15 Temmuz Çatı Davası’nda savunma yapan tuğgeneral Ahmet Bican Kırker, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TSK’daki özlük dosyasında üniversite diplomasının bulunmadığını öne sürdü.
BEN ASKERLİĞİNİ YAPTIĞINA DA İNANMIYORUM
Diyarbakır Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan Kırker, uzun ve sert savunmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) özlük dosyasına dair önemli bir iddiayı gündeme taşıdı. Gazeteci-Yazar Müyesser Yıldız’ın aktardığına göre Kırker, Erdoğan’ın TSK dosyasında 4 yıllık üniversite diplomasının bulunmadığını savunarak, “Ben askerliğini yaptığına da inanmıyorum” dedi. Kırker, “Kendi diplomasını ibraz edemiyor ama başkalarının diplomalarını iptal ettiriyor. Bu milletin aklıyla bu kadar oynanamaz. CV’sinde 4 yıllık üniversite mezunu yazıyor, ama dosyasında diploma yok” ifadelerini kullandı. Mahkeme Başkanı’nın “Çok dağıttın” uyarısına rağmen Kırker sözlerine devam ederek şunları ekledi: “1978’de üniversiteye başlayan bir kişi, 1984’te 4 yıllık üniversite diploması ile askere gidiyor. Ancak Piyade Okulu’nda fotoğrafı var, bölük komutanı kim, devre arkadaşları kim, belli değil. Ayrıca 1992’de partisinin il teşkilatına 2 yıllık enstitüye ait geçici mezuniyet belgesi veriyor. Hangisi doğru? Ben askerliğini yaptığına da inanmıyorum.”
MERASİM SOKAK SALDIRISINDA DAVUTOĞLU VE GÜRAK’I İŞARET ETTİ
Kırker’in iddiaları Erdoğan ile sınırlı kalmadı. 17 Şubat 2016’da Genelkurmay Başkanlığı’na yakın Merasim Sokak’ta düzenlenen ve çok sayıda askerin yaşamını yitirdiği bombalı saldırıya ilişkin olarak da dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile bugünkü Genelkurmay Başkanı Metin Gürak’ı hedef aldı.Kırker, saldırı sonrası lojmanların “koruma” adı altında gözetim altına alındığını ileri sürerek, “Polisleri bizi koruyor sanıyorduk. Meğer fişlemek, takip etmek için görevlendirilmişler. Merasim bunun için yapıldı. Davutoğlu hâlâ Irak’ı karıştırmak için kullanılıyor.” dedi.Duruşmada zaman zaman Mahkeme Başkanı tarafından uyarılan Kırker, eleştirilerini sertleştirerek devam etti:
“Yarın da ‘Menzilciler bizi kandırmış’ deyip çıkacaklar. Emin olun buna da sıra gelecek. 15 Temmuz’da halka çağrı yapıldı, komutanlara değil. Hatta bazılarına karışmayın dendi.”
7 HAZİRAN SEÇİMLERİNDE TSK’DAN CHP’YE YÜZDE 72 OY ÇIKTI
Kırker, 15 Temmuz’a giden sürecin 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra hızlandığını öne sürdü. Özellikle TSK içindeki oy kullanımına dair çarpıcı bir detayı paylaştı: “Balgat ile Devlet Mahallesi’ndeki sandıkları birleştirdiler. Sivilleri ayırdılar, sadece subaylar oy kullandı. Mesela Işık Koşaner’e Balgat yerine Devlet Mahallesi’nde oy kullandırttılar. Bu sandıklardan yüzde 70-72 oranında CHP’ye oy çıkınca paniklediler. Sonrasında TSK komuta kademesine FETÖ bahanesiyle baskı yapıldı.”
15 TEMMUZ’UN YOLUNU AKAR, FİDAN, GÜLER VE AKSAKALLI DÖŞEDİ
Ahmet Bican Kırker’in savunmasında en çok tepki çeken bölümlerden biri ise 15 Temmuz darbe girişiminin sorumluluğunu doğrudan dönemin askeri ve istihbarat yetkililerine yüklemesi oldu. Kırker, “15 Temmuz’a giden yolu Hulusi Akar, Hakan Fidan, Yaşar Güler ve Zekai Aksakallı döşedi. Bu hainler TSK’nın başındaydı” ifadelerini kullandı.
Duruşma sırasında, 15 Temmuz sürecinde görev yapan Cumhurbaşkanlığı eski başyaveri Ali Yazıcı ile yaptığı SEGBİS sohbetinde, gazeteci Ali Çağatay’a dair de sert sözler sarf eden Kırker, Yazıcı ile şu diyaloğu yaşadı:
Yazıcı: “Ali Çağatay diye bir pislik varmış, hakkımda konuşmuş.”
Kırker: “O bizim için iyi bir şey söylemez. Erol Olçok’la ilgili söylediklerini satır satır okudum.”
Yazıcı: “Yorum yaptı mı?”
Kırker: “Tam bir döngüye girmiş, söylediklerinin hiçbir tutarlılığı yok dedi.”
ASACAKSAN AS, DONLA DOLAŞTIRMAK NE?
Savunmasının sonunda davanın hukuk dışı şekilde yürütüldüğünü savunan Kırker, sert ifadelerini şu sözlerle sürdürdü: “Bu dosyada sahte kahramanlar var. Temizlenmeden gerçekler ortaya çıkmaz. BM İnsan Hakları Bildirgesi’nden sadece tatil ve dinlenme hakkımız uygulanıyor. Bol bol dinleniyoruz. Asacaksan as, ama donla dolaştırmak ne? Bu ordu böyle bir aşağılanmadan sonra kendini toparlayamaz.”
BERAAT ETMEK İSTEMİYORUM, SORUMLU TUTULMAK İSTİYORUM
Savunmasının sonunda, Yargıtay’ın kendisinin sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi olmadığını tespit ettiğine dikkat çeken Kırker, buna rağmen beraat etmek istemediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Beni beraat ettirmek istiyorsunuz ama ben beraat etmek istemiyorum. 251 şehit ve 3 bin yaralıdan sorumlu tutulmayı istiyorum. Bu işin tüm sorumluları yargılanmadan bu süreç tamamlanamaz.”
Kırker, savunmasının son bölümünde Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okuyarak konuşmasını bitirdi.