27 Temmuz’dan bu yana Denizli T Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Avukat Süleyman Yıldırım, 6 Eylül’de sağlık durumunun ağırlaşması üzerine yoğun bakıma kaldırıldı. Kalp ameliyatı geçiren Yıldırım’ın ciğerlerinde kanser şüphesi bulunuyor.Denizli Devlet Hastanesi doktorları, “Cezaevinde kalamaz, yolculuk dahi yapamaz” raporu verdi. Ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu, infaz erteleme talebinde bulunan Yıldırım’ı, hayati tehlikesi olmasına rağmen bizzat İstanbul’a çağırdı.
KALP AMELİYATI GEÇİRDİ, CİĞERLERİNDE KANSER ŞÜPHESİ VAR
27 Temmuz 2025’te Acıpayam Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğü sırada gözaltına alınan Yıldırım, Denizli T Tipi Cezaevine konuldu. Cezaevinde iki ay boyunca bekletildi, tedavisi yapılmadı. Ardından 6 Eylül’de durumu ağırlaşınca Denizli Devlet Hastanesi yoğun bakım servisine kaldırıldı.
Bu süreçte kalp ameliyatı geçirdi. Kalbinin pıhtı atması nedeniyle hayati risk yaşadı. Ayaklarının kesilme ihtimali gündeme geldi. Ciğerlerinde su toplandı. Yaklaşık yirmi gündür yoğun bakımda olan Yıldırım için tedavisi için infaz erteleme talep edildi. Ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu, hayati tehlikesi bulunan hastayı bizzat İstanbul’a çağırdı.
Denizli Devlet Hastanesi doktorları Yıldırım’a hem cezaevinde kalamaz’ raporu verdi, hem de “Kontrol için dahi yolculuk yapamaz” dedi. Doktorlar, Yıldırım’ın durumunun çok ağır ve “kaybetme ihtimalinin büyük” olduğunu belirtti. İzmir’e sevk edilmesi gündeme geldi, fakat yolculuk yapabilecek durumda olmadığı bildirildi. Ciğerlerinde oluşan sıvının da kanser dokusundan kaynaklanabileceği değerlendirildi.
BİR AİLE DRAMI
1991 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Süleyman Yıldırım, Denizli Barosu’na kayıtlı olarak Acıpayam’da serbest avukatlık yapıyordu.
15 Temmuz sonrasında ilan edilen OHAL döneminde Gülen cemaatine yönelik davalar kapsamında tutuklandı ve 10 ay cezaevinde kaldı. Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bank Asya’ya para yatırmak, çocuklarını KHK ile kapatılan okullara göndermek ve ByLock kullanmak gerekçeleriyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtay’ın cezayı onaması üzerine Yıldırım, ikinci kez 27 Temmuz 2025’te tutuklandı. 10 ay cezaevinde kaldığı ilk süreçte eşi kendisini terk etti. Daha sonra yeniden evlendi ve bu evliliğinden 2 ve 4 yaşlarında iki küçük çocuğu oldu. İlk evliliğinden üç çocuğu bulunan Yıldırım, toplamda beş çocuk babası.
MAHKEMEDEKİ SAVUNMASI
Süleyman Yıldırım, 4 Temmuz 2018’de Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaptığı savunmada şunları söylemişti:
“Benim hiçbir örgütle yoktur. Bank Asya çalışanları büroma gelmişlerdir. Benim Bank Asya kredi kartı kullanıcısı olduğumu söylediler, hesap açmamı ve çalışmak istediklerini ifade ettiler. Asya Nakit kartım vardı. Kızım üniversitede okuduğu için ona para göndermek amacıyla Bank Asya’ya para yatırdım. Ben hiçbir talimat doğrultusunda para yatırmadım.
BTK’dan ByLock’un ilk tespit tarihinden itibaren hakkıma ait 3 ayrı internet trafiğini istiyorum. Bu tarihlerde tarafıma tahsis edilmiş IP’lerin başkası tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespitini talep ediyorum.
Psikolojik rahatsızlığım vardır, ilaç kullanıyorum. Pamukkale Üniversitesi Psikiyatri bölümünde tedavi gördüm. Cezai ehliyetim olmayabilir, rapor aldırılmasını talep ediyorum.
Avukatım olmadığı için dosyadaki HTS kayıtları hakkında bilgim yoktur. Okunduğu takdirde cevaplayabilirim. Eşimin aynı soruşturmadan tutuklu olmasının delil olarak gösterilmesi suçların şahsiliği ilkesine aykırıdır.
Kaçma şüphem yoktur. Deliller toplanmıştır. Karartma ihtimalim yoktur. Eşim tutukludur. Sağlık problemlerim vardır. Çocuklarım mağdurdur, onlara bakan yoktur. Tutuksuz yargılanmamı, eğer mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek şekilde serbest bırakılmamı talep ediyorum.”
“EN AZ 550 AVUKAT, 3 BİN 550 YILDAN FAZLA CEZA ALDI”
Süleyman Yıldırım, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimini takip eden dönemde tutuklanan 1700’den fazla avukattan biri. Bu dönemde avukatlar müvekkillerinin kimlikleri nedeniyle fişlenerek hedef alındılar.
“YILDIRIM’IN İNFAZINI ERTELEMEMEK ONU ÖLÜME GÖNDERMEKTİR”
Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Enstitüsü ve merkezi Avrupa’da olan The Arrested Lawyers Initiative tarafından ortak yayımlanan rapora göre, bugüne kadar en az 550 avukat 3 bin 350 yıldan fazla hapis cezası aldı. The Arrested Lawyers Initiative Direktörü Avukat Ali Yıldız, “Bu şartlar altında Süleyman Yıldırım’ın infazını ertelememek, onu bile isteye ölüme terk etmekten başka bir anlam ve maksat ifade etmiyor.” dedi.
BİR AY İÇİNDE ÜÇ KHK’LI HAPİSTE HAYATINI KAYBETTİ
Manisa’da Gülen cemaatine yönelik soruşturmalar kapsamında 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen ve Alaşehir M Tipi Cezaevinde 43 derece aşırı sıcaklık nedeniyle beyin kanaması geçiren Hüseyin Parlak (70), 15 Ağustos’ta hayatını kaybetti.
KHK ile kapatılan İzmir Gediz Üniversitesi’nde öğrenci işleri müdürü olarak görev yaptığı için 8 yıl 1 ay hapis cezası verilen ve İzmir Menemen R Tipi Cezaevinde 9 ay hapis yatan alzheimer hastası İbrahim Güngör (72), zatürre teşhisi konulduktan 10 gün sonra 7 Eylül’de vefat etti.
Adana’da kapatılan Işık Koleji’nde sigorta kaydı bulunduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan ve yaklaşık iki buçuk yıl Düzce T Tipi Cezaevi’nde hapis yatan KHK’lı İngilizce öğretmeni Asaleddin Çelik (52), akciğer kanseri olmasına rağmen bilincini kaybeden kadar tahliye edilmedi. Durumu Ağırlaşınca 15 Ağustos’ta infaz erteleme verildi. 13 Eylül’de de vefat etti.SEVİNÇ ÖZARSLAN – TR724
