28 Şubat sürecinde üç kızıyla birlikte cezaevinde yatan, adı başörtüsü eylemleriyle özdeşleşen HDP 26. Dönem Milletvekili Hüda Kaya, İstanbul havalimanında gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen Kaya tutuklandı.
Kaya’nın Kobani gerekçesiyle 6-8 Ekim 2014’te düzenlenen eylemlere ilişkin soruşturma kapsamında tutuklandığı belirtildi. Kişisel X hesabından elleri kelepçelenmiş fotoğrafla paylaşım yapan Hüda Kaya; “Yüreğim her zaman barışla, umutla, sizinle. “En büyük ibadet hakkı müdafaa etmektir.” dedi.
Yüreğim her zaman barışla, umutla, sizinle.
"En büyük ibadet hakkı müdafaa etmektir." pic.twitter.com/FHkPCmTAUM— Hüda Kaya (@HudaKaya777) November 1, 2023
GERGERLİOĞLU SORDU: BU NEYİN İNTİKAMI?
Öte yandan tutuklamaya tepki gösteren HEDEP Ömer Faruk Gergerlioğlu; “ Bu neyin intikamı?” diye sordu. Gergerlioğlu yaptığı paylaşımda; şunları söyledi; “ Eski vekilimiz Hüda Kaya tutuklanmış! Tutuksuz yargılanabilecekken tutuklu yargılama! Bu neyin intikamı?”
Eski vekilimiz Hüda Kaya tutuklanmış!
Tutuksuz yargılanabilecekken tutuklu yargılama!
Bu neyin intikamı?@Akparti
— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) November 1, 2023
Bu arada Eski HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Ankara Cumhuriyet Başsavcılı’ğının, ‘Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014’te düzenlenen’ eylemlere ilişkin yürüttüğü soruşturmada, hakkında çıkarılan ‘yakalama emrine’ istinaden İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alınmıştı. Sağlık kontrolünün ardından adliyeye getirilen Kaya, tutuklama talebiyle sevk edildiği nöbetçi Ankara sulh ceza hakimliğince, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi üzerinden yapılan sorgunun ardından tutuklandı.
28 ŞUBAT’TA ÜÇ KIZIYLA BEDEL ÖDEMİŞTİ:
Her dönemde büyük bir zulüm yaşayan Hüda Kaya BBC’ye verdiği bir röportajda; 28 Şubat rejimi dönemi ile Erdoğan Rejimi’nin yaşattığı zulümlere birbiriyle kıyaslamıştı. Söz konusu röportajda Kaya, o dönemde binlerce kadının zulüm gördüğünü ama bugünkü iktidarınsa başörtüsünü ve 28 Şubat’ı istismar ettiğini belirterek; ” 28 Şubat’ta yaşadıklarımızla bugünkü zulmü kıyaslamak mümkün değil” ifadelerini kullanmıştı. 28 Şubat sürecinde üç kızıyla birlikte cezaevinde yatan, adı başörtüsü eylemleriyle özdeşleşen Hüda Kaya; “O dönemlerde ilk olarak 1998’de kılık kıyafet yasağıyla ilgili yazdığım bir yazıdan dolayı gözaltına alındım, 312’inci maddeden yargılandım. Bu yargılamada 20 ay ceza aldım.”
KIZLARI DERS SIRASINDA GÖZALTINA ALINDI:
Kaya, 1999’daki bu ilk tutukluluktan sonra cezaevine iki kızıyla birlikte girdiğini belirterek; “Karar mahkemesinde tahliye olmuştum, henüz iki üç ay geçmemişti ki, 1999’un ilkbahar aylarıydı, bu sefer tamamen kendiliğinden ani gelişen bir durum oldu. Üç kızım da Malatya İmam Hatip Lisesi’ne gidiyordu.
