Türkiye’deki zulümler nedeniyle Yeni Zelanda’ya iltica eden ailelerden 29 Hizmet Gönüllüsünü evinde ağırlayan ülkenin şirin beldesi Turangi Kasabası’nın Reisi Kaumatu Sam. misafirlerini bağırına bastı. Sam; “Māori kültüründe biz misafirlerimizi Hongi ile selamlarız.Alın alına yaptığımız bu selamlaşma nefeslerin, iyiliklerin ve acıların ortak olduğunu temsil ediyor. Gözgöre ve alnımızı birbirimize değecek şekilde, senin nefesin benim nefesim, senin gözyaşın benim gözyaşım, senin acın benim acım, senin mutluluğun benim mutluluğum, anlamını taşıyor.Aramızda çok güzel köprüler kuruldu, siz bu köprüyü geçtiniz ve kalplerimize yerleştiniz, tek bir aile olduk”dedi.
DÜNYANIN EN UCUNDA HİZMET GÖNÜLLÜSÜ MUHACİRLERİ AĞLATAN ÖZEL KARŞILAMA!
— Zaman Avustralya (@ZamanAvustralya) March 17, 2024
Türkiye’deki zulümler nedeniyle Yeni Zelanda’ya iltica eden ailelerden 29 Hizmet Gönüllüsünü evinde ağırlayan ülkenin şirin beldesi Turangi Kasabası’nın Reisi Kaumatu Sam. misafirlerini bağırına bastı.… pic.twitter.com/WKye0ZKW4z
Burak Akif Can-Sydney
AKP Rejimi’nin yürüttüğü nefret dili ve soykırım uygulamasına rağmen, dünya ülkeleri, zulümden dolayı dünyanın çeşitli ülkelerine sığınan Hizmet Hareketi mensuplarını, bağrına basmaya devam ediyor. Yeni Zelanda’nın şirin Kasabası Turangi’nin yerli insanları Maori sakinleri, ülkesine iltica etmiş, 29 Hizmet Gönüllüsü’nü üç gün boyunca evlerinde ağırlayarak, bağrına bastı.
YENİ ZELANDA’NIN, YERLİ HALKI MAORİ’LER, BAĞLAMAYA VE ANADOLU EZGİLERİNE EŞLİK ETTİ:
Misafir muhacir aileleri, bölgedeki kutsal mekânları gezdirerek, geleneksel yemeklerle ağırlayan Maoriler, Türkiye’den binlerce kilometre uzaklıkta olan Yeni Zelanda’nın şirin beldesinde, konuklarına unutulmaz anlar yaşattılar. Auckland’a 4 saatlik mesafedeki Turangi Kasabası’nın da aynı zamanda reisi olan Kaumatu Sam ailesiyle birlikte misafirlerini, özel ve sıcak bir karşılama programıla karşıladı. Kutsal mekanlar ve turistik yerlerin edilmesiyle başlanan ziyaret programında, sürgündeki Hizmet Gönüllüleri, güzel ikramlarla ağırlandı ve unutulmaz anlar yaşadılar. Bu arada misafirlere, on iki saat boyunca kuyuda sıcak buhar eşliğinde hazırlanan Maori kültürüne ait yemekler pişirilerek ikram edildi. Üç gün boyunca karşılıklı sohbetler, hüzünlü hayat hikayelerinin anlatılmasının yanı sıra, bağlama eşliğinde Anadolu’dan söylenen ezgilere hep birlikte eşlik edildi. Muhacir misafirler de Türkiye’nin mutfağından çeşitli ikramlar yaparken, Ebru Sanatı’nı ev sahiplerine öğretti.
EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ, MAORİ KÜLTÜRÜNÜN EN ÖNEMLİ SİMGESİ HONGİ SELAMIYLA KARŞILANDILAR:
Ülkesine iltica eden muhacirleri, evinde en üst imkanlarla ağırlayan Kaumatu Sam ve Kasaba’nın diğer sakinleri, Yeni Zelanda’ya iltica eden Hizmet mensuplarını, Maori kültüründe Hongi selamı denilen alın alına değdirme ve göz göze gelme ile karşılandılar.Bu selam şeklinin önemine işaret eden Kasaba Reisi Sam, burunları birbirine değdirecek şekilde yapılan selamlaşmanın, iyiliklerin ve acıların ortak olduğunu temsil ettiğini söyledi. Bu selamlaşma şeklinin kendi kültürleri açısından çok büyük mana taşıdığının altını çizen Kaumatu Sam; “ Māori kültüründe biz misafirlerimizi Hongi ile selamlarız.Alın alına yaptığımız bu selamlaşma nefeslerin, iyiliklerin ve acıların ortak olduğunu temsil ediyor.Alnımızı birbirimize değecek şekilde, senin nefesin benim nefesim, senin gözyaşın benim gözyaşım, senin acın benim acım, senin mutluluğun benim mutluluğum, anlamını taşıyor. Ayrıca Allah mevsimleri, dağları, ırmakları bize kendisini tanımamız ve tüm nimetlerini de paylaşmamız için verdi” dedi.
