SGK borçlanma oranı yüzde 32’den 45’e çıkıyor. Uzmanlar, artışın doğrudan vatandaşa ek maliyet getireceğini söylüyor.
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, bugün düzenlediği basın toplantısında Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda (5510) değişiklik öngören yeni Kanun Teklifini TBMM Başkanlığı’na sunduklarını duyurdu. Güler, teklifin gerekçesi olarak sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini ve gelir-gider dengesini sağlama amacını gösterdi.Sosyal Güvenlik Uzmanı Mehmet Akif Cenkci, Güler’in açıklamasının ardından yeni düzenlemeyi değerlendirdi. Cenkci, yaptığı açıklamada, “Ekonomik buhranın faturası yine işçiye, emekçiye, yani vatandaşa kesildi” ifadelerini kullandı.
KRİZİN ÖTESİNDE BUHRAN
Cenkci, Türkiye’nin artık bir “kriz” değil, kalıcı hale gelen derin bir ekonomik buhran içinde olduğunu vurguladı. Uzman, “Kriz gelir ve geçer ama buhran uzun süre etkisini sürdürür. Bugün ülke olarak bu buhranın içindeyiz” dedi.
Cenkci, yeni kanun teklifinde en dikkat çekici düzenlemenin SGK borçlanmalarındaki artış olduğunu açıkladı. Uzman, “Mevcut sistemde SGK borçlanmalarında (yurt dışı borçlanma hariç) prime esas günlük kazanç oranı yüzde 32 olarak uygulanıyor. Yeni düzenlemeyle bu oran yüzde 45’e çıkarılacak” bilgisini paylaştı.
SİGORTALILAR İÇİN EK YÜK
Cenkci, bu değişikliğin sigortalılar açısından doğrudan mali yük oluşturacağını belirtti. Uzman, “2025 yılı sonuna kadar geçerli olan günlük asgari borçlanma tutarı 277,39 TL iken, yeni oranla bu tutar 390,08 TL olacak. Yani yüzde 13’lük bir artış yaşanacak” dedi.
Cenkci, artışı örnekle anlatarak, “540 gün askerlik borçlanması yapacak bir sigortalı, 2025 yılı için SGK’ya 149.790,60 TL yerine 210.643,32 TL ödeyecek. Aradaki fark 60.852,72 TL olacak” dedi.
DOĞUM BORÇLANMASI MUAF
Cenkci, doğum borçlanmasının yeni düzenlemeden muaf tutulduğunu, ancak diğer birçok borçlanma türünde zamlı oranların uygulanacağını vurguladı. Uzman, değişikliğin kapsamını da ayrıntılı biçimde açıkladı.
Cenkci, bu kapsamda etkilenecek süreleri şöyle sıraladı: Askerlik ve yedek subaylıkta geçen dönemler, sigortalı olmadan yapılan doktora veya tıpta uzmanlık süreleri, avukatlık stajı, grev ve lokavt dönemlerinde geçen süreler, hekimlerin fahri asistanlık süreleri, tutuklanıp veya gözaltına alındıktan sonra beraat edenlerin geçen süreleri, seçim nedeniyle görevinden istifa edenlerin seçim tarihine kadar açıkta geçirdikleri zamanlar ve kısmi süreli çalışanların eksik günleri.
Cenkci, bu sürelerin tamamının yeni düzenleme sonrasında daha yüksek borçlanma bedelleriyle ödenmek zorunda kalacağını ifade etti. Uzman, ayrıca Bağ-Kur’luların ihya borçlanması için de aynı oranda artış yapılacağını söyledi.
BAĞ-KUR İHYA ARTIŞI
Cenkci, “Geçmişte terk koduyla durdurulan Bağ-Kur süreleri, yani ihya borçlanmaları, prime esas kazancın yüzde 34,75’i üzerinden hesaplanıyordu. Yeni düzenlemeyle bu oran yüzde 45’e çıkarılıyor” bilgisini verdi.
Cenkci, “2025 sonuna kadar günlük asgari ihya tutarı 301,23 TL iken, yeni oranla bu tutar 390,08 TL’ye yükselecek. Bu da 2000 gün borçlanma yapan bir Bağ-Kur’lunun ödemesini 602.460 TL’den 780.160 TL’ye çıkaracak. Aradaki fark 177.700 TL olacak” dedi.
İŞVEREN PRİMLERİ YÜKSELİYOR
Cenkci, teklifin sadece sigortalıları değil, işverenleri de etkileyeceğini belirtti. Uzman, “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının işveren hissesi yüzde 11’den yüzde 12’ye çıkarılıyor. Bu artış doğrudan işveren maliyetlerine yansıyacak” açıklamasında bulundu.
Cenkci, imalat dışı sektörlerdeki işverenlere verilen prim desteğinin yüzde 4’ten yüzde 2’ye indirileceğini de hatırlattı. Uzman, bu desteğin Hazine tarafından karşılandığını söyledi.
ÜST SINIR DÜZENLEMESİ
Cenkci, kanun teklifinde yer alan bir diğer önemli değişikliğin sigortalıların prime esas günlük kazanç üst sınırıyla ilgili olduğunu belirtti. Uzman, “5510 sayılı Kanun’un 80. maddesine göre belirlenen prime esas kazanç üst sınırı, asgari ücretin 7,5 katından 9 katına çıkarılıyor. Bu, işveren için maliyet, yüksek maaşlı çalışanlar içinse emeklilik açısından bir miktar avantaj yaratacak. Ancak bu durum ücretli çalışanların çoğunu kapsamayacak” dedi.
Cenkci, düzenlemelerin sosyal güvenlik sisteminin finansal dengesini güçlendirme iddiasıyla yapıldığını belirtti. Uzman, “Sürdürülebilirlik adı altında yapılan her düzenleme, emekçinin, esnafın, işverenin ve emeklinin sırtına yeni yükler bindiriyor. Bu teklif, sosyal güvenlik sistemini güçlendirmekten çok, ekonomik buhranın faturasını toplumun tüm kesimlerine pay ediyor” ifadelerini kullandı.