CHP lideri Özgür Özel, Sinan Ateş cinayeti davasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ‘tiyatro’ oynandığını anlatan Özel, MHP’li üst düzey yöneticiler Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter’in dokunulmazlıklarının kaldırılarak yargılanmaları gerektiğini söyledi.
Özel, “Dört gündür orada bir tiyatro var. Öyle bir noktaya geldi ki, annesi ‘Oğluma sarıldım, çelik yelek var. Niye giydin’ dedim. ‘Anne benim kalemimi kırdılar’ diyor. İsimler veriyorlar. ‘Beni yakında vuracaklar’ demiş. ‘Sinan bana niye vurulacağını ve kimin vurdurtacağını söyledi’ diyor. Kendisinden eşi ve annesi duymuş bunu söylüyorlar ve bu iddianamede yok. Azmettirenler arasında yok. Ben İzzet Ulvi Yönter bey ve Semih Yalçın bey için ‘siz bu cinayeti azmettirdiniz’ diyemem. Size yakışan dokunulmazlığının kaldırılmasını kendiniz talep edin ve gidin aklanın. Ben onları suçlamıyorum, ben onları aklanmaya davet ediyorum. Bu iki kişinin dokunulmazlığı kaldırılmalı, yargılanmalılar.” dedi.
Ne olmuştu?
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davanın ilk duruşmasının 4’üncü celsesi bugün görüldü. Duruşmada konuşan Ayşe Ateş, daha önce korktuğu için veremediğini söylediği isimleri ilk kez açıkladı. Ateş’in beyanına göre öldürülen eşi Sinan Ateş kendisine, MHP Genel Başkan Yardımcıları Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter’in verdiği talimat doğrultusunda Olcay Kılavuz ve Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın kiralık katil aradığını anlattı. Ayşe Ateş, “Sinan bana tam olarak şunu söyledi: ‘Ayşe; Ulvi İzzet Yönter ve Semih Yalçın, Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım’a talimat vermiş, onlar da kapı kapı dolaşıp kiralık katil arıyorlar.’” ifadelerini kullanmıştı.
KRT’de Elif Doğan Şentürk ve Zafer Arapkirli’nin konuğu olan CHP lideri Özel, gündeme ilişkin soruları cevapladı. Özel’in gündeminde Sinan Ateş davası, Kayseri’de yaşanan olaylar ve erken seçim tartışmaları vardı. Özgür Özel, Sinan Ateş cinayeti davasını yakından takip ettiğini söyledi. Cinayet sonrası MHP’deki sessizliğe anlam veremediğini anlatan CHP lideri, ardından şunları söyledi:
- Bir ülkenin başkentinde, sokak ortasında bir cinayet işleniyor. Cinayet fiilen ortadan kaldırılıyor, siyaseten bir şey yok. O gün ben duydum, ‘Ülkü Ocakları eski başkanı vurulmuş’ diye. İlk olarak taziye mesajı yayımladık. Akşamüstüne dikkat çekildi, MHP’den bir mesaj yok, cenazeye katılım yok. Hiçbir şey yok. Çok yakın zamana kadar Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış birisi. Bir anormallik orada başladı. MHP sustu sustu bugüne geldi.
- Ben ilk duruşma günü oradaydım. Bugün de dinlemeye gittim. Anneyi dinledim sonrasında ayrıldım. Annesi bir 3-5 dakika konuştu ve mahkemeyi bitirdi. Buna hala duyarsız kalınırsa Sinan Ateş’in annesinin ve eşinin gözyaşlarında boğulacaksınız dedim. Dört gündür orada bir tiyatro var.
- Öyle bir noktaya geldi ki, annesi ‘Oğluma sarıldım, çelik yelek var. Niye giydin’ dedim. ‘Anne benim kalemimi kırdılar’ diyor. İsimler veriyorlar. ‘Beni yakında vuracaklar’ demiş. Sinan bana niye vurulacağını ve kimin vurdurtacağını söyledi diyor. Kendisinden eşi ve annesi duymuş bunu söylüyorlar ve bu iddianamede yok. Azmettirenler arasında yok. Ben Ulvi bey ve Semih bey için siz bu cinayeti azmettirdiniz diyemem. Size yakışan dokunulmazlığının kaldırılmasını kendiniz talep edin ve gidin aklanın. Ben onları suçlamıyorum, ben onları aklanmaya davet ediyorum. Bu iki kişinin dokunulmazlığı kaldırılmalı, yargılanmalılar.
