• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home Manşet

ABD’de ‘yılın pilotu’ seçilen şimdi müebbetle yargılanan Teğmen Baldan duruşmada: “Amerikalılar ayakta alkışladı, törene katılan annemin gözyaşları buna şahit”

Eylül 25, 2025
in Manşet, ZULÜM GÜNLÜĞÜ
50
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

Hukuksuz şekilde müebbetle yargılanan kursiyer teğmen Buğra Baldan mahkemede; “Sayın başkan, 3. ve son ödülü alırken salonda bulunan Amerikalı aileler ve sınıf arkadaşlarımın hepsi ayağa kalkıp ülkemizi ayakta alkışladılar. İlk defa bir yabancı böyle bir başarı elde etmiş. Bütün bu olaylara, törene katılıp tek bir kelime bile İngilizce bilmeyen, ne olduğunu anlamaya çalışan annemin gözyaşları şahittir. Ayrıca törenin video görüntüleri ülkemizde yayınlanmıştı.”dedi.

Hava Harp Okulu’ndan 2013’te birincilikle mezun olan Buğra Baldan’ın diplomasını dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül vermişti.

SEVİNÇ ÖZARSLAN-TR724.COM

15 Temmuz darbe girişiminin ardından açılan ve kamuoyunda en çok tartışılan davalardan biri olan Akıncı Üssü Davası, Türkiye’de adalet sistemi ve yargı bağımsızlığı üzerine derin soru işaretleri bırakmıştı. Davayı yürüten Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Selfet Giray, beş yıl önce Yargıtay üyeliğine seçildi. Genç subaylar kuyuların dibine gönderilirken, onlar yükselişe geçtiler. Giray’ın başkanlığında verilen kararlar arasında, henüz 20’li yaşlarının başında, emir-komuta zinciri içinde hareket eden ve darbe girişiminin asli failleriyle hiçbir irtibatı bulunmayan kursiyer teğmenlerin müebbet hapis cezaları da vardı. Bu genç kursiyer teğmenler bugün hâlâ tek kişilik hücrelerde tutuluyor.

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Adli emanetteki altınların çalınmasının arkasında kim var? 

Avustralya ekonomisi sıcaklığın da etkisiyle ısınıyor: Kasım enflasyonu %4,3’e yükseldi, piyasaları sarstı

Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta

O dönem davada yargılanan kursiyerlerden biri olan Buğra Baldan’ın, 7 Kasım 2017’de mahkemede yaptığı savunma ise hem dönemin ruhunu hem de sanıkların çaresizliğini gözler önüne seriyor.

Olayın tirajikomik yanı ise, Buğra Baldan hakkında 15 Temmuz’dan önce ‘kahraman öğrenci” diye haberler yapılırken bir ay sonra ‘vatan haini’ diye damgalanması.

“BEN KURSİYER TEĞMEN BUĞRA BALDAN, ANKARA’DA DOĞDUM”

“İlk ve orta öğrenimi Ağa Ceylan İlköğretim Okulunda tamamladım. 2005 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ni kazandım. 2009 yılında mezun oldum. Aynı yıl Hava Harp Okulu’na girmeye hak kazandım. 2013 yılında Harp Okulu’ndan teğmen rütbesi ile mezun oldum. İlk tayin yerim olan Çiğli 2. Ana Jet Üstü komutanlığında pilotaj eğitimime başladım.

“143. FİLOYA KURSİYER PİLOT OLARAK ATANDIM”

2014 yılında şubat ayında Türk ve ABD’nin karşılıklı anlaşma gereği ABD Hava Kuvvetlerine ait uçuş okullarında pilotaj eğitimlerini almak üzere Ankara’da Amerikalılara ait ODS Dil okulunda sınava girdim 100 üzerinden 97 aldım, sınavı kazandım, belgelerine mahkemeniz ulaşabilir. Pilotaj eğitimini almak üzere ABD Texas eyaletinde bulunan Laffin uçuş okulunda eğitime başladım. Yaklaşık 1.5-2 yıllık eğitim sürecinin ardından vatanıma döndüm Ankara’da 4.Ana Jet Üstü Komutanlığına 143. Filo’ya kursiyer pilot olarak atandım.

“BUNLARI KENDİMİ ÖVMEK İÇİN ANLATMIYORUM”

Sayın başkan şimdi anlatacağım hususları kesinlikle kendimi övmek için anlatmayacağım. Çünkü kısa da olsa meslek hayatım boyunca hep bu şerefli orduya, Hava Kuvvetleri’ne layık iyi bir insan, iyi bir asker ve iyi bir pilot olabilmek için çok çalıştım. Atatürk’ün muhasır medeniyetleri yakalama hedefi doğrultusunda çağla yarışan Hava Kuvvetleri’nin ancak çağın en iyi pilotlarını bünyesinde bulundurması ile mümkün olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle hayat hedefimi dünyanın en iyi savaş pilotu olmak diye koydum. Bu kapsamda gerçekten çok çalıştım. Kuleli Harp Okulunu dereceli bitirdim.

“AMERİKA’DA ÜÇ ÖDÜL ALARAK BİRİNCİLİKLE MEZUN OLDUM”

Amerika’ya gittim. 2 sene boyunca istisnasız her uçuştan, her yaptığım hareketten her bir manevradan, İngilizce her bir telsiz konuşması dahil birçok açıdan hepsi yine Amerikalı uçuş pilot öğretmenlerden notlar aldım, değerlendirildim. Yabancı bir ülkede, yabancı bir dilde, yabancı öğrencilerin içinde tek başımaydım. Sınıfımda herkes Amerikalıydı. Bu sürecin sonucunda birinci olarak Komutan Özel ödülü dahil 3 ödül alarak mezun oldum.

