Dr. Ömer Atilla Ergi; ”Bugün heyecanla toplumun ibadetine açılan camimizin, önemli tevafuk noktası; Peygamber Efendimizin ilk açtığı Kuba mescidi de bir Rabiul-Evvel (Eylül) ayında açılmıştı. Caminin tüm resmi prosedürleri ve devletten izninin çıkması da önceki gün, yani bir Eylül (Rabiul-Evvel) ayında ibadete açılması oldu” dedi.
![]()
Burak Akif CAN-ZAMAN Avustralya
Avustralya’nın Melbourne şehrinde, Hizmet Hareketi Gönüllüleri tarafından 10 yıl önce temeli atılarak, tamamlanan Kuba Camii, ilk Cuma namazıyla bugün ibadete açıldı. Hizmet Gönüllüleri’nin, Peygamberimizin hicrette ilk yaptığı Mescit’ten esinlenerek, yapımı tamamlanan caminin, çifte minaresinden ezanın okunabilecek olması, ülke tarihinde bir ilk olma özelliğini taşıyor.
36 METRELİK ÇİFTE MİNAREDEN GÜNDEN BEŞ VAKİT EZAN:
Osmanlı Mimarisi’nden esinlenerek yapımı tamamlanan, iç mekân süslemeleri, hat sanatı ve geleneksel malzemelerle süslenen cami, 1500 kişilik kapasiteye ve 36 metrelik çift minareye sahip. Okyanusya’nın en yüksek çifte minareye sahip olma özelliğini de taşıyan Kuba Camii, Victoria Eyaleti’nde yaşayan Müslümanlar açısından da ayrı bir manevi iklim oluşturdu.
![]()
OKYANUSYA’NIN EN YÜKSEK MİNARESİNE SAHİP:
Yaklaşık 31 yıldan bu yana Victoria Eyaleti’nde Eğitim ve Kültür hizmeti veren Selimiye Vakfı, bu hizmetiyle ise; Müslüman toplumuna dini hizmetler vermeye devam edecek. Bu arada Avustralya’da mevcut belediyeler cami hoparlörlerinden dışarıya ezan okunmasına izin vermezken, Kuba Camii’nin ise; residential (yerleşim) bölgesi olmaması nedeniyle, minarelerinden kamuya açık şekilde ezan okunabilecek.
![]()
![]()
CAMİ İNŞASI MUHACİRLERİN MADDİ VE MANEVİ DESTEĞİYLE GERÇEKLEŞTİ:
Cuma hutbesi öncesi cami cemaatine vaaz veren Kuba Camii Yönetim Kurulu Üyesi, İlahiyatçı-Yazar Dr. Ömer Atilla Ergi, Kuba isminin verilmesinin, muhacir ruhuyla temelinin atılmış bir mâbet olması olduğunu söyledi. Caminin temelinden, bitimine kadar, tamamen Avustralya’daki hayırseverler ve Hizmet Gönüllüleri’nin imkanlarıyla inşa edildiğinin altını çizen Ergi; ”Bugün heyecanla toplumun ibadetine açılan camimizin, en önemli tevafuk noktası; Rabiul-Evvel ayı olan Eylül’ün içinde açılmış olmasıdır. Zira Peygamber Efendimizin de hicrette ilk açtığı Kuba Mescidi bir Rabiul-Evvel ayında açılmıştı. Melbourne’deki Kuba Camimiz’in de, devletten tüm resmi prosedürleri ve izinleri önceki gün tamamlanarak, ilk cumayla hizmete girmiş oldu ”dedi. Camiyi dolduran cemaate hitaben verdiği vaazının devamında konuşan Dr. Ergi, bir Müslümanın yapabileceği en büyük ve ibadetlerden birinin de, Allah rızası için bir mescit inşa etmek olduğuna işaret etti.
