Kurban bayramından bir önceki güne arefe denmektedir. Bu günde hacılar Arafat’a çıkar ve orada bayram gecesine kadar ibadet eder, Allah’a yalvarırlar.
Arefe gününün fazileti hakkında hadislerde müjde dolu haberler vardır: Öncelikle geceden bahsedelim. Arefe gecesi, Zilhicce ayının 8. gününü 9. gününe bağlayan gecedir.
Tirmizî’de geçen ve Ebu Hureyre’den (radiyallâhu anh) rivayet edilen hadiste Arefe gecesiyle alakalı olarak şöyle buyrulmuştur:
“Zilhiccenin ilk on gününde her bir geceyi ihya etmek, kadir gecesini ihya etmek gibidir.” (Tirmizî) Zilhicce ayının ilk on günü içinde Arefe gecesi de vardır.
Arefe gününün gündüz kısmına gelince, Ebu Katade’nin (radiyallâhu anh) rivayet ettiğine göre Allah Resulü (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Arefe günü tutulan oruç, iki senenin günahına keffarettir. Bir önceki sene ve bir sonraki sene.” (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübra, 3/221)
Bir başka rivayette şeytanın Arefe günü çıldırdığı, perişan olduğu beyan edilmiştir. Çünkü Allah Arefe günü bütün müminlere afv ü mağfiretle muamele eder. Daha başka rivayetlerde Allah Teâla’nın bu mübarek günde ayrı bir tecellide bulunduğu haber verilmiştir. Bu tecellinin sadece Arafat’ta bulunanlar için değil bütün müminler için geçerli olduğu belirtilmiştir.
Başka bir hadiste ise Allah Resulü (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. O, cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan faziletlidir. Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır.” (Muvatta, Hacc 246)
Hazreti Aişe validemizden ise şu rivayet nakledilmiştir: “Allah, arefe gününde azad ettiği kadar kullarını başka günlerde cehennemden azad etmez. Allah mahlukata rahmetiyle yaklaşır ve onlarla meleklere karşı iftihar ederek “Görüyor musunuz kullarım neler istiyorlar!” der.” (Müslim, Hacc 436) Diğer bir rivayet de şöyledir: “Allahu Teâlâ, arefe günü kullarına nazar eder. Zerre kadar imanı olanı affeder.”
Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu günün ehemmiyetine dikkat çekme sadedinde şöyle buyurmuştur: “Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allah’ın kıymet verdiği bir gündür.” Allah’ın ehemmiyet verdiği güne biz de ehemmiyet vermeli ve bu günü en güzel şekilde değerlendirmenin yoluna bakmalıyız.
Hazreti Ömer’in halifeliği zamanında Yahudilerden birisi gelerek: “Ey Ömer, siz bir âyet okuyorsunuz ki, o âyet bize inseydi o günü bayram yapardık.” dedi. O âyet, Maide sûresinin üçüncü âyetiydi. Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştu:
“Bugün, sizin dininizi kemale erdirdim ve size nimetimi tamamladım.” Bu âyet, hicri onuncu yılda, Veda Haccı’nda, arefe günü olan cuma günü ikindiden sonra, Peygamber Efendimiz Arafat’ta “Adba” adındaki devesinin üzerinde vakfe yaparken nazil olmuştu. Deve vahyin ağırlığına dayanamayarak yere çökmüştü.
Hz. Ömer’e Yahudiden hangi âyet olduğunu öğrenince şöyle dedi: “Biz o günü ve o gün bu âyetin Allah Resulü’ne (sallallâhu aleyhi ve sellem) nazil olduğu yeri biliriz. Cuma günü Arafat’ta bulunuyordu.” demiş ve o günün zaten bayram olduğuna işaret ederek Arefe gününün önemini belirtmiştir.
Arefe günü, Hazreti Âdem aleyhisselam ile Hazreti Havva’nın Arafat’ta buluştukları gündür. Arefe günü oruç tutmanın sevabıyla alakalı olarak Allah Resulü’nden şu rivayetler varid olmuştur: “Arefe günü oruç tutana, Âdem aleyhisselâmdan, Sûr’a üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katı kadar sevap yazılır.” “Arefe günü tutulan oruç, bin günlük nafile oruca bedeldir.” “Aşure günü orucu bir yıllık, arefe günü orucu da, iki yıllık nafile oruca bedeldir.” Arefede tutulan oruç, iki bin köle azat etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve Allah yolunda cihâd için verilen iki bin ata bedeldir.”
Arefe günü özellikle bin adet İhlas okumak büyük zatlar tarafından tavsiye edilmiştir. Hadis-i şeriflerde “Arefe günü Besmele ile bin İhlas okuyanın günahları affedilir ve duası kabul olur.” buyrulmuştur. Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu konuda şöyle demiştir: Bizim memlekette eskiden Arefe gününde bin İhlas-ı Şerif okurduk. Ben şimdi bir gün evvel beş yüz ve Arefe’de dahi beş yüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir. (Onüçüncü Şua)
Arefe gününe saygılı olmalı, o gün hacılar Arafat’ta vakfe yapıp dua ederken manen onların yanında olduğumuzu hissederek dualarına iştirak edilmelidir. Böyle bir günde bizi günaha sokabilecek her şeyden uzak kalmak gerekmektedir.
