SEVİNÇ ÖZARSLAN-TR724.COM
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bugün 2 bin 420 KHK’lı hakkında daha hak ihlali kararı verdi.Yüksek Mahkeme, ihlal kararlarını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin iki önemli maddesine dayandırıyor. İlki; adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. madde. İkincisi; 15 Temmuz sonrası yapılan yargılamalarını geçersiz kılan “kanunsuz suç olmaz” ilkesini düzenleyen 7. madde.
Yani AİHM diyor ki: 15 Temmuz’dan önce Bank Asya’ya para yatırmak, ByLock kullanmak, derneğe üye olmak, yurtta müdürlük yapmak, Zaman gazetesine, Aksiyon dergisine abone suç değilse, 15 Temmuz’dan sonra da suç olamaz.
Oysa mahkemeler, sırf bu suçlamalarla binlerce KHK’lıya ceza verdi. İnsanların hayatlarını kararttılar. Kiminin hapiste kanser olmasına ve ölmesine sebep oldular.
Haklarında hak ihlali verilenler arasında gazeteciler, hasta tutuklular, hamile kadınlar, bebekleriyle birlikte tutuklanan birçok anne ve çıplak arama mağdurları bulunuyor.
(İsim listesinin tamamına bu üç linkten ulaşılabilir: Karslı ve diğerleri kararı. Seyhan ve diğerleri kararı. Bozyokuş ve diğerleri kararı.)
İşte o mağdurlardan bazıları…
– KHK ile kapatılan Zaman gazetesinin Erzurum temsilcisi Fahri Öztoprak ve İzmir Zaman çalışanlarından Vahit Yazgan.
1970 Erzurum doğumlu olan Fahri Öztoprak, darbe girişimiyle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen 19 Aralık 2016’da gözaltına alınıp tutuklandı. Öztoprak’a Bank Asya’ya para yatırmak, bir kültür sanat derneğinde yöneticilik yapmak, Zaman gazetesi çalışanı olmak ve ByLock gerekçe gösterilerek 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Erzurum H Tipi Cezaevinde 4 yıl 8 ay 7 gün hapis yatan Öztoprak, denetimli serbestlik hakkı da gasp edildikten sonra 25 Ağustos 2021’de tahliye edildi.
– Hamileliğinin dokuz ayını da hapiste geçiren kreş öğretmeni Hatice Şahnaz.
15 Temmuz’dan sonra çok fazla hamile kadın tutuklandı. Her birinin hikayesi, acısı ayrı. Fakat hamilelik sürecinin hepsini hapiste geçiren birkaç kadın var. Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi mezun olan Hatice Şahnaz o isimlerden biri.
Şahnaz, daha 1,5 aylık evliyken 4 Eylül 2018’de Antalya’da tutuklandı. Bebeğinin olacağını hapiste öğrendi. Kanuna rağmen tahliye edilmeyen Şahnaz, doğum sancısının başladığı 23 Eylül 2019 gecesi hastaneye cezaevi aracıyla, jandarmalar eşliğinde götürüldü. Kızı Safiye Serra’yı refakatçisi olmadan tek başına dünyaya getirdi.
Daha da kötüsü, 1 günlük bebeğiyle, lohusa haliyle tekrar Antalya L Tipi Cezaevine konuldu. Fakat bu olay kamuoyunda tepki çekince cezası kızı 18 aylık olana kadar ertelendi. Sonra tekrar tutuklandı. Yatarını bitiren Şahnaz, denetimli serbestlik hakkı da gasp edildikten sonra 23 Haziran 2023’te tahliye edildi.
Şahnaz’ı yargılayan Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, hamile kadına ilk mahkemede itirafçı beyanları ve ByLock gerekçesiyle 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verdi. Mahkeme Başkanı Aydın Çolak, karar duruşmasında 3 haftalık hamile olan kadına ne dedi biliyor musunuz? “Boşuna üzülmeyin. 6 aylık olunca İstinaf bırakır.”
Mahkeme salonlarında böyle hukuk garabetleri yaşandı bu ülkede.