![]()
![]()
CAMİLER, MERHAMET VE ADALETİN TOPLUMA TAŞINDIĞI MEKANLARDIR:
Camilerin sadece namaz kılınan bir mekân olmadığını, aynı zamanda toplumsal hayatının da kalbinin atıldığı yer olduğuna dikkat çeken Ömer Atilla Ergi, vaazını şöyle sürdürdü; “Mescid, birlik, manevî beslenme ve Peygamber Efendimizin, sünnetinin devamlılığını temsil eder. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.s.), Medine’ye vardığında ilk olarak bir mescid inşa ederek, sahabeler için sosyal ve dinî hayatın temelini oluşturmuş. Onun için mescitler, müminlerin kalplerinin arındığı, niyetlerin yenilediği ve Allah ile bağların kuvvetlendiği birer manevî mekteplerdir. Mescitler, merhamet, dürüstlük ve adalet değerlerini toplumun geneline taşıyan sorumlu bireyler yetiştirir. Bu yüzden mescitler, hem Allah’ın evi hem de ahlâken sağlam, hizmet odaklı bir toplumun yetişme alanıdır.”dedi.
![]()
![]()
MESCİTLER, PEYGAMBERİMİZİN İLİM ÖĞRETTİĞİ MERKEZLERDİR, BUNU ENGELLEYENLER KINANMIŞ:
Kur’an-ı Kerim’den ayetler ve Peygamberimizin hadislerinden mescitlerle ilgili noktalara işaret eden İlahiyatçı Ömer Atilla Ergi, vaazını şu sözlerle tamamladı; “Değerli Müslümanlar!
Allah, mescitlerden insanları alıkoyanları şiddetle kınamıştır. Allah’ın mescitlerinde, O’nun adının anılmasını engelleyen, onların yıkılmasına çalışandan daha zalim kim olabilir? Onlar oralara ancak korkarak girebilirler. Onlara dünyada rezillik, ahirette ise büyük azap vardır.” (Bakara, 114) Bu ayet, bize mescidi yaşatmanın Müslümanlar için bir sorumluluk olduğunu hatırlatır. Mescidde Peygamberimiz kardeşliği, eşitliği ve adaleti bize öğretmiştir. Bir zamanlar köle olan Bilâl (r.a.), Kureyş’in ileri gelenleriyle aynı safta, Allah katında eşit olarak durdu. Üstelik ezanı okumakla şereflendirildi.” diye sözlerini tamamladı.
MELBOURNE’Ü ADETA YANKILAYAN, ÇİFTE MİNAREDEN İLK EZAN:
Caminin İmam Hatibi İlahiyatçı İbrahim Karaisli’nin caminin kubbesini yankılayan ezanıyla birlikte, Melbourne’deki Müslüman toplumu adeta camiye akın etti. Minberde vaaz veren Karaisli, Peygamberimizin hicret ettiği Medine-i Münevvere’de ilk yaptığı işin, Kuba Mescidi’ni, daha sonra Mescid-i Nebevî’yi inşa ederek bize ümmetine örnek olduğunu gösterdiğini söyledi.
![]()
BİN BEŞYÜZ KİŞİ BİR ARADA NAMAZ KILABİLECEK:
1500 kişilik kapasiteye ve 36 metrelik çift minareye sahip olan Kuba Camii, cenaze hizmetlerinin yanı sıra, bay ve bayanların ayrı ayrı ibadet edebileceği iki kat şeklinde inşa edildi. Ayrıca ISRA (İslami Bilimler ve Araştırmalar Akademisi)’nin de yer alacağı bir eğitim ve kültür kompleksi olma özelliğine sahip olmuş olacak. Bunun yanında, projenin tamamının bitirilmesiyle birlikte çay bahçesi, bir takım sosyal etkinliklerin de içinde yer aldığı geniş komplekse dönüşecek.
NİZAMİYE KÜLLİYESİ’NE BENZER BİR KÜLLİYE OLACAK:
Kuba Camii, Avustralya’nın en büyük iki şehri olan Melbourne ile Sydney’i birbirine bağlayan Hume Otoyolu üzerinde ve Hume Belediyesi sınırları içerisinde yer alıyor. Cami Külliyesi ayrıca, Güney Afrika’da iş insanı merhum Ali Kervancı tarafından inşa ettirilen Nizamiye Camii’nin benzeri, adeta bir ikizi olma özelliğini taşıyor. Burak Akif CAN- Zafer Polat–ZAMAN Avustralya