Arefe gününü değerlendirme adına, oruç ve beş vakit namazın dışında nafile ve kaza namazları kılma, istiğfarda bulunma, muhasebe yapma, imkân ölçüsünde sadaka ve infakta bulunma şeklinde pek çok hayırlı amel yapılabilir.
Arefe günü bayramın bir öncesi olması hasebiyle bayram alışverişlerine çıkmak âdet olmuş olabilir. Ancak bu alışverişleri daha önce yapıp Arefe gününü evde ibadetle geçirmek tercih edilmelidir. Çünkü böyle bir gün senede bir defa gelmektedir ve seneye çıkıp çıkmayacağımız da belli değildir. Allah’ın af dağıttığı bir günde, sokaklarda vakit geçirmek, diğer günlerde olduğu gibi hareket etmek ve Arefe gününün farklılığını yaşamamak mümine yakışmasa gerek.
Rahman ve Rahim Rabbimiz, Arefe günü hürmetine günahlarımızı affetsin, ümmet-i Muhammed’e ve bütün insanlığa yaşanılan sıkıntılardan kurtuluş yolları göstersin.Amin..
Arefe günü tutulan orucun sevabı
“Arefe günü tutulan oruç, geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına keffaret olur.” Hadis.
Hz. Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman, Arefe günü kardeşi Hz. Aişe’nin (r.a.) huzuruna girdi. Hz. Aişe oruçlu olduğu için hararetten dolayı üzerine su dökülüyordu. Abdurrahman ona: “Orucunu boz” dedi. Hz. Aişe: “Resulullahın (s.a.v.) ‘Arefe günü oruç tutmak, kendisinden önceki senenin günahlarına keffaret olur’ dediğini işittiğim halde iftar mı edeyim?” dedi.
Nefsim adına benim gibi neredeyse bir günah denizinde yüzen ahir zaman Müslümanları için bundan daha büyük bir müjde olabilir mi? İşte af ve mağfiret fırsatı!
Başka bir rivayette ise Hz. Aişe şöyle demiştir:
“Arefe gününün orucu bin gün oruç tutmak gibidir.” Demek ki, bir günlük arefe orucu, üç yıllık normal günlerde tutulan oruç sevabına denktir.
Arefe günü okunacak önemli dua
Efendimiz, bu günün faziletini şöyle anlatır: “Arefe günü gelince, Yüce Allah rahmetini saçar. Hiçbir gün o günde olduğu kadar insan cehennemden azat olunmaz. Kim Arefe günü gerek dünya ve gerekse âhiret ile ilgili olarak Allah’tan bir şey isterse, Allah onun dileğini karşılar.
“Buhâri’de geçen bir hadisten öğrendiğimize göre arefe günü şu duayı okuyan, şeytanın tasallutundan kurtulur, kendini muhafaza altına almış olur.
“Allahümme’c’al fî kalbî nûran ve fî basarî nûran. Allahümme’şrah lî sadrî ve yessir lî emrî…”
“Allah’ım, kalbimi, gözümü, gönlümü nûrlu kıl. Allah’ım, kalbime genişlik, işlerime kolaylık ver.”
Arefe günü “İhlâs suresini okumak kul hakkı hariç diğer bütün günahların affına vesiledir.”(Ebu-ş şeyh)
“Arefe günü (Besmele ile) bin İhlâs okuyanın günahları affedilir ve duası kabul olur.” (Ebu-ş şeyh)
“Bin kere ihlâs okuyan kendini Allahü teâlâdan satın almış olur.” (Râfi’î)
Arafat’ta kesintisiz dua ve Vakfe yapıldığı gibi bizler de evimizde ailemizle veya arkadaşlarımızla cemaat halinde bıkmadan, usanmadan durup dinlenmeden duaya devam edelim.
… Ve Bayram gecesini ihya etmek
“Ramazan ve Kurban Bayramlarını “La İlahe İllallah”, “Allahu Ekber” “Elhamdülillah” “Subhanallah” ile süsleyiniz.” Hadis.
Yine Efendimiz (sav): “Kim Ramazan Bayramı gecesini ve Kurban Bayramı gecesini ihyâ ederse, kalblerin öldüğü günde onun gönlü, kalbi ölmez.” buyuruyor.
İhyâ etmek; kalkıp namaz kılmak, zikir yapmak, Kur’an okumak, insanlara ders, sohbet yaparak, irşat ve tebliğde bulunmak sûretiyle sevaplı faaliyetlerle doldurmak, gàfil geçirmemek demektir.
Ebu Ümame (ra) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim her iki bayramın da gecesini, Allah’tan sevap umarak ibadetle geçirirse kalplerin öldüğü günde kalbi ölmez.”