Yeni Zelanda’da bir tarım kasabası, ekonomisini canlandırmak için göç almak ister ve reklamını yapar. Sakinleri ise kısa sürede dünyanın dört bir yanından gelen mesajlarla ne yapacağını şaşırır. On binlerce insan, yerleşim için sıraya girmiştir.
Yeni Zelanda’nın güneyindeki küçük Kaitangata kasabası sakinleri bugünlerde karmaşık hisler yaşıyor. Kasabanın bağlı olduğu Clutha bölgesi idarecileri, ülkenin bu kısmında çok iş, ev ve arazi olmasına karşın çok az insan olduğu gerekçesiyle atıl kalan zenginliklerinin reklamını yaparken buna pişman olabileceklerini düşünmemişlerdi. Cep telefonunda dünyanın dört bir yanından gönderilmiş cevapsız 5 bin mesaj, daha nicesi ise sosyal medya ve e-mail hesaplarında olan Kaitanga Belediye Başkanı Bryan Cadogan, kelimenin tam anlamıyla isyanlarda. “Buraya gelmeye çalışanların talepleri karşısında eziliyoruz.” diyor. Ne yapacağını bilmiyor.
Bir tarım kasabası olan Kaitangata’da nüfus, yıllarca gençlerin büyük hayaller peşinde ‘daha iyi bir hayat’ için başka yerlere gitmesiyle 800’e kadar düşmüş. Doldurulmayı bekleyen iş sayısı ise 1.000. Clutha’daki irili ufaklı diğer yerleşim yerlerindeki durum da bundan farksız. Bölge yöneticileri, artık çarklarını döndürmekte zorlandıkları ekonomilerini canlandırmak için dışarıdan göçü özendirmeye karar verirler. Bunun için de yazılı ve görsel medyada, keza sosyal medya aracılığıyla tanıtım kampanyası başlatırlar. Başlatırlar başlatmasına ama olabileceklerden tümüyle habersizdirler. Tüm dünyadan ‘gelmek istiyoruz’ içerikli mesajlar yağmaya başlar kısa sürede. İngiltere’nin 23 Haziran’daki referandum sonucunda Avrupa Birliği’nden ayrılmaya karar vermesiyle ise işler tümüyle çığırından çıkar. Bir anda 10 binlerce insan bölgeye yerleşmek için sıraya girmiştir. Bir kampanyaya böylesine yoğun ilgi önce memnun eder, onlara seçme lüksü tanıyacaktır, ama mesajların ardı arkası kesilmeyince baştaki memnuniyet yerini önce şaşkınlığa sonra çaresizliğe bırakır. Cadogan, “İlgi buranın yerlilerinin morallerini çok yükseltti ama bununla nasıl baş edeceğimizi bilmiyoruz. Hazırlıksız yakalandık.” sözleriyle İngiltere’nin önde gelen gazeteleri The Guardian’a bile haber olur.
‘Hepsi bizim mi?’
Aileden çiftçi olan Evan Dick, kendisine ait çiftlik evi ve geniş tarım arazisini 230 bin Yeni Zelanda Doları’na (490 bin TL) satışa çıkarmış. Taliplerin çokluğundan memnun. “İş çığırından çıktı. Bir anne ve iki kızı daha yeni geldiler. Satın aldıkları taşınmazları gösterdiğimde yüzlerinde büyülenmiş bir ifadeyle, “Bunların hepsi bizim mi?” diyorlardı. “Kaitangata’nın dünya haritasında bulunabileceğine kim ihtimal verirdi ki?” diyerek şaşkınlığını gizlemiyor.
Hayatı boyunca Kaitangata’da yaşamış Joyce Beck de kasabalarının bir yılda ne kadar değişebileceğini düşündükçe çok heyecanlandığını anlatıyor. “Yeni insanlara yemek yapmak için sabırsızlanıyorum.” diyor ama o ‘yeni insanlar’dan bazılarının kendilerinden vize almalarında yardımcı olmalarını, hatta seyahat masrafları için borç vermelerini istemelerine biraz bozulmuş: “Bunu yapamayız.” Türkiye’nin 3’te 1’i büyüklükte bir alanda yalnızca 4,5 milyon insanın yaşadığı ülkesine gidenlerin ise misafirperverliklerinden şüphe etmemelerini istiyor: “Söz, size yardımcı olmak için bekliyor olacağız.”