“ANNEMİN GÖZYAŞLARI ŞAHİTTİR”

Sayın başkan, 3. ve son ödülü alırken salonda bulunan Amerikalı aileler ve sınıf arkadaşlarımın hepsi ayağa kalkıp ülkemizi ayakta alkışladılar. İlk defa bir yabancı böyle bir başarı elde etmiş. Bütün bu olaylara, törene katılıp tek bir kelime bile İngilizce bilmeyen, ne olduğunu anlamaya çalışan annemin gözyaşları şahittir. Ayrıca törenin video görüntüleri ülkemizde yayınlanmıştı. Bütün bu başarılar ülkemizde geniş yankı uyandırmış, başta cumhurbaşkanımız, başbakanımız, genelkurmay başkanı ve dönemin hava kuvvetleri komutanı Abidin Ünal arayarak takdirlerini iletmişler ve gurur duyduklarını söylemişlerdir.

“İLK DEFA BİR YABANCI ABD’DE YILIN PİLOTU SEÇİLDİ”

Size şu an bir nüshasını verdiğim dosyada basında çıkan haberler mevcuttur. Dünya birincisi, Kahraman Savaş Pilotu, Jet Türk, Türkiye’nin gururu başlıkları ile Sabah, Takvim, Sözcü, Habertürk, Hürriyet, Milliyet gibi bir çok gazetede haberler yapılmıştır. Ayrıca ABD hava kuvvetleri her yıl, yılın pilotunu 500 bin personeli içinde yapılan değerlendirmeler ile seçmektedir. Ben Türkiye’ye döndükten sonra ABD’de eğitim aldığım üst beni aday göstermişler. İlk defa bir yabancıyı Amerika’da 2015 yılının pilotu olarak seçmişler. Hava kuvvetlerimize tebrik ve takdir mailleri atmışlar. Ben bunu sonradan komutanımızdan duydum.

“GECE GÜNDÜZ DEMEDEN ÜLKEM İÇİN ÇALIŞTIM AMA ŞU ANDA BU VAZİYETTE YARGILANMAM BENİ KAHREDİYOR”

Başkanım dünyanın en zorlu eğitimlerinden biri olarak pilotaj eğitimleri gösterilir. Gerçekten hafta içi, hafta sonu, gece gündüz demeden ülkem için çok çalıştım. Elimden geleni yaptım mükafat beklemedim ama şu an bu vaziyette yargılanmam beni çok üzüyor, kahrediyor. Burada bu şekilde olacağım aklımın ucundan geçmezdi bu kadar emeğim ile birlikte tekrar masum olduğumu ve hiç bir suç işlemediğimi belirtmek istiyorum kursiyerim bunları hak etmiyorum takdir mahkemenizin.

“ŞU AN ŞÖYLE BİR ALGI YARATILIYOR…”

Başkanım müsaadeniz ile bir nüshada değinmek istiyorum. Şu an öyle bir algı yaratılıyor ki buraya başarılı olan herkes “fetö”cüymüş gibi, buraya sanıklar çıkıyor. Ben böyle başarısız oldum, böyle engellenmedim’ vs. diyor. Benim bütün başarılarım emeklerimin sonucudur. Hiçbir makam ya da merci tarafından kayrılmadım. Sadece yurt içinde değil, uluslararası platformlarda da çok ünlü insan var. Bu insanlar da “fetöcü” olmak zorunda. Eğer fetöcü olsam 2015 yılında cumhurbaşkanımız tebrik eder miydi? Size verdiğim dosyada bulunan gazetelerde haberlerim yapılır mıydı? Cumhurbaşkanımız şu an burada olduğumu bilse eminim o da çok üzüldürdü, takdir mahkemenizin.

“KURSİYER BİR TEĞMEN OLARAK BENİM GÖREVİM…”

Sayın başkan müsaadeniz ile şimdi kursiyer pilot nedir, görevleri nedir ve bir kursiyer olarak nasıl bir yaşamım olduğunu size anlatacağım. Türk Hava Kuvvetleri’nde İzmir ve yurt dışında pilotaj eğitimini bitiren tüm yeni pilotlar F16 eğitimini almak üzere Ankara’ya atanırlar. Bu süreçte bir yandan son teknoloji savaş uçağını öğrenmeye çalışan öğrenciler bir taraftan da da bu teknolojiyi kullanarak savaşmayı öğrenmektedir. Hali ile bu süreçte başarılı olmak için çok çalışmak kendini kanıtlamak gerekmektedir.

“KAFAMDAKİ EN BÜYÜK SORUN…”

Ben 15 Temmuz’a kadar yaklaşık 6 aylık eğitim sürecim boyunca hafta içi dışarı çıktığımı, televizyon izlediğimi, basın yayını günü gününe takip ettiğimi hatırlamıyorum. Kafamdaki en büyük sorun bir sonraki eğitim uçuşunu başarı ile tamamlamaktı. Herhangi bir şekilde başarısız olmak, problem yaşamak eleme sürecini başlatır. Bu yüzden uçuşlara çok iyi hazırlanmak, uçuş öğretmenlerinin verdiği ödev ve görevleri eksiksiz yerine getirmek şarttır. Görüldüğü gibi eğitim sürecinde emirlere mutlak itaat olmazsa olmazdır. Askerliğin temeli havacılığın ise yaşam sigortası mutlak itaattir.

