15 Temmuz Kurgu Darbesiyle yürtülensoykırım opresyon sonucu 8 yıldır hapiste olan ve dört ay önce 4. evre pankreas kanseri teşhisi konulan KHK’lı tarih öğretmeni Ramazan Aktaş‘a (53), 6 ay infaz erteleme verildi.
13 gün önce Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan Aktaş’ın kemoterapi bile alamayacak durumda olduğu ve ağrılar içinde kıvrandığı öğrenildi.
DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kanalı ÖFG TV‘ye konuk olan Sümeyye Aktaş, “Eşim 13 gündür Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinde kalıyor. Hastalık karaciğer ve sinirlere metastaz yapmış durumda. Artık kemoterapi de alamayacak durumda. Çünkü karaciğer yetmezliği var. Kemorapiyi veremiyorlar.Dün itibarıyla taburcu edip Burdur Cezaevine götürülecekti. Zorla birkaç gün daha kalmasını rica ettik. Kendine bakamayan, yatakta yatamayan, sandalyede iki büklüm duran, ne zaman uyuduğunu fark etmez bir durumda. Ciddi sıkıntıları var. Ağrılarını artık tarif bile edemiyor. Vurdukları ağrı kesiciler ağrılarını kesmiyor.” dedi.
İnfaz erteleme verildiğini yeni öğrendiklerini ve hastaneye doğru yola çıktıklarını söyleyen Sümeyye Aktaş, şunları aktardı:
“SAYISIZ DİLEKÇE VERDİ”
“Eşim 1972 Afyon doğumlu. MEB’de tarih öğretmeniydi. 21 yıl görev yaptı. İlk KHK ile ihraç edildi.
1927 Afyon doğumlu tarihi öğretmeniydi MEB’de. 21 yıllık görev yaptı. Mesleğini çok seven bir insandı.
Kara tahta başında ders anlatırken tebeşir tozu üzerime bulaşır da acaba milletin hakkına girer miyim diye düşünen bir insandı. Okulun bir kalemi ya da kağıdı benim kağıtlarıma karışır diye defalarca kendini sorgulardı. Helal olsun da bir tek çöpüm olsun derdi.
Bir anda ihraç edilince kendisi bile şaşırdı. Bunu hazmetmekte çok zorlandı. Değerleri olan, hak, hukuk, adalet olgusu çok güçlü olan bir insandır. Böyle bir şey yaşamak onu ciddi bir şekilde zorladı ama ‘Rabbime vereceğim hesapta vicdanım rahat’ derdi.
8 yıldır hapiste, zor bir zaman dilimi geçirdi. Biz İstanbul’da yaşıyoruz. İlk tutuklandığında Silivri Cezaevine konuldu. Silivri’de şartlar çok zordu. Bize hep derdi ki sağlığınıza dikkat edin ama kendisi sağlığından oldu. Gayet sağlıklı bir insanken sırt ağrıları çıktı, defalarca dilekçe verdi.
Silivride en başta 40-45 kişilik koğuşlarda kaldı. Üç-beş kişinin kalabileceği koğuşlara 40-50 kişi dolduruluyor. Yeri geldi doğalgaz, sıcak su sıkıntısı yaşandı, su kesintileri yaşandı. Sekiz yılda o kadar çok hukuksuzluklar oldu ki… Yeniden yargılanmak için çok dilekçe verdi, ama hepsi reddedildi.Cezaevinde yemekler de ayrı bir sıkıntı, güneş ayrı bir sıkıntı, güneş alamıyorlar, havalandırmalar yetersiz, ‘Nefes kokusundan durulmayacak halde oluyor’ derdi. Bu şartlarda insanlar hasta olmaz da ne olur?
Eşim 7 yıl 8 ay Silivri kaldıktan sonra geçtiğimiz Aralık ayının sonunda Burdur’a sevk edildi ama Silivride hastalığı başlamıştı. Silivri’de inanılmaz derecede sırt ağrıları vardı. Sayısız dilekçe verdi ama 9’una cevap verildi. Ben tıpçı olmadığım halde zayıflamasının normal olmadığını anladım, bedeninde gözle görülür değişiklik vardı.