Bu Ekrem İmamoğlu’nun başına gelenler de epey komik bir hal almaya başladı. Hiç kimse beklemezken seçimi kazandı, iptal ettiler. Aynı sandığa dört zarf atılmasına rağmen sadece büyükşehir seçimleri tekrarlandı.
Bir daha kazandı, bu kez seçim yasağı geldi. Onanma kararı Erdoğan’ın talimatını bekliyor.
Bir ittifakla İstanbul’u kazanmıştı, hem ittifak dağıldı hem de eski dostlar düşman oldu. Ve son olarak DEM’in adayı olarak Başak Demirtaş’ın ismi gündemde.
Şimdi mesele “Bizim için ha CHP ha AKP!” değil. “İstediğimiz adayı gösteririz!” de değil. Çünkü DEM Parti yönetimi için de sürpriz bir gelişmeden bahsediyoruz.
Elbette DEM’i destekleyen seçmene, “Bana oy ver ama benimle yan yana görünme!” anlayışının bir sınırı ve son kullanma tarihi vardı. DEM/HDP yapabileceği fedakarlığı fazlasıyla yaptı. Geçen seçim İstanbul’da başkan adayı göstermemişlerdi. AKP’nin bütün girişimleri ve hatta Öcalan’ın tartışmalı ‘Tarafsız kalın!’ mesajına rağmen seçmeni sandığa gitmiş, İmamoğlu’nu desteklemişti.
Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdiler. Ama o Kılıçdaroğlu’nun daha sonra Zafer Partisi başkanı ırkçı Ümit Özdağ ile gizli protokol imzaladığı ortaya çıktı. Bundan sonraki işbirliklerinin ‘almadan verme’ ya da ‘ver ama kaybol’ mantığında olmayacağı belliydi.
Başak Demirtaş çıkmazı!
DEM, CHP ile anlaşamayıp İstanbul’da güçlü bir aday çıkarabilir ama artık hiçbir aday Başak Demirtaş etkisi yapmaz. DEM için de zor bir durum. Başak Demirtaş’ı aday göstermese başka yorumlar yapılacak. Başka bir şehir önerseler, Demirtaş kabul etmezse bu kez AKP-Demirtaş arası gizli anlaşma iddiaları güçlenecek.
Kürt siyasi hareketinin içindeki farklı dengeler bir yana DEM tabanının istisnasız en sevdiği siyasetçi Selahattin Demirtaş. Parti yönetimi ve Kandil’de farklı görüşler olsa da birkaç istisna hariç kimse halkın bu kadar çok sevdiği bir isimle ters düşmek istemedi. Ancak son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş ile parti yönetiminin arasının açık olduğu inkar edilemez bir şekilde ortaya çıkmıştı.
Kürt siyasi hareketinin bir cezaevi ve akraba kontenjanı olduğu malum. Halihazırdaki ve geçmişteki milletvekillerine bakarsanız bunun ne anlama geldiğini rahatlıkla görürsünüz. Parti yönetimi çok önceden Başak Demirtaş’a milletvekilliği teklif edebilirdi. Belki de düşünülmüştür, Demirtaşlar kabul etmemiş olabilir.
İmamoğlu’na gidecek oyları etkiler
Şimdi Bayan Demirtaş’ın, eşi ile görüşüp partinin uygun bulması durumunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi için aday olmayı düşünebileceğini söylemesi ilginç bir gelişme. Bunun Ekrem İmamoğlu’na gidecek olası oyları etkilemek için olmadığını iddia etmek biraz çocukça. Tabiki en temel sebep budur.
Büyükşehirlerde kazanma şansı olmayan partiler oylarını yine de yükseltmek ve Türkiye toplamına etkisinden dolayı prestij isimleri aday gösterirler. Burada aday olan kişi kazanamayacağını bilse de partisinin bir jesti olduğunu bilir. Geçmişte Sırrı Süreyya Önder’in adaylığı da kazanmak için değil alınabilecek maksimum oyu almak içindi. Meral Akşener hatırlarsınız, MHP tarafından İstanbul Büyükşehir adayı gösterilmişti.
Bayan Demirtaş madem aktif siyasete yerel seçimlerle girmek ister, bunun adresi neden ikamet ettiği, eşinin de milletvekili olduğu Diyarbakır değil. Bunun cevabını “Sana ne!” olarak verenlerin bunun bir belediye seçimi olduğunu ve siyaset konuştuğumuzu hatırlatmak gerekir.
Eğer yıllardır Demirtaş’ı hapiste tutanlara bir mesaj verilecekse, Diyarbakır gibi hem kazanmanın garanti hem de sembolik değeri olan bir şehir daha güçlü bir mesaj değil midir?
Sürpriz kararın temel motivasyonu ne?
“DEM Parti’den bize bir öneri gelmedi ama halk ister, partimiz de uygun görürse, demokrasi ve toplumsal barışın önünü açacağına inanırsak, düşünebiliriz.” diyor Başak Demirtaş. Mesela İstanbul’u AKP’nin kazanmasına yardımcı olup, nasıl bir demokrasi ve barışın önü açılacak bunu seçmen bilmek ister.
DEM’in neredeyse bütün belediyelerine kayyım atayan, Demirtaş’ı hapse atan ve AİHM’nin kararına rağmen yaklaşık 8 yıldır tahliye ettirmeyen Erdoğan ile şu ana kadar kendisini destekleyen HDP/DEM seçmenine bir yanlış yapmayan İmamoğlu, DEM seçmeni gözünde aynı konumda mıdır?
Elbette Başak Demirtaş’ın adaylığı ile heyecanlanan ve Demirtaş’a vefa için bunu bir fırsat olarak görenler olabilir. Onların sosyal medyada heyecanlı paylaşımlarına denk gelebilirsiniz. Ama İmamoğlu’nun kazanamaması sonucunu doğuracak sürpriz kararın temel motivasyonun ne olduğunu da merak ediyor insan.