Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ), bugün yayımlanan bir haberde, İsveç’te faaliyet gösteren “Nordic Monitor” haber sitesinin Türkiye tarafından kapatılmak istendiğini bildirdi.
Gazetenin haberine göre, haber sitesini yöneten iki gazeteci Türkiye’nin Stockholm’den NATO’ya katılımına engel olmaması şartıyla haber sitesini kapatılması talebinde bulundu.FAZ, “Nordic Monitor”dan Levent Kenez ve Abdullah Bozkurt‘un Türkiye’nin bu talebine rağmen etkilenmediklerini belirtiyor. İsveç’te iltica başvurusunda bulunmuş olan gazeteciler, Ankara’nın gözdağına rağmen cesaretlerini koruyarak, Türkiye’nin baskılarına boyun eğmeyeceklerini ifade ettiklerini belirtiyor.
Ayrıca Levent Kenez‘in, Türkiye’nin iadesini talep ettiği bir “terörist” olarak listelendiğini, ancak İsveç Yüksek Mahkemesi tarafından iadesi yasaklandığına da değinilen haberde, Türkiye’nin, İsveç’teki “Nordic Monitor” sitesinin kapatılması talebinin, İsveç’in NATO üyeliği sürecinde yaşanan gelişmelerle de bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor.
FAZ’den Friederike Böke ile Julian Staib’ın imzasını taşıyan haberde, Türkiye’nin Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar’ın açıklamalarına da yer veriliyor: Türkiye’nin eleştirel web sitesinin kapatılma talebi, İsveç ile yapılan müzakerelerin bir parçasını oluşturuyor. Bu durum, Türkiye’nin İsveç üzerindeki baskısını gösteren önemli bir örnek olarak değerlendiriliyor.
Kısa bir süre önce Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar, Ankara’daki parlamento Dışişleri Komisyonu toplantısında bu online haber sitesinden bahsetmişti. Yayınlanan toplantı tutanaklarına göre Akçapar bunun “ciddi bir mesele” olduğunu söyledi. Bu medya kuruluşunun kapatılması talebi İsveç ile yapılan sözde “müzakerelerin” bir parçasıydı. Aynı toplantıda Dışişleri Komisyonu, iktidardaki AKP partisinin talebi üzerine İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin oylamanın süresiz olarak ertelenmesine karar verdi. Gerekçe olarak İsveç ile müzakerelerin henüz tamamlanmamış olması gösterildi.
İsveç’de gazetecilik hayatlarına devam eden ve bu devletlerarası pazarlıklara konu olan bu iki sürgün gazeteci ile konuşan FAZ, kendilerini İsveç’de güvende hissedip hissetmemeleriyle ilgili Kenez’in “Duruma göre değişir, dikkatli olmaya çalışıyorum‘‘, dediğini ifade ediyor. Haberde iktidar medyası haline gelen “Sabah” gazetesinin Kenez’in ve ailesiyle yaşadığı evin fotoğraflarını yayınlandığına da yer veriliyor. “F mültecisi” yazan sembolik bir kimlik kartı ile hedef gösterildiklerinden de bahsedilen haberde, Abdullah Bozkurt’un da kişisel bilgilerinin yayınlanmasının ardından Stockholm’de kimliği belirsiz kişiler tarafından fiziksel saldırıya uğradığı ifade ediliyor.
Haberde, “Sabah” ve “A Haber” televizyon kanallarının sürgündeki gazetecilere karşı yürüttüğü doxing kampanyasının ardından Almanya ve ABD’de de benzer vakalar yaşandığına da dikkat çekiliyor:
Doxing, insanlara zarar vermek amacıyla kişisel verilerin toplanması ve yayınlanmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
FAZ ayrıca, Hessen polisi’nin Mayıs ayında iki “Sabah” gazetecisinin evlerini “kişisel verileri insanları tehlikeye atacak şekilde yaymak” şüphesiyle aradı ve veri depolama ortamlarına bunun ardında Türk devlet kurumlarının olduğu şüphesinin olması gerekçesiyle el koyduğundan da yazdı