‘Siyasi ve terör’ davalarına bakan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nden çıkan ve ‘hukuku’ yeniden hatırlatan bazı kararların AKP rejimi ve ortaklarını rahatsız ettiği öğrenildi.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararıyla 3. Ceza Dairesi yeniden ‘dizayn’ edildi. Karar metnine göre, Üçüncü Ceza Dairesi’ne tam 9 yeni üye atandı. Bu dairede görev yapan 4 üyesi ise başka dairelere sürgün edildi.
Peki bu karar tam olarak ne anlama geliyor?
YARGITAY’A CUNTA AYARI
Yargıtay’ın siyasi davalara bakan 3. Dairesi “insan kıyım makinası” gibi çalışıyordu. Yargıtay 3. Dairesi’nin üye sayısı fazla. Bundan dolayı her 5-6 kişilik üye grubu için “masalar” oluşturulmuştu.
Temyiz edilen dosyalar bu masalara dağıtılıyor ve kararlar veriliyordu. Masaların özellikle politik “soykırım” davalarına bakışlarında zaman zaman farklılıklar vardı.
Özellikle son zamanlarda “hukuk acaba geri mi geliyor, Yargıtay akıllanıyor mu, hukuk canlanıyor mu” detirten kimi kararlarının arkasında, genel bir içtihattan ziyade, bu masalara hakim olan kanaatler vardı.
Masalar arasındaki bu farklılık muhtemelen Saray Cuntası’nın hoşuna gitmemiş olacak ki, onların emir-komuta zincirinde çalışan Yargıtay Başkanlığı harekete geçmiş ve her şeye rağmen mini minnacık ta olsa “vicdan kırıntısı” taşıyan üyecikleri başka dairelere yollamış.
İŞTE GELENLER:
• Ahmet Nazmi Alp
• Savaş Şahinbay
• Ali Öztürk
• Fehmi Tosun
• Yüksel Gezgin
• Hulusi Pur
• Müslüm Canpolat
• Murat Pala
GİDENLER: Şerafettin Saka, Muhammed Yavuz, Mehmet Öztunç ve Ekrem Çetintürk
Bu değişikliklerin neden yapıldığını, aklını yitirmemiş, ideolojisi gözünü kör etmemiş, az bucuk Türkiye’nin gündemini takip eden herkes bilmeli. Amaç, siyasi davalara bakan ve özellikle 15 Temmuz sonrasında Yeni Rejimin inşasında cansiperane mücadele veren Yargıtay 3. Dairesi’ne rot balans ayarı yapmak. Bundan sonra, azıcık dahi olsa hukuk ve adalet kırıntısı barındıran kararlar görmek anlaşılan hayal olacak.Saray Cuntası’nın hiçbir merhamet ve adalet kırıntısına tahammülü yok. Talebi: tam biat, eksiksiz itaat.Yargıtay’dan gönderilen hukukçuların “namuslu” olduklarını söyleyemem; ama gelenlerin nitelendirilmesini sizlerin geniş hayal dünyasına havale ediyorum.“