GELİŞİNİZLE KURULAN KÖPRÜLERİ GEÇEREK, KALPLERİMİZE YERLEŞTİNİZ:
Konuşmasının sonunda, gelen misafirlere teşekkür eden Sam, sözkonusu ziyaretle yeni köprülerin kurulduğuna dikkat çekerek; “Aramızda çok güzel köprüler kuruldu, siz bu köprüyü geçtiniz ve kalplerimize yerleştiniz, tek bir aile olduk. Şahsen veya toplu olarak her zaman kendi eviniz gibi gelebileceğinizi belirtiyorum. Bir kez daha sizi davet ediyorum.” dedi.Adaların İncisi Vakfı (Pearl of the Islands Foundation) Direktörü Taner Başar ise ev sahibi Turangi Kasabası Reisi Kaumatu Sam’a teşekkür etti. Başar, üç gün boyunca misafir edilen Hizmet Gönüllüleri’nin, Türkiye’deki hukuksuzluklardan dolayı daha güvenli bir ülke olan Yeni Zelanda’ya iltica eden ailelerden oluştuğunu belirtti. Geçen sene, ülkenin en popüler turistik beldesi Motueka Kasabası’nın Hıristiyan dinine mensup sakinleri tarafından, ülkeye iltica eden 63 kişiden oluşan muhacir ailelerin, 4 gün boyunca burada evlerde ağırlandığını hatırlatan Tamer Başar; “Bu yıl ise Yeni Zelanda’nın bir başka şirin Kasabası Turangi’nin yerli Maori Halkı, 29 Hizmet Gönüllüsü’nü üç gün boyunca evlerinde ağırlayıp, bağrına bastı. Misafir ailelere bölgedeki Māori’lerin kutsal mekanları gezdirildi, geleneksel yemekler yendi, hüzünler konuşuldu, dertler paylaşıldı. Ebru Sanatı icra edildi ve hep beraber Anadolu’dan ezgiler seslendirildi. Müslüman olan Māori Mathew (Ebubekir)’de ev sahipleri arasında bulunarak, Ezan-ı Muhammediyi okudu.” dedi.
PEKİ MAORİ HALKI KİMLER?
Avustralyalıların Aborjin, Amerikalıların Kızılderilileri gibi Yeni Zelanda’nın da yerli halkı da Maoriler. Maoriler, Yeni Zelanda nüfusunun %17’sini oluşturuyor. Köken olarak kaynakların verdiği bilgilere göre Polinezyalı. Polinezyalılar Avustralya, Yeni Zelanda, Tayvan, Samoa, Tahiti, Hawai ve Paskalya Adası gibi geniş bir alana yerleştiler. Savaşçı, direnişçi bir kavim. Özgürlüklerine alabildiğine düşkünler. Bu yüzden İngilizler başta olmak üzere sömürgeci kavimlerle hep mücadele içinde oldular. Kendi dilleri var ve bu dil İngilizcenin yanında resmi olarak kullanılıyor. 1840 yılında Yeni Zelanda’nın kuruluş belgesi olan Te Tiriti o Waitangi yani Waitangi Antlaşması ile Maori ile İngiliz Kraliyeti arasında bir ortaklık antlaşması ile resmi olarak iki toplumlu bir ülke haline gelmiş Yeni Zelanda. Öyle ki Maori kültürüne ait motifler hayatın her yerinde. Hatta Yeni Zelanda’da kurulan şirketlere o kültüre ait bir motifi ister logosunda ister yönetim binalarında kullanmaları konusunda çok ciddi teşvik varmış. Söz konusu motifler hem geleneksel, hem de modern dönemleri kapsıyor. Dini inançları var. Dağlar, taşlar, denizler vb. Hemen her şeyin ruhu olduğuna inanıyorlar. Tesadüfü kabullenmiyorlar. Maoriler arasında Müslüman olanlar da var.