- Olcay Kılavuz’un evine gidiyorlar. ‘Bu evden alamazsın benim dokunulmazlığım var, ağababan gelecek’ diyor. Sonra gidiyorlar o evden gözaltı yapıyorlar ama tutanağı sonradan değiştirip yolda gözaltına aldık diyorlar. Ben sayın Bahçeli’yi ziyarete gittim. Ayşe Ateş’in kendisiyle görüşmek istediğini de ilettim. Öyle işler yapıyorlar ki artık bu vakitten sonra olmaz yani.
- Çok hakaret ediyorlar, tehdit ediyorlar. Bunlara karşı bir santim eğilirseniz bunlar bu millete diz çöktürürler. Ben Meral hanımın Erdoğan’a veda ziyareti mi diyelim… O ziyareti bile olumlu bulmuş biriyim. Her zaman diyalogdan yanayım.
- Bunun normal kabul edilmemesi lazım. Bu olay böyle geçemez. Biz buna izin verirsek Türkiye’de çok fena şeylerin önünü açarız. Kim ne bedel öderse ödeyecek ama buna burada dur dememiz lazım.
- Dava sonuçlanır zaten. Hepsi bu meseleyi kendi kurdukları bir mizansenle… Bu dava böyle karara bağlandığında dava bitmiş ama adalet sağlanmamış olacak. O dava bir daha görülecek. İktidar değişince görülecek. Görevini yapmayan kim varsa o zaman yargı önünde bunun hesabını verecek.
Esad’la temasımız oldu, Şam’a gideceğim!
CHP Genel Başkanı Özel, Suriye’nin başkenti Şam’a gideceğini açıklayarak, şunları söyledi:
“Esad ile temasımız oldu. Çok yakın bir zamanda heyet ile Şam ziyareti olacak. Temmuz ayı içerisinde Lübnan üzerinden gideceğim. Türkiye ile Esad’ın masaya oturup bu sorunu çözüp -Avrupa’dan kaynağın bulunması için inanılmaz gayret sarf edeceğim- bu konuda en büyük kampanyayı da yapacağız yeter ki Türkiye’de sığınmacı meselesinden kurtulmak üzere herkes iradesini göstersin. Kayseri benzeri olayların yaşanmasının endişesiyle de bu meselenin çözülmesi lazım.
Bir devlet terbiyesi diye bir şey var. Dışişleri Bakanlığı açıklaması hepimizi bağlayacak bir şeydir. Bu senin blog sayfan değil. Bir şey yazacaksan Dışişleri Bakanı olarak kendi imzanı atarsın, söylersin. Bir kurumun ismini kullanıp, tutup da böyle bir şeyi internet sayfasına koymaları son derece yersiz.
Normalleşme diyoruz, bu üsluplar doğru değil. CHP’nin herhangi bir dış gücü falan… Ben Erdoğan’ın kendisine söyledim, memnuniyetlerini iletti. Biz Türkiye’de ana muhalefet partisiyiz, yurt dışına gittik mi Türkiye’nin partisiyiz. Örneğin ben Gezi Davası’nın bu şekilde olmasını savunamam. Bu ülkeye olimpiyat alınacak hep birlikte alacağız, bu ülkenin reklamını, ticaretini hep birlikte yapacağız.
Erken seçim kararı benim elimde değil
Erken seçim tartışmalarına ilişkin konuşan Özel, halkın yarısının erken seçimi istediğini yarısının ise istemediğini söyledi:
- Bana kalsa, yarın karar alalım 2 ay sonra yapalım seçimi ama benim elimde değil. Erken seçim konusunda hiçbir farklı düşüncem yok. Ben 31 Mart seçim sonuçlarını araçsallaştırarak erken seçim talebinde bulunmayacağım dedim. Yüzde 38 oyu CHP’nin kemik oyu görsem çıkıp ‘Birinci parti ben oldum’ derim. Vatandaş bu samimiyetsizliği reddeder.
- 360 milletvekilim olsa ben kırmızı kartın gereğini yaparım. Kırmızı kart görmüş oyuncu sahada kalamaz değil mi? Erdoğan’ın görevden ayrılmasının iki yolu var. Ya kendisi yenileyecek, ya parlamentoda 360 el kalkacak ben de 130 el var.
- Benim gündemimde erken seçim var zaten halk istiyorsa. Ama halen halkın yarısı istiyor, yarısı istemiyor. Biz bir erken seçim talebini erkenden tüketirsek, günü geldiğinde bir esprisi kalmaz.