke devlet başkanları da gayet çok iyi biliyor.
Bir gün tarih, Tiran’ın o okulları ele geçirmek için verdiği rüşvet ortaya çıkacak. Çünkü gerçeğin böyle bir huyu var. Yapılan bu hukuksuzluklar ve kırk haramilikler de ortaya dökülecek elbet. Hatta senaryolar yazılıp filmleri çekilecek. Bundan hiç şüpheniz olmasın.
Ancak Kırgız halkının en dar gününde yanlarında olan insanlara, bu vefasızlığı yapanlara karşı insan, ister istemez “Yazıklar olsun size” demekten kendini alamıyor.
Bu okullar, dönemin Kırgızistan Cumhurbaşkanı Fizik Profesörü, Asker Akayev’in 4 Temmuz 1992 tarihli kararnamesiyle açılmaya başlanmıştı. Yaklaşık 32 yıldır faaliyet gösteren ve binlerce neslin yetişmesinde emeği olan bu okulları; “Görülen lüzum üzerine el konulduğunu ve artık Maarif Vakfı ile birlikte işletileceğini” duyurmuş Adalet Bakanı.
Halbuki, 2018 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eski Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, Erdoğan’ın aksine Hizmet Hareketi ile ilgili ‘terör örgütü’ ifadesini kullanmamıştı.
Ancak 2021 yılında seçilen Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, göreve gelirken yaptığı yemine sadık kalmadı maalesef. Yemininde: “Ben, … Kırgız Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına saygı göstermeye ve korumaya yemin ederim” demişti. Hatırlıyorum, bağımsızlığın ilk yıllarında Orta Asya’nın ‘en demokratik ülkesi Manas’ın diyarı Kırgızistan’dı. Hatta yıllardır sürgünde olan olan Asker Akayev, ‘en mütevazi Devlet Başkanı’ydı. Bu uluslararası kamuoyunda böyle çıkmıştı.
Ve ne yazık ki, 32 yıldır Kırgız Anayasasına Eğitim Bakanlığına bağlı olan SAPAT (Sebat) Eğitim Kurumlarını bir gecede hukuksuzca Maarif Vakfı’na devredildi.
Ne diyelim?
Zira gerçek demokrasinin uygulandığı birinci sınıf ülkelerde de Hizmet Hareketi’nin adıyla açılan yüzlerce okul faaliyetlerini devam ettiriyor. Bu ülkeler, o okulları kapatmak, devretmek şöyle dursun her yıl plaketler veriyorlar.
Bakınız Avustralya’nın NSW Eyaleti’nde yaklaşık 28 yıldır faaliyet gösteren Amity Eğitim Kurumları’nın 2023-24 eğitim yılı, kapanış programlarına geçen ay katılan Federal Eğitim Bakanı Jason Clare, 2024 yılı mezunlarına diplomalarıyla ile birlikte, çeşitli ödüller verdi.
Ödül töreninin ardından Federal Bakan, yaptığı konuşmanın sonunda şöyle demişti:
Evet, bugün bu sahnede ne gördüm, biliyor musunuz?
Süper kahramanlar gördüm! Bugün sahnede, yıl boyunca okulda yaptığınız harika işleri tanımak için başarı belgelerini alan çocukları gördüm. Her biriniz her gün süper güçlerinizi geliştiriyorsunuz, bundan gurur duyuyorum. Bitirmeden önce, yıl boyunca size en çok yardımcı olan kişileri düşünmenizi istiyorum.
Sizce kim onlar?
Evet, öğretmenleriniz! Hadi, harika öğretmenlerimizi hep birlikte alkışlayalım.
Teşekkür ederiz öğretmenler!”
Halife hayaliyle yatıp kalkanlar, emektar muallimleri alkışlamak bir yana, mafyayla iş tutarak, memleketin parasını ‘kapalı ödenek’ marifetiyle rüşvete çevirerek, “sulh adacıkları” oluşturan eğitim kurumlarını ve öğretmenleri kaçırmakta ve insan onuruna yakışmayan işkencelere tabi tutmakta.
MİT marifetiyle Ankara’da aylarca işkenceyle kolu kanadı kırılan Orhan İnandı’yı, nasıl kaçırdığını Saray’dan ‘Teröriste büyük operasyon’ diye açıklıyor utanmaz, arlanmaz!
Yahu senin okullara el koyduğun gün, bak Avrupa’nın ülkesi Avusturya Mahkemesinden nasıl bir karar çıktı, utanmaz herif
Avusturya Federal İdare Mahkemesi (Bundesverwaltungsgericht) 24 Mayıs 2024 tarihinde Gülen Hareketi ile ilgisi olmayan bir kişinin Avusturya İltica Ofisi’nin kararına yaptığı itirazı karara bağlamış.
Bu kararın içerisinde yer alan “Gülen veya Hizmet Hareketi” başlıklı bölümde Hizmet Hareketi mağdurlarının ciddi insan hakları ihlallerine maruz kaldığına dikkat çekildikten sonra açıkça Gülen Hareketinin, “Terör örgütü” olmadığı ifade edilmiş.
Evet, güzel insanlar, bardağın yarım tarafına bakıp ümitsiz olmayalım. Mevlam’dan dileğim, Üç ayların hürmetine, 2025 yılının, mazlumların sevineceği ve iyiliğin sesinin tüm dünyada duyulduğu bir yıl olmasını diliyorum.
Rabbim dilerse niye olmasın.