– Edirne’de, 6 aylık hamileyken 29 Ocak 2019’da tutuklanan ve cezaevinde doğum yapan Beyza Demir.
– 4 Kasım 2023’te tutuklanan ve halen Çorum Sungurlu T Tipi Cezaevinde tutuklu olan çıplak arama mağdurlarından Müberra Boşçu.
– 5 yıl 6 ay 22 gün hapis yatan KHK’lı tarih öğretmeni, hasta mahpuslardan İzzettin Yenigün.
Kayseri’de kapatılan bir dershanede çalıştığı ve ByLock kullandığı gerekçesiyle 8 yıl 9 ay hapis cezası verilen İzzettin Yenigün, denetimli serbestlik hakkı verilerek 8 Aralık 2024’te tahliye edildi. Ama cezaevinde maruz kaldığı hak ihlalleri nedeniyle entübe edilecek kadar ağırlaştı.
– Anne-babası tutuklandıktan sonra kemik kanserine yakalanan ve 8 yaşında vefat eden Ahmet Burhan Ataç’ın babası Harun Reha Ataç.
– Kanser hastasıyken tutuklanan muhasebeci Yasin Akaslan.
Yıllardır lösemi tedavisi gören muhasebeci Yasin Akaslan, hastalığına rağmen 11 Mart 2020’de tutuklanıp Ankara Sincan Cezaevine konuldu. Akaslan’ın suçu, KHK ile kapatılan kitap ve kırtasiye mağazası NT’lerde müdür olarak görev yapmak, Kırıkkale’de bir kolejde muhasebeci olarak çalışmaktı.
– Cezaevinde mide kanseri olan ve ölüm döşeğinde tahliye edildikten sonra 22 Kasım 2020’de hayatını kaybeden KHK’lı komiser Ümit Gökhasan.
– Hapisteyken kızı Kübra Kuzan’ı kaybeden Ertuğrul Kuzan.
15 Temmuz’dan hemen sonra tutuklanan ve 8 yıl 1 ay ceza verilen Ertuğrul Kuzan, Kandıra Cezaevi’nde tutukluyken beyin sapı tümörü teşhisi konulan kızını son kez görebilmesi için defalarca başvuruda bulundu ancak sadece bir kez bitkisel hayatta yatan evladını görebildi. 14 Şubat 2021’de kızını kaybeden baba Kuzan’ın suçu, diğer KHK’lılarla aynıydı.
– Sekiz aylık hamileyken gözaltına alınan, 16 aylık oğlu Sabri Kerem ile 17 Mayıs 2018’de tutuklanan Semanur Kütükçü. Kütükçü’ye Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir yurtta çalıştığı için 7 yıl 11 ay hapis cezası verildi.
– İleri derecede boyun fıtığı ve kronik bronşit hastası Yeliz Kurtok.
Özel bir yurtta memur olarak çalıştığı için İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesince 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan hasta mahpuslardan Yeliz Kurtok. Kurtok, kişisel ihtiyaçları çoğu arkadaşları tarafından yapılmasına rağmen tahliye edilmedi. Üstüne 4 yaşındaki kızıyla birlikte hapis yattı.
Beş aylık hamileyken tutuklanan Elif Tuğral, dört çocuğu annesiz-babasız bırakılan Kamile Tüter, Yasemin Aladağ ve daha nice kadınlar…
İşte bu yüzden AİHM kararları sadece birer “hukuk metni” değil; bu ülkenin yüzüne tutulmuş bir aynadır. O aynada görünen şey, adaletin değil, suskunluğun, korkunun ve sistematik bir vicdansızlığın resmidir.
Yıllar sonra Strasbourg’dan gelen “hak ihlali” tescili, mezardaki çocuğu geri getirmiyor, cezaevinde doğan bebeklerin travmasını silmiyor, kanserle boğuşurken demir parmaklıklar ardında ölenleri diriltmiyor.
Ama şunu kayda geçiriyor: Suçsuzdular.
Ve bir gün, bu ülkenin mahkemeleri değilse bile tarih, bu kararların altına kocaman bir not düşecek: Adalet geç geldi ama zulüm apaçık ortadaydı.