“FİLONUN EN ALT RÜTBELİ PERSONELİ KURSİYERDİR”

Kursiyerlerin bütün uçuş faaliyetleri Hava Kuvvetleri yönergesi 164-1E kapsamında icra edilir. Bu uçuş görevlerinin yanında uçuş eğitim faaliyetlerinin aksamaması için birçok ekstra idari görevimizde vardır. Filonun en alt rütbeli personeli kursiyerdir. Ayrıca filoda sayıca en fazla olan grup da kursiyerdir. Filoya geneldi ilk kursiyer gelir, filoyu en son kursiyer kapatır, hafta sonları geliriz ders çalışırız, sınav oluruz. Hafta içleri uçuş faaliyetlerinin aksamaması için uçuşların bitmesinin ardından genelde akşamları geç saatlere kadar yer dersleri alırız. Yıllık izinlerde dahi görev verilirse yaparız.

“İDDİANAMEDE MESAİYİ TERK ETMEMEKLE SUÇLANIYORUZ”

Başkanım iddianamede bayrak töreni sonrası mesai bitmesine rağmen mesaiyiyi terk etmemekle suçlanıyoruz. Bayrak törenin bitmesi kursiyerler olarak bizim mesaimizi bitirmiyor. Bayrak töreninden sonra bütün kursiyerler filoya döner. Filo komutanı emri ile mesaimiz biter. Nitekim cuma günü bayrak töreni müteakip filoda çok kez mesaimiz devam etmiş, yer dersleri almışızdır. Kursiyer mesaisi filo komutanı emri ile başlar emri ile biter.Aayrıca birçok kez mesai bitimi ayrıldıktan sonra geri çağrıldığımız ve görevlendirildiğimiz gün olmuştur. Bu açıdan kursiyerlerin tümünün geri döndürülmesi ve yukarıda belirttiğim hususlar savcılık makamının iddiasını çürütmektedir.

“HER PERSONEL FİLOLARA AİDİYET DUYGUSUYLA BAĞLIDIR”

Sayın Başkanım, şimdi de bir kursiyer olarak sosyal faaliyetten ne anlıyorum ve TMH benim için ne ifade ediyor kısaca bu konuya değinmek istiyorum. Bu konu çok önemli. Başkanım bunu açıklıyorum, çünkü iddia makamı sosyal faaliyet için dönmemiz sebebi ile bizi suçluyor. Hava kuvvetleri ailesinin çekirdek filosu çekirdek aileleri filolardır. Her personel filolara aidiyet duygusu ile bağladır. Bu kapsamda filo içi birlik ve beraberlikleri artırmak için personel katılış-ayrılış dönemlerinde komutan devir teslim günlerinde, personel evliliğinde, personel çocuk doğumunda, kursiyerlerin başarılı bir şekilde geçtiği eğitim aşamaları ardından sosyal faaliyet denilen kokteyl tarzı etkinlikler yapılmaktadır.

Bir örnek olarak Sayın Başkanım daha iyi anlamanız için, F16 uçağına ait özellik olan 9 G çekebilme kabiliyeti bütün F-16 kursiyerlerinin başarı ile geçmesi gereken bir aşamadır. Başarılı olan bütün kursiyerler öğretmenleri 9 G rozet takarlar tam isimlikleri üzerilerine ve sertifikası verirler. Bu da sosyal faaliyet kapsamına giren kokteyl ile kutlanır. Sayın Başkan yaşananlara bu açıdan bakıldığında biz kursiyerlere 15 Temmuz öğleden sonra sosyal faaliyet denildiğinde ben gerçekten tayin dönemi olduğu için filoya katılışlar ve ayrılışlar olmuştu. Filoya katılan ve ayrılan personel için bir faaliyet olduğunu zannettim.

“O GÜN DE BU DÜŞÜNCE KAFAMDA OLUŞMUŞTUR”

Şimdi de TMH konusuna gelecek olursak ben Harp Okulu’ndan mezun olduktan sonra bütün atandığım birlikler eğitim birlikleri olmuştur. Hiç muharip bir filoda görev yapmadım. Daha önce hiç TMH görmedim. Nasıl olur, kimler katılır bilmiyorum. Darbeden 1 yıl önce, 23-24 Temmuz 2015’te tam 1 yıl önce yapılan TMH harekatında o dönem Akıncı’da bulunan kursiyerlerin sabaha kadar filolarında bulundukları, kendilerine verilen getir götür işi denilen karşıladım. Bu kapsamda kursiyerlerin gelecekte yer alacakları TMH atmosferini solumaları için görevlendirildikleri mahkemenizde de belirtilmişti. Bütün bunlar göz önüne alındığında benim TMH denilince tek anladığım husus bölücü terör örgütüne karşı yapılan bir harekat olduğudur. O gün de bu düşünce kafamda oluşmuştur.

“15 TEMMUZ GÜNÜ YAŞADIKLARIM…”

Sayın başkan şimdi 15 Temmuz günü ve gecesinde yaşardıklarımdan bahsedeceğim. Savcılık ifademi tekrar edeceğim, 15 Temmuz günü 8 sıralarında normal mesaiye geldim. Pazartesi yapılacak olan uçuş emniyet sınavına çalıştım. O gün planlı emniyet uçuşum yoktu. O gün havanın sıcak olması nedeni ile mesainin erken biteceği söylendi ve öğleden sonra uçuş planlanmadı. Saat 13.30’da bayrak töreni yapıldı. Ben de katıldım. Tören sonunda filoya geri döndüm.

