Türkiye’de 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin tamamlanmasının ardından AKPli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-AB ilişkilerinde yeni gelişmeler yaşanmasını umduğunu belirtmiş ve Avrupa Birliği (AB) de ilişkilerin geliştirilmesine olumlu baktıklarını açıklamıştı.
Türkiye-AB ilişkilerinin arttığı bu dönemde Avrupa Birliği Komisyonu’nun komşuluk ve genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüşmüştü.Varhelyi ve Fidan, Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesi için atılacak adımları ele almış ve vize kolaylığı gibi konularda açıklamada bulunmuşlardı. Ancak görüşmede Türkiye’nin tam üyeliği kapsamında katılım müzakerelerinin canlanması konusu yine ele alınmamıştı. Tam üyelik, hala AB’nin öncelikleri arasında değil.
AMOR: TÜRK HÜKÜMETİ İLERLEME OLARAK DEĞERLENDİREBİLECEĞİMİZ TEK BİR MESAJ BİLE VERMEDİ
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor’un hazırladığı Türkiye raporu Avrupa Parlamentosu’nda görüşülmeye başlandı ve bugün oylanması bekleniyor.
Gerçek Gündem’e konuşan Amor, Türkiye’nin siyasi ve demokratik reformlar konusunda hala siyasi bir irade göstermediğini söyledi. Amor, “Türk hükümeti ülkenin demokratik standartlarında ilerleme olarak değerlendirebileceğimiz tek bir mesaj bile vermedi, vermemeye de devam ediyor” dedi.
Türkiye’den demokrasi ve hukukun üstünlüğüne ilişkin Avrupa standartlarına yaklaşan bir siyasi irade beklediklerini belirten Amor, Kopenhag kriterlerini hatırlattı.
Amor’a göre, Türkiye’nin AB müzakerelerine katılım sürecinin ana koşulu demokrasi. Amor, Türkiye’nin insan hakları, hukukun üstünlüğü ile demokrasi konularında hala hiçbir ilerleme sağlayamadığının altını çizdi ve ekledi:
“Türk yetkililerin yaptığı tek şey, Avrupa Birliği hiçbir kritere uymuyor ama biz neler yapıyoruz gibi yanlış haberleri kamuoyuna yaymak oldu. AB ile yapılan anlaşmanın Gümrük Birliği konusundaki taahhütlerimize tamamen uyan kısmı için Avrupa Birliği’ni suçlamaktan başka bir şey yaptıkları yok.”
Gümrük Birliği’yle ilgili anlaşmazlıkları ve Dünya Ticaret Örgütü’ndeki tartışmaları çözmek zorunda olduklarını söyleyen Amor, ilerleyen dönemlerde Türkiye’yle ilişkilerin devam edeceğini belirtti.
“SORUMLULUK TAMAMEN TÜRKİYE’DE, BİZ DAHA FAZLA AŞK MEKTUBU İSTEMİYORUZ”
Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin standartlarına uymak zorunda olduğunu ifade eden Amor, siyasi irade göstermenin sorumluluğunun tamamen Türkiye’de olduğunu söyledi:
“Türkiye’nin geleceği için Avrupa perspektifinin önemi üzerine hamasi nutuklar atmakla ilgili değil. Biz daha fazla aşk mektubu istemiyoruz. Biz Türk yetkililerin demokrasi ve hukukun üstünlüğüne ilişkin Avrupa standartlarına yaklaşma yönündeki adımlarını görmek istiyoruz.”
“TÜRKİYE’NİN TAM ÜYELİĞİ ÖNCELİĞİMİZ BİLE DEĞİL ÇÜNKÜ TÜRKİYE EN UFAK BİR SİYASİ İRADE BELİRTİSİ GÖSTERMEDİ”
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci, 1963 yılında Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık antlaşması imzalamasıyla başladı. 1987’de Avrupa Ekonomik Topluluğu’na ve 1999’da Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusunda bulunan Türkiye, 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başladı.