Belgede, INTERPOL’ün Gülen cemaatiyle bağlantılı dosyalar kapsamında Türkiye’nin Kırmızı Bülten veya difüzyon mesajı taleplerini kesin bir dille reddettiği açıkça ifade ediliyor. Keskin, bu engeli aşmak için söz konusu dosyalardaki “terör” suçlamalarının geri plana atılmasını, bunun yerine başka suçlar uydurularak INTERPOL’e yeni başvurular yapılmasını öneriyor.
Plana göre, Türkiye’de hakkında birçok siyasi nitelikli soruşturma ve yakalama kararı bulunan gazeteci Levent Kenez’in dosyalarındaki terör bağlantılı suçlamalar elenerek, bunun yerine yaptığı haberler “kişisel verileri hukuka aykırı şekilde elde etme” gibi farklı ve uydurma suçlamalara dönüştürülerek INTERPOL’e yeniden başvuru yapılması planlanıyor. Bu yöntemle INTERPOL’ün sınırlamalarının aşılabileceği savunuluyor.
Kenez, 2016 yılında kapatılan Meydan Gazetesi’nin genel yayın yönetmeniyken Türkiye’den ayrılmış ve siyasi sığınma başvurusunda bulunmuştu. Halen Stockholm merkezli Nordic Monitor haber sitesinin editörlüğünü TR724’ programlar hazırlıyor.
Belgeye göre bu yöntem yalnızca Levent Kenez ile sınırlı değil. Aynı yöntemin, yurt dışında yaşayan ve Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu öne sürülen diğer kişiler için de kullanılabileceği, her biri hakkında “alternatif suçlamalarla” yeni INTERPOL taleplerinin hazırlanabileceği belirtiliyor.
Ayrıca belge, Türkiye’nin sadece INTERPOL üzerinden değil, aynı zamanda ikili ve bölgesel düzeydeki iade mekanizmalarını da devreye sokma hazırlığı içinde olduğunu ortaya koyuyor.
İsveç Yüksek Mahkemesi, daha önce Türkiye’nin Levent Kenez hakkında yaptığı iade talebini reddetmişti. Mahkeme kararında, Türkiye’nin yönelttiği suçlamaların İsveç yasalarına göre suç teşkil etmediği, Kenez’in faaliyetlerinin ise gazetecilik kapsamı içinde değerlendirildiği belirtilmişti.
Bu son gelişme, Türk hükümetinin yurt dışındaki muhalif gazetecilere ve gruplara yönelik baskılarını sürdürmek için uluslararası hukuk mekanizmalarını kötüye kullanma çabalarının bir örneği olarak değerlendiriliyor.