“YÜKSEK HIZLI TRENLE KONYA’YA KIZ ARKADAŞIMIN YANINA GİDECEKTİM”

Saat 14 civarında mesainin bittiği ve kursiyerlerin serbest kaldığı söylenmesi üzerine üsten ayrılarak eve gelirken Telegramda bulunan grubumuza filo komutanı Binbaşı Mustafa Azimetli’nin emri ile 16’da filoda sosyal faaliyet olması sebebi ile herkesin filoya dönmesi gerektiğini yazan mesaj geldi. Ben de filoya döndüm cuma günü yüksek hızlı tren ile Konya’da ki kız arkadaşımın yanına gidecektim. Başkanım 18.40’a Konya’ya biletimin çıktısı işte buradadır. Bu benim darbeden kesinlikle haberimin olmadığının en büyük kanıtıdır. Filodaki sosyal faaliyetin çok uzun sürmeyeceğini düşündüğüm için filoya döndüm.

“İZİN ALAMADIM, SİNİRLENDİM, TRENE YETİŞEYEMEYECEKTİM”

Filoda kursiyer gazinosunda diğer kursiyer ile beklemeye başladım. Saat 17 civarı hala sosyal faaliyet başlamayınca trene yetişemeyeceğimi düşünüp filo komutanından izin almaya karar verdim. Yüzbaşı Ertan Koral’ın yanına gittim ve saat 18.40’a biletim olduğunu Konya’ya gitmem gerektiğini söyledim. O da filo komutanın filoda olmadığını kendisinin izin veremeyeceğini söyledi. Filo komutanı yoktu, izin alamadım, sinirlendim, trene yetişemeyecektim.

“HİÇ KİMSE İLE TELEFON KONUŞMAM YOKTUR”

Filo komutanı saat 17-18 civarı kursiyer gazinosuna geldi. Önce gazinodaki herkesin telefonunu kapatıp kendisine getirmesini söyledi. Telefonlarımızı sayarak bir çantaya koydu. Sayın başkanım bu söylediğimin kanıtı HTS raporumdur. HTS raporuma bakıldığında 15 Temmuz günü son telefon görüşmem saat 14.23.01’dir. Öğleden sonra 16 Temmuz sabahı ilk telefon görüşmem saat 08.47.17’dir. Bu kadar olayın yaşandığı bir gecede hiç kimse ile telefon görüşmem yoktur. Telefonumu kapatıp verdiğim için sabah saat 8.40’a kadar telefonum sinyal de vermemiştir. Görüldüğü gibi o gece haber alma ve haberleşme imkanımdan mahrum bırakıldım.

“BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNE HAREKAT YAPILACAK ZANNETTİM”

Telefonları topladıktan sonra filo komutanı Azimetli binbaşı ‘Bugün TMH olacak, bu görev bizim üste verildi, daha önceden planlanan bir sosyal faaliyet de var, bu faaliyet de iptal edilmedi, ilerleyen saatlerde sosyal faaliyetimize devam edeceğiz, bazılarını bunun için mihmandar olarak görevlendireceğiz, ailenize bugün geç geleceğiniz bildirin, kendilerine görev verilenler, birbiriniz ile verilen görevleri paylaşmasın’ gibi bir şeyler söyledi. Bunu söyledikten sonra çıktı. Filo komutanı TMH harekatı dediği için bölücü terör örgütüne karşı yapılacak zannettim ve hayatımda ilk defa bir TMH harekatı görecektim. Trene de yetişme imkanım kalmamıştı.

“KIZ ARKADAŞIM GECE 22.00’YE KADAR OTOGARDA BENİ BEKLEMİŞ”

Sayın başkanım bunu da vurgulamak istiyorum telefonumun alınması sebebi ile kız arkadaşıma haber veremedim. Kızcağız o gece saat 22’ye kadar tren garında beklemiş, sinirli mesajları var. Bunlar da telefonumda mevcuttur. Bunlar da ayrıca masumiyetimin delilidir.

“FİLO KOMUTANI BANA GÖREV VERMEDİ”

Bundan sonra filo komutanı bazı kursiyerlere görevler verdi, bana görev vermedi. Saat 19 civarı yemek yedim. Saat 20 civarında Binbaşı Ali Karabulut’un beni boşta görmesi sebebi ile bana ‘DESK denilen anons merkezine git’ dedi. Sayın başkanım 143 filo DESK’i filonun bir nevi danışmanı sekreterliğidir. Normalde asker çavuşlar bekler ama askerlere görev verildiğinde en alt rütbeli olan kursiyerler durur. Filo içerisinde birisine ulaşmak isteyen buradan anons ettirir. Ali Karabulut’un verdiği mahkeme ifadesi ile de bu durum sabittir. ‘Herhangi bir anons edilecek birisi olursa sen anons edersin’ dedi.

“BOĞAZ KÖPRÜSÜ’NÜN KAPATILDIĞINI GÖRDÜM”

Ardından filoda çalışma odasında iken haberlerden Boğaz Köprüsü’nün kapatıldığını gördüm. Üste o saate kadar bir gariplik görmedim. Bunun da terör eylemine yönelik bir faaliyet olduğunu düşündüm. Bu süreçte zaman zaman lavaboyu kullanmak niyeti ile koridora çıktığımda filoda daha önce görmediğim, saç tıraşlarından asker olduğunu değerlendirdiğim sivil kıyafetli şahıslar gördüm. Tanıdığım asker kişilerdin Çiğli 2.Ana Jet Üstü Komutanı Kubilay Selçuk’u gördüm.

