ABD’de yaşan ve Erdoğgan rejimi nedeniyle sürgünde yaşayan gazeteci Adem Yavuz Arslan yine çok konuşulacak bir yayınla gündemde.
Arslan’ın belgeleriyle, görüntüleriyle aktardığına göre Genelkurmay’ın komuta/kurmay kademesine ait bütün özel/kişisel ‘çok gizli’ bilgiler bizzat AKP rejimi ve MİT eliyle bütün dünyaya servis edildi. Adem Yavuz, söz konusu iddiasını resmi belge ve mahkeme dosyalarına giren görüntülerle de destekliyor. Yavuz, “Albay Oğuz Tozok… Türkiye tarihindeki, TSK tarihindeki en büyük ‘gizli belge’ ifşasını yapan isim! Ve skandalın ardından generalliğe terf ettirildi. Aslında bu olay kozmik oda skandalı dedikleri hadise bunun yanında çerez bile değil. Asıl kozmik oda skandalı bu çünkü Genelkurmay’ın en mahremine girdiler, kameralarla içeri girdiler. Bunlar çok gizli kalması gereken şeyler çünkü bütün komutanların sicil notları var. Bunlar deşifre edilirse herkesin birbirine karşı bakışı değişecek. Rejim kendi eliyle bunların hepsini deşifre etti.” diyor.Adem Yavuz Arslan’ın aktardığı görüntüler ve belgelere göre faş edilen veriler arasında kurmay kademesinin sicil kaydının yanı sıra ‘zaafları’ da yer alıyor!
KaranlıktakiAydınlıkün haberine göre Adem Yavuz Arslan’ın konuyla ilgili açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
Erdoğan rejimi Cemaati suçlarken ‘casusluk’ iddiasında bulundu fakat rejim mahkemeleri bile bu iddiaları boşa çıkardı. Ancak Erdoğan rejimi 15 Temmuz bahanesiyle TSK’nın tüm mahrem bilgilerini açık etti. Hem de gerçek kozmik odadan görüntüleri paylaştı. TSK’nın gelecek 20 yıldaki tüm komuta kademesinin mahrem bilgileri de sansürsüz olarak servis edildi.
Bugün bu videoda size çok önemli bir skandalı önünüze getireceğim. Gerçekten akıl alır gibi bir skandal değil ve tarihe geçmiş bir olay. Bu 8 yıldır aralıksız devam ediyor. Şimdi bunu gördüğünüz zaman Türkiye’de kim casusluk yapmış kim ihanet etmiş net olarak göreceksiniz. Gerçekte kozmik oda skandalı nasıl olmuş, neler yaşanmış görüntülerle sizin önünüze koyduktan sonra artık yorumu size bırakacağım.
15 temmuz’la ilgili bütün cümleler bütün Saray medyasından ve iktidar temsilcilerinden tırnak içerisinde söylüyorum F… casusluk ve terör örgütü diye söylüyorlar şimdi terör örgütünü kimse ikna edemediler dünyada kimse inanmadı, ikna olmadı. Türkiye’de de çok ciddi bir kesim inanmıyor. Saraydan beslenen isimler dışında ekserisi toplumun 15 Temmuz hikayesinin ve F… söyleminin aslında bir uydurma olduğunu çok iyi biliyor
En büyük suçlama neydi terör örgütü ve casusluk. Terör örgütünü dediğim gibi kimseyi ikna edemediler. Rejim mahkemeleri de darbeden aldığı binlerce insana cemaat üyeliği gibi suçlamalarla ceza verdi.
8 yıldır mahkemeler devam ediyor. Bakın rejim tamamı medyanın iktidar kontrolünde, yargı tamamen iktidarın kontrolünde, istihbarat tamamen iktidarın kontrolünde ve polis tamamen iktidarın kontrolünde. Yani didik didik edilmeyen hiçbir şey yok. 8 yıldır didik didik edilmedik hiçbir kurum hiçbir ev kalmadı Cemaatle ilgili olarak… Peki 8 yılın sonunda casuslukla ilgili herhangi bir delile ulaşıldı mı? Hayır! Bunu ben söylemiyorum, bunu rejim mahkemeleri
söylüyor.
Bakın bugüne kadar en çok söylenen en çok yapılan suçlama casuslukla ilgili yapılan suçlamalar bunlardı. Ama hiçbir delil ortaya konamadı kaldı ki rejim mahkemeleri bile casusluk suçlamasından bir kişiye bile ceza veremedi. Ceza verdikleri bir kişi var o da Osman Kavala. Onu da herhalde Cemaat dosyası içerisine atamazsınız.