“Nurcihan, en küçüğümüzdü, henüz 16 yaşındaydı. Özgürlük duası ettirmişti. Kendisi söylüyor, topluluk da tekrar ediyordu. İntizar ise özgürlük türküsü isimli bir şiiri, kendisi tekrarlayıp topluluğun etmesiyle orada okumuşlardı. Tutukluluk sebebi bu. Kızlarım okuldayken ders sırasında, terörle mücadele ekipleri tarafından gözaltına alındı. Daha sonra benim de kaldığım yerde, benim de yakalanmamla birlikte tekrar gözaltı sorgulamaları sonucunda Malatya E tipi cezaevine bu sefer kızlarımla beraber girmiş olduk. Aylar süren tutukluluk devam etti, beraber, kızlarımızla cezaevindeyken. Biri dokuz biri 13 yaşında iki çocuk oğlum dışarıda kalmışlardı.Tehdit edildik, hem dışarıda kalan iki oğlumuza, hem de sorgulamalarda bize tehditler yapıldı; ‘Bak dışarıda çocuklar var, bir trafik kazasına kurban gidebilirler’ gibi. Daha sonraki süreçlerde dosyası basına düştüğünde biz ne ile yargılandığımızı öğrenmiş olduk. Hakkımızda idam ile dava açıldığını ‘Başörtüsüne idam’ diye bir sürmanşetle koğuşa gelen gazetelerden öğrendik.”dedi.
HER KESİME SİRAYET EDEN BİR ZULÜM YAŞANIYOR:
Haklar ve özgürlükler açısından 28 Şubat’a kıyasla bugünkü şartların çok daha ağır olduğunu öne süren Kaya, toplumun tümüne yönelik bir zulüm yaşatıldığını belirterek;
“28 Şubat’ın gerçekten çok çok üzerinde, farklı bir süreci yaşadığımızı düşünüyorum. Bugünkü bu iktidarın politikaları ile sadece 28 Şubat’ta olduğu gibi halkın belli bir kesimine ait bir zulüm yok, şu anda genelleşmiş ve toplumun her kesimine sirayet etmiş büyük bir zulüm yaşanıyor. Siz sarayın yanında değilseniz, kim olursanız olun, başörtülü başörtüsüz, inanan inanmayan, partili partisiz.”dedi.
GÖZÜNÜN ÖNÜNDE OĞLUNA İŞKENCE YAPILDI:
Kaya, kişisel olarak da 28 Şubat sürecinde yaşamadığı bazı şeyleri bu süreçte yaşadığını belirtiyor:
“Bizim 2016’da Kadıköy’de bir kadın basın açıklamamız oldu. Beni arabayla oraya götürdüğü için oğlum Muhammed Cihad da yanımdaydı. Kadıköy Meydanı’nda kalabalık bir polis grubunun üzerimize saldırmasıyla, bizleri yerlere attılar. Cihad’ı ayrı bir şekilde hedef alıp onun üzerine çullandılar ve orada, gözümüzün önünde büyük bir şiddet uyguladılar. Daha sonra İskele karakolunda özel bir muameleyle şiddet uyguladılar, felçten döndü. Omuriliği kırılmasıyla hastaneye kaldırıldı ve hastanede bile kelepçelendi, davası iki yıl devam etti ve üstüne de ceza verdiler.”
BU DÖNEMDE YAPILAN BASKINLARDA YATAK ODAMA KADAR GİRDİLER
“Diğer oğlumun, İstanbul Büyükşehir’de iyi bir işi var iken, hak ederek sevilerek işini yapıyor iken sadece Hüda Kaya’nın oğlu olduğunun anlaşmasıyla birlikte işine son verildi ve bugün hiç bir yerde iş bulamadığını belirterek;
“28 Şubatlarda defalarca evimiz basıldı, defalarca yargılandık, gözaltına alındık, takip edildik fakat ben üstümü başımı giyiniyordum, kapıları açıyorduk. 2017’de gözaltına alındığımda, hem de bir milletvekili olarak bile gözaltına alındığım yerde, yatak odamda, daha başörtümü bile bağlayamadan, gece yarısı, uyku saatinde, üstümü başımı giyinmeme bile müsaade edilmedi. Kadın, erkek polisler odama daldılar, benim şiddetle karşı koymamla, tepki göstermemle, aramızda fiziki bir müdahale yaşandı ve beni kelepçeleyerek çıkardılar gözaltına, götürdüler. Bunu ben 28 Şubatlarda bile yaşamadım, bir vatandaş olarak bile yaşamadım.Sadece Saray’ın destekçisi olursanız, siz onların başörtülü bacısısınız, muhalefet ediyorsanız başörtülü olup olmamanızın hiçbir anlamı yoktur.” ZAMAN-Avustralya