“ŞOKA GİRDİM, NE OLDUĞUNU ANLAYAMADIM”

Saat 23-24 civarı tekrar çalışma odasına geldiğimde TRT’de darbe bildirisini gördüm. Şoka girdim, ne olduğunu anlayamadım. 1991 yılında doğmuş birisi olarak hayatımda hiç darbe görmedim 21. yüzyılda da darbeye imkan bile vermedim. Canım sıkıldı, moralim bozuldu. Filonun önünde kaldırımda oturdum, neler olduğunu anlamaya çalıştım. Üstün her yerinde silahlı birliklerin olduğu konuşulduğunda dışarı çıkmak tehlikeliydi. Telefonlarımız da toplanmıştı. Kimseye haber verme şansım da yoktu. Kolluk birimlerini arama imkanım da yoktu. Saat 1’e kadar filo içerisinde koridorda ve filonun hemen arkasında kursiyer bölümünde zaman geçirdim.

“KURSİYER GAZİNOSUNDA BEKLEMEYE BAŞLADIM”

Gerçekten ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kim darbeci, kim darbeci değil, ne oluyor anlayamadım. Herhangi bir suça karışmamak, kanunsuz bir şey yapmamak adına 1.30 civarı kursiyer gazinosuna geçtim. Işıklar kapalı bir şekilde kursiyer gazinosunda beklemeye başladım. Yorgunluğun ve steresin verdiği sebeple zaman zaman uyudum. Gece saat 3.30 civarı lavaboya gittiğimde birçok yerin bombalandığını öğrendim. Çok kötü bir durumdaydım ve yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

Tekrar kursiyer gazinosuna geçtim beklemeye devam ettim saat 7-8 civarı top sesleri duydum. Bir kaos ortamı oluştu. Günün aydınlanması ve ortamdaki dağınıklıktan faydalanıp telefonlarımızı aramaya başladım. En son filonun ucundaki sosyal odası kilitliydi. Harun Nihat Aşık ve Fahri Yavuz da oradaydı. Fahri kapıyı kırdı, içeri girdik, telefonlarımızı aldık. Ardından üçümüz Fahri Yavuz’un arabası ile onların evine gittik. Ben ardından kendi evime geçtim. Tüm gece etrafımız sarılı olduğundan olaylara hayat ve meslek tecrübemin az olması sebebi ile idrak edemedim. Darbeye karşı koyamadım. Silahım da yoktu. Ayrıca keşke Hava Kuvvetleri Komutanı veya sıralı amirlerimizden herhangi biri darbeye karşı koyma konusunda biz kursiyerleri yönlendirseydi, şu an burada olmazdım.

“GÖZALTINA ALINANA KADAR HER GÜN YOKLAMA VERDİK”

16 Temmuz sabahı saat 11.17’de filomuzda uçuş eğitmeni olan, o gece üste bulunmayan, halen Hava Kuvvetlerinde görev yapan Binbaşı Halik Oktay beni aradı. Neler olduğunu sordu. Ona yaşadıklarımı anlattım. Daha sonra bize Hava Kuvvetleri’nin kendisinden bulunduğumuz yerler ile birlikte günlük yoklama istediğini söyledi. Gözaltına alındığımız tarihe kadar her gün kendisine yoklama verdik. Ayrıca o gece yaşadıklarımı 16 Temmuz günü evime geldikten sonra saat 11 gibi aile dostumuz, komşumuz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde görevli Seyfettin Doğru’ya bildirdim.

“KENDİ İSTEĞİMİZ İLE ÜSTE GİDİP İFADE VERDİK”

27 Temmuz günü Halit Oktay Binbaşı üste gelip ifade vermemiz gerektiğini söyledi. Bugüne kadar kolluk kuvvetlerine yardımcı olmaya çalıştım. Biraz önce de belirttim, kendi isteğimiz ile üste ifade vermeye gittik. Kendi isteğimiz ile gittik. Bu ise kaçma gibi bir niyetimizin olmadığını masum olduğumun en büyük kanıtıdır. Burada gözaltına alındık ve Kızılay’da Polis Akademisi’ne götürüldük. Halı sahada çok zor 10 gün geçirdik. Bazı emniyet mensupları tarafından insanlık dışı onur kırıcı muameleler gördük. Bütün bunlar göz önüne alındığında bu zor sürecin ardından savcılık ifademi psikolojik ve fizyolojik açıdan yorgun bir durumda verdim açıkça başkanım bunu belirtmek istiyorum. Tanık olmayı beklerken sanık oldum.

“ARKADAŞIMIN ÇAMAŞIR MAKİNESİ ALMAM İÇİN GÖNDERDİ HAVALE DELİL DİYE DOSYAMA GİRDİ”

Sayın başkanım, savunmamın bu bölümünde de iddianamede isnat edilen diğer hususlar ile ilgili savunmamı yapacağım. Bir MASAK raporu, rapor kapsamında 3 kişi ile havalemin olduğu yazmaktadır. Sırası ile hepsini açıklıyorum. Bunların hepsi askeri personeldir ve aynı birlikte görev yaptığım kişilerdir. Bir Hasan Hüsnü Balıkçı’nın bir kez 1800 liralık bana yaptığı havale görünmektedir. Dosyamda yer alan ve şu an elden size verdiğim fatura havalenin içeriğinin somut delilidir. Hasan Balıkçı, 143 filoda filo komutanlığı yaparken beni gördü. Ailem ile Ankara’da yaşadığımı bildiği için Ankara da Bosch bayi olup olmadığını sordu. Kendisinin Bosch markasının bir çamaşır makinesini alacağını söyledi. Bizim oturduğumuz Elvankent’te komşumuzun beyaz eşya bayisi vardı, onu söyledim, faturada makinenin modeli fiyatı yazmaktadır. Makinenin bayiye gidip ücretini ben verdim. Teslimatı kendi evine yapıldığı faturada teslim alan kısmındaki imza kendisine aittir ve tarihi bellidir.