Enver Altaylı’ya da casusluk iddiasıyla bir yerel mahkemede ceza verildi ama o tamamen Türkiye Rusya Amerika ilişkileriyle alakalı bir konu. Konuyu Cemaat’e bağlamak için kırk takla attılar; ama onu da bu dosyanın içerisine koyamadılar.
Böyle listeleri uzatıp gidebilirim, bakın 249 tane ana darbe davası var, bir de alt davalarla girdiğiniz zaman yüzlerce davada binlerce kişi yargılandı. Casusluğu dair tek bir somut delil veri elde edilemedi.
Gelelim asıl casusluğu; casusluğun en büyüğünü Saray ve MİT. En büyük casusluğu Hulusi Akar yaptı. Hem de kameralarla… Şimdi size ben bir görüntü izletiyorum görüntüde bir tane Albay var Oğuz Tozak. O zaman albaydı sonra terfi etti general yapıldı.
Şimdi bu isim Hulusi Akar’ın görevlendirmesi ile Genelkurmay personel başkanı Korgeneral İlhan Talu’nun makamında arama yapıyor ve arama kayıt altında herşey kaydediliyor. Bir Albay Genelkurmay Personel Başkanı en kritik isim İlhan Talu’nun makamında dosyaları açıyor herşey kameraya kaydediliyor.
Üzerinde gizli, çok gizli ibareleri olan bir sürü doküman açıp tek tek kaydediyor, gösteriyor. Tek tek kaydediyor ve kayıtlar isimler okunuyor, dosyalar okunuyor. Yetmiyor… Bunlar fotokopi ve çıktı olarak mahkeme dosyalarına ekleniyor.
Skandalın büyüklüğüne bakar mısınız? Bu görüntüler Genel Kurmay çatı davasında gösterildi. Mahkeme salonunda. Mahkeme salonunda bir sürü isim var hatta yabancı avukatlar bile vardı. Bunun içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün komuta kademesinin personal bilgileri var şey kişisel bilgileri var. Bütün sicilleri var. Bütün komutanların birbirine verdiği notlar var.
Bunlar çok gizli kalması gereken şeyler çünkü bütün komutanlar birbirleri sicilleriyle ilgili verdiği notlar var. Sicil notları var. Bunlar deşifre edilirse herkesin birbirine karşı bakışı değişecek. Rejim kendi eliyle bunların hepsini deşifre etti.
Bakın işkence iddiaları var Albay Oğuz Tozok’la ilgili. Bu da başka bir boyutu! Türkiye tarihindeki, TSK tarihindeki en büyük ‘gizli belge’ ifşasını yapan isim! Ve skandalın ardından generalliğe terf ettirildi. Aslında bu olay kozmik oda skandalı dedikleri Hadise bunun yanında çerez bile değil. Asıl kozmik oda skandalı bu çünkü Genelkurmay’ın en mahremine girdiler, kameralarla içeri girdiler.
Bütün bu bilgiler, belgeler, kamera kayıtları nereye gitti? İkincisi bu bilgiler kontrolsüz bir şekilde dava dosyalarına aynen kondu ve avukatlara sanıklara mahkemede herkese açıldı. Bakın şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin önümüzdeki 20 yıllık tüm komuta kademesinin tüm bilgileri dünya istihbarat örgütlerinin elinde. Ve bunu da Erdoğan rejiminin kendisi yaptı. Hulusi Akar yaptı.
Şantaj yapmak isteyen herkesin elinde hazır şantaj belgesi var. Ve bunu yapan bizzat kendileri. El yazılarının görüntüleri dahi dosyalara gelişigüzel kondu. Bunlar paylaşılmaması gereken şeyler. Silahlı Kuvvetler’in kurmay kadrosundan bahsediyoruz.
Dünyada kendi yöneticilerini deşifre eden ikinci bir ülke yoktur ama Erdoğan rejimde yaptılar. Kim yaptı, bizzat kendileri yaptı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Türk emniyetinin bütün mahrem bilgilerini afişe ettiler. Görüntülerle, mahkeme dosyalarıyla kontrolsüz bir şekilde her şeyi boca ettiler.
Kimin ne zaafı var, kim hangi tür ilişkiler içerisinde, kim kimle yakın, kim kime karşı… Bütün bilgiler yani TSK’nın şu anki 20 yıllık kadrosu tabiri caizse murdar edildi. Çünkü her türlü bilgi herkesin elinde dolaşıyor. Bunu da Erdoğan rejiminin bizzat kendisi yaptı.
Nasıl bir akıl tutulması olabilir, nasıl bir ihanet olabilir insanın aklı almıyor. Düşünün binlerce isim yüzlerce kurmay ya da generalin bütün bilgileri, her şeyleri bizzat Erdoğan’ın