Bir bacağını cezaevinde kaybetti, kanser ilerledi, doktor raporlarına rağmen tahliye edilmedi. “Cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen geri gönderildi. Ölüm döşeğinde serbest bırakılan avukat Süleyman Yıldırım bu sabah hayatını kaybetti. Geride ise çürümüş bir adalet düzeninin ağır bir tanıklığını bıraktı.
Avukat Süleyman Yıldırım (59), cezaevinde maruz kaldığı ağır ihmal ve geciktirilen tedavi sürecinin ardından bu sabah İzmir Şehir Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
AKP–MHP REJİMİNİN YARGI SİSTEMİ BİR CAN DAHA ALDI
Yıldırım, yalnızca üç ay önce, ölüm döşeğinde tahliye edilmişti. Hizmet Hareketi Cemaatine yönelik soruşturmalar kapsamında 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Yıldırım, 27 Temmuz 2025’te “tedavi olmak için” gittiği hastanede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu karar, onun geri dönüşü olmayan bir sürece girmesine neden oldu.
Denizli T Tipi Cezaevi’nde tutulduğu süre boyunca:
Tedavisi geciktirildi,
6 Eylül’de yoğun bakıma alındı,
Kalp ameliyatı geçirdi,
1 Ekim’de sol bacağı diz altından kesildi,
Ardından 3. evre akciğer kanseri teşhisi kondu.
Doktorlar defalarca “Cezaevinde kalamaz. Hatta yolculuk bile yapamaz.” dedi.
Ancak Adli Tıp Kurumu, yoğun bakımda olmasına rağmen infazın ertelenmesini reddetti.
Ölüm gelmeden tahliye gelmedi
Sağlık durumu hızla kötüleşen Yıldırım, yalnızca 40 kiloya kadar düştü.
Ailesi onu gördüğünde tanıyamadı; yaşadığı dram, “Auschwitz kampından çıkmış gibi” sözleriyle anlatıldı.
Tedavi edilmediğini söyleyen Yıldırım, “Beni o doktor ötekine attı, hiç tedavi yapmadılar” diyerek maruz kaldığı ihmali dile getirmişti.Ancak tüm raporlara, tüm uyarılara rağmen tahliye edilmedi.
Ta ki ölüme birkaç adım kalana kadar.
Ölüm döşeğinde verilen üç aylık infaz ertelemesi, Yıldırım’ın hayatını kurtarmaya yetmedi.
Bu sabah İzmir Şehir Hastanesi’nde hayata veda etti.
“Bir hukuk kahramanıydı”
TR724’e konuşan bir aile yakını, Yıldırım’ı şu sözlerle anlattı:
“Süleyman Bey dik, dürüst, kaliteli, mücadeleci bir insandı. 45 yıllık arkadaşım, mükemmel bir insandı. Tedavisini yaptırmadılar; sağlık hakkı, yaşam hakkı engellendi. Hapsedip ölümüne sebep oldular.”
Yıldırım’ın dosyası, uluslararası kurumların da gündemindeydi.
Alman Barolar Birliği (DAV) ve insan hakları örgütleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a resmi mektuplar göndererek Süleyman Yıldırım’ın tutukluluk koşullarını ve sağlık durumunu “hayati risk” olarak tanımlayıp tahliye talep etmişti.
• 30 yıllık hukuk mücadelesi, hukuk dışılık altında sona erdi
1991’de Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Yıldırım, Denizli Barosu’na bağlı olarak 30 yıl avukatlık yaptı.OHAL döneminde tutuklanıp 10 ay cezaevinde kaldı; ardından Bank Asya, ByLock ve çocuklarını kapatılan okullara göndermek gibi delilsiz iddialarla ceza aldı.Yargıtay’ın kararı onamasının ardından yeniden tutuklandığında ise artık çok geçti.
• Geride bir ölüm değil, bir adalet çığlığı kaldı
Dört çocuk babası avukat Süleyman Yıldırım, maruz kaldığı ihmal, geciken tedavi ve hukuksuz yargılama süreçlerinin ardından yaşamını yitirdi.Cenazesi memleketi Denizli’de defnedilecek.Onun ölümü, sadece bir insanın ölümü değil;
çürümüş bir yargı düzeninin, siyasallaşmış adalet anlayışının ağır bir utanç sayfası olarak kayda geçti.SEVİNÇ ÖZARSLAN —