İki, Muhammet Muzaffer Yılmaz’ın bana yaptığı hava görülmektedir. Kendisi devre arkadaşımdır, kursiyerdir kendisine borç vermiştim, onu geri ödemek için havale yapmıştır.

Üç, Suat Fatih Karadağ ile yer alan kendisine yaptığın havale ile bana gönderdiği miktar yer almaktadır. Kendisi devre arkadaşımdır, kursiyerdir kendisi 2013 yılında kredi çekerek Nissan bir araç araba almıştı eli sıkışıktı borç verdim yaklaşık 1 yıl sonra tekrar borcunu ödemeye başladı bir kısmını ödedi gerisini de ödeyecekti. Başkanım size somut kanıtlar ile MASAK raporundaki hususları açıkladım. Bütün hepsi aynı yerde görev yaptığım asker kişiler ile yapılan hesap hareketleridir.

“DEVRE ARKADAŞLARIMLA TELEFONDA KONUŞMAM DOĞALDIR”

Şimdi de HTS analiz raporuna ait savunmamı yapacağım. Öncelikle HTS raporunda yer alan 15 Nisan- 15 Temmuz tarihleri arasında yaptığım görüşmelerin hepsi devre arkadaşlarım ya da aynı filoda görev yaptığım kişiler ile olmuştur. Darbeden çok önce aynı iş yerimde çalıştığım bu insanların telefon görüşmeleri oldukça doğaldır tıpkı sizin diğer adliye personelleri ile yaptığınız görüşmeler gibi. 15 Temmuz günü kursiyer Sinan Öztürk ve kursiyer Muzaffer Durmaz ile olan görüşmem saat 14.22 ve 14.23’de yapılmıştır. Nitekim 14.23’den sonra 16 Temmuz sabahı 8.47’ye kadar hiçbir telefon görüşmemin olmadığını vurgulamıştım.

16 Temmuz!da telefonlarımızı aldıktan sonra 08.47 ve 09.48’de kursiyer Taner Doğan ile görüşmem bulunmaktadır. Saat 11.17’de de daha önce belirttiğim binbaşı Halit Oktay ile görüşmem mevcuttur. Sonuncusu hariç hepsi 1 dakika bulunmayan görüşmelerdir. Sonuncusunun içeriği ile ilgili savunmamda biraz önce ayrıntılı bilgi verdim.

“KAZAKİSTAN’DA ÇALIŞAN BABAMLA TELEFON GÖRÜŞMEM SUÇ MU?”

Sayın başkanım şimdi savunmamı yapacağım husus ise, beni ve ailemi bu iddianamede en çok üzen husustur. Benim 16 ve 17 Temmuz’da Kazakistan’daki 77010916929 ile 77015194919 numaralı ile görüşmem var diye yazılmıştır. Bu kadar önemli bir iddianame hazırlanırken sanıkların ailesi kimdir, ne iş yapar, nerede çalışır diye hiç mi araştırılmaz.

Sayın başkanım benim babam 10 yıldır Kazakistan’da çalışıyor, 10 yıl. 1 yıl olsa, 2 yıl olsa anlarım. Tam 10 yıl. Dosyamda da yer alan, şimdi size sunduğum belge babamın Keysel Ciheseme ait bu numaraları kullandığının hem Türkçe hem de Kazakça belgesidir. Başkanım ekmek parası için gurbet kahrı çeken babam görüşe geldiğinde ‘Oğlum seni zor durumda bıraktım’ diye ağladı. Sayın savcımın kasti yapmadığının farkındayım ama keşke bu husus gözden kaçırılmasaydı da ailem bunları yaşamasıydı. İnsanın kendi öz babası ile görüşmesi ne zamandan beri iddianamelere konu olmaktadır.

“O GECE TELEFONUM KAPALIYDI”

Şimdi başkanım iddianamede yazan bu mesajların hiçbirini ben yazmadım. Grupları ben kurmadım. Hukukun en temel ilkesi suçun şahsiliğidir. Başkanım iddianamede belirtilen mesajları kimlerin yazdığı bellidir, numaralar var. Ben, sahibini bilmediğim numaralar bu mesajları yazdı diye savunma yapıyorum. İddianamede grupların kurucusu olmakla suçlanıyorum. Bu grupların hiçbirini ben kurmadım. WhatsApp’ta grupları kimin kurduğu bellidir, uygulama kaydeder, basit bir inceleme ile bu anlaşılabilirdi. Grubu kuran kişi gruba kendi telefon rehberinde olmayan kişileri başkaları da ekleyebilsin diye admin seçer. Admin seçilenin onayına dahi gerek yoktur, haberi bile olmaz. Ben o gece telefonumun toplandığını, kapalı olduğunu HTS raporları ile ispatladım. Benim olmadığım ortamda gece yazılan mesajlara nasıl müdahale edebilirim ki… İddianamede mesajların kişiler tarafından yazılma saati belirtilmiştir. Mesajın okunma saati ve tarihi çok kolay bir araştırma ile ortaya çıkarılabilirdi. Nitekim o gece telefonum kapalıydı.

“SAVCI “İYİ DARBE YOKTUR” MESAJINI NEDEN DİKKATE ALMADI”

Şimdi ise çok daha mühim bir noktaya değineceğim. Dosyada dijital inceleme raporunun ikinci sayfasını açabilir misiniz başkanım dosyada bulunan dijital inceleme raporunun. Buradaki mesajları sırasıyla yazan numaraları belirterek okuyorum. 0541-075-08-77 nolu kullanıcı 22.33’de ‘Haberlerde bir şey var mı?’ 0538-077-07-77 nolu kullanıcı 22.34’de belirtilen ibareyi söylüyor. 0541-975-06-77 nolu kullanıcı ‘Kurtulduk’ derken, 0541-52-64-01 nolu başka bir kullanıcı 22.35’de ‘Sen ne diyorsun ya değişik misin’, en son 0507-683-61-00 nolu kullanıcı 22.35’de ‘İyi darbe yoktur’ yazmıştır.

Şimdi başkanım dikkat edin. Numaraları okudum. Kim olduklarını bilmiyorum. Telefon rehberimde kayıt dosya isimleri yazar. Aynı grupta art arda 1 dakika ara ile yazılmış bu kadar mesaj var. İddianamede sadece aradan seçilerek belirtilen mesaj yer alıyor. Savcılık makamı neden ‘iyi darbe yoktur’ mesajını koymuyor? Eğer bu delil ise bu durumda iddia makamının iyi niyeti sorgulanmaz mı? Lehime delillerin koyulması gerekmez miydi? Ayrıca bütün mesajlar kişilerin şahsi iradesi olup benim irademi yansıtmamaktadır. Kişi kendinden sorumludur. Telefonumun gece boyunca elimde olmadığı düşünüldüğünde zaten bu mesajları okumadığım da ortadadır.

Başkanım şimdi de raporda veri olarak belirtilen 4 maddeye ait kısaca savunmamı yapacağım. Veri 1 ve 3 iddianamede yer alan mesajlardır. Veri 2 ve 4 ise iddianameye konulmamıştır. Veri 1 sayfa rapor, 2 biraz önce okuduğum mesajların yer aldığı WhatsApp grubudur. Bu grup havacılık ile ilgilenen insanların bulunduğu gruptur. Kurucusu ben değildim. Grup darbeden çok çok önce vardı. Burada daha önceden, çok önceden paylaşılan iletiler ve ‘iyi darbe yoktur’ mesajı göz önüne alınırsa darbe ile alakası olmayan bir grup olduğu anlaşılacaktır. Bütün bu paylaşımlar paylaşanların kendi iradeleridir. Veri 2 sayfa 3, başkanım bu veri iddianamede yer almamaktadır. Savcımız da bunun saçma olduğunu görmüş, iddianameye koymamıştır…

“BEN KENDİMDEN EMİNİM”

Sonuç olarak başkanım ben telefonumu darbeden 12 gün sonra teslim ettim, telefonumdaki hiçbir şeye dokunmadım. Kendi paylaştıklarımdan ve kendimden eminim. Bütün bunlar göz önüne alındığında whatsApp kullanmak suç mudur? WhatsApp’ta admin olmak suç mudur? Hatta grup kurmak suç mudur? Eğer böyle ise bu salondaki herkes suçlu olabilir? Vicdanınıza bırakıyorum.

İddianamenin sonuç olarak bölümüne ait savunmamı yapıp bitireceğim. Bu bölümde iddia makamı mesainin erken bitirildiğini darbeye katılmayacak subayların 14’de evlerine gittiğini, katılacakların hazırlık toplantıları yaptığını belirtiyor. Savunmamda detaylı olarak kursiyerin mesaisini anlattım. Mesaiyi terk edip etmeme hususu bizim irademiz dışında gerçekleşen olaydır. Hiçbir şekilde darbeye hazırlık toplantısı içinde bulunmadım, katılmadım. Filo komutanının kursiyer gazinosunda yaptığı konuşma ayak üstü yapılan toplantı niteliği taşımayan konuşmadır. Kesinlikle sıkı yönetim, darbe gibi kelimeler kullanılmamış, ima edilmemiştir, sadece TMH bilgisi verilmiştir kursiyerlere.

“İDDİA MAKAMI BANA O GECE BEKLEME GÖREVİ VERİLDİĞİ SÖYLÜYOR, BUGÜNE KADAR BÖYLE BİR GÖREV DUYMADIM”

İddia makamı bana o gece gazino bölgesinde bekleme görevi verildiğini ve bu yüzden benim suçlu olduğumu belirtmiş. Hayatımda hiçbirine bekleme görevi verildiğini duymadım. Böyle bir görev bana verilmedi. Savunmam da belirttiğim üzere kanunsuz bir eylemde bulunmamak için kursiyer gazinosunda beklemeye kendim karar verdim. Başkanım ilk duruşma sürecinde o gece lojmanda sabaha kadar bekleyen yanında her türlü haberleşme imkanı bulunan bir kişi suça karşılamadığı için serbest bırakılmıştı. Çok değil lojmandan 2 km ötede hiçbir haberleşme imkanım olmadan sabaha kadar kaygı ve endişe ile bekleyen şahsımın bu kişiden hiçbir farkımın olmadığını, aksine iletişim konusunda eksiğimin olduğunu mahkemenizin takdirine sunuyorum.

Akıncı’da 143 Filo’da o gece kamera görüntülerimin olması da suç olarak belirtilmiştir. İnsanın kendi iş yerinde görüntülerinin olması doğal değil midir? Bir gün önce de, bir hafta önce de filoda kamera görüntülerim mevcuttur. Bu açıdan bakıldığında o gece ilgim dahi olmadan kendimi hengamede bulduğum anlaşılacaktır…

“DARBEDEN KESİNLİKLE HABERİM YOKTU, SOMUT DELİLLERLE İSPATLADIM”

Sayın Başkanım, sonuç olarak savunmamın hepsini size somut deliller ile ispatlayarak yaptım. Darbeden kesinlikle haberim yoktu. Bana bir şey vaat edilmedi. Yurtta Sulh Konseyi bilmem, “fetö”, “pdy” irtibatım yoktur…

Bu neden ile olayda kusuru bulunan herkesten yine tarafımı kullanan kullanmaya çalışan benim bu duruma düşmeme sebep olan kişilerin sayın mahkemece tespiti halinde onlardan tek tek şikayetçiyim. Savunmamda suçsuzluğumu, masumiyetimi ispata ve izaha çalıştım ancak izah etmeyi … edeceğim bir şey varsa o da bu vatana duyduğum aşk ve sevdadır. 14 yaşından beri bu sevda ile yataktan kalktım. Üniformamı giydim, verilen vazifeyi namus bildim, meslek yaşantımda hep bu bilinçle hareket ettim, beni cezaevinde suçsuz bir halde yatmaktan çok milletimin verdiği vergiler ile üzerimdeki emeğe karşılık çok zor zamanlarda vatan savunmasında görev alamamak üzmektedir. Sizin vereceğiniz bir kararın ardından aşkıma, sevdama ve uçağıma kavuşmayı ümit ediyorum.

Başkanım Hava Kuvvetleri’nin pilot açığı sebebi ile Pakistan hava kuvvetlerinden pilot istediğimiz bugünde ben işime aşık masum birisi olarak karşınızda duruyorum. Yukarıdaki açıklamalarım doğrultusunda Sayın Başkanım, değerli heyet 15 Temmuz 2016 – 27 Temmuz 2016 arasındaki 12 günlük süreçte Ankara’da ikametgah adresinde bulundum ve kaçmayı aklımdan bile geçirmedim. Herhangi bir kaçma şüphem yoktur. Tüm deliller dosyada mevcuttur. Karartacak bir delilim söz konusu değildir. Yaklaşık 16 aydır özgürlüğümden yoksunum uzun tutukluluk sürem göz önüne alındığında öncelikle tahliyemi, mahkemeniz aksi kanaate ise adli kontrol şartı ile serbest bırakılmayı ve yargılama sonunda tüm suçlardan ayrı ayrı beraatımı arz ve talep ederim. Beni sabır ile dinlediğiniz için teşekkür ederim arz ederim.”

Tags: 15 temmuzABDAkıncı Üssü DavasıAmerikalıBuğra BaldanCezaevierdoganHİZMET HAREKETİTeğmenTörene katılanTürkiyeYılın pilotuzulüm
PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Mansur Yavaş: “Gökçek ailesi yargılanmadan bu ülkeye adalet gelmez”

SONRAKİ HABER

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı: Otoriter rejimler dijital araçları kullanarak toplumları manipüle ediyor

BENZER HABERLER

Adli emanetteki altınların çalınmasının arkasında kim var? 
Gündem

Adli emanetteki altınların çalınmasının arkasında kim var? 

Aralık 5, 2025
Enflasyon beklentinin üzerinde arttı
EKONOMİ

Avustralya ekonomisi sıcaklığın da etkisiyle ısınıyor: Kasım enflasyonu %4,3’e yükseldi, piyasaları sarstı

Aralık 5, 2025
Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta
Avustralya

Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta

Aralık 5, 2025
Yarsav’ın son başkanı cezaevind yılını doldurdu  Devlet, Av. Murat Arslan’dan ne istiyor?
Manşet

Yarsav’ın son başkanı cezaevind yılını doldurdu Devlet, Av. Murat Arslan’dan ne istiyor?

Aralık 5, 2025
Koğuşlarda sıcaklık 50 derece: Tutuklulara sıcakla toplu işkence yapılıyor, bebeklerin durumu vahim
Avustralya

Sydney’de alarm: Meteoroloji’ den sıcaklık dalgası ve yangınlara karşı uyarı  

Aralık 4, 2025
Adliyeyi soyan  Erdal Timurtaş’ın annesi: Oğlumu kullandılar
Gündem

Adliyeyi soyan Erdal Timurtaş’ın annesi: Oğlumu kullandılar

Aralık 4, 2025
  • All
  • Manşet
Adli emanetteki altınların çalınmasının arkasında kim var? 
Gündem

Adli emanetteki altınların çalınmasının arkasında kim var? 

by adminzaman
Aralık 5, 2025
0

Büyükçekmece Adliyesi Emanet Bürosu’ndan çaldığı 25 kilo altın ve 50 kilo gümüşle İngiltere’ye kaçtığı belirlenen temizlik görevlisi Erdal Timurtaş Türkiye’nin...

Enflasyon beklentinin üzerinde arttı

Avustralya ekonomisi sıcaklığın da etkisiyle ısınıyor: Kasım enflasyonu %4,3’e yükseldi, piyasaları sarstı

Aralık 5, 2025
Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta

Victoria Hükümeti’den 1000’e yakın pozisyona şok kesinti: Sendikalar ayakta

Aralık 5, 2025
Yarsav’ın son başkanı cezaevind yılını doldurdu  Devlet, Av. Murat Arslan’dan ne istiyor?

Yarsav’ın son başkanı cezaevind yılını doldurdu Devlet, Av. Murat Arslan’dan ne istiyor?

Aralık 5, 2025
Koğuşlarda sıcaklık 50 derece: Tutuklulara sıcakla toplu işkence yapılıyor, bebeklerin durumu vahim

Sydney’de alarm: Meteoroloji’ den sıcaklık dalgası ve yangınlara karşı uyarı  

Aralık 4, 2025
Adliyeyi soyan  Erdal Timurtaş’ın annesi: Oğlumu kullandılar

Adliyeyi soyan Erdal Timurtaş’ın annesi: Oğlumu kullandılar

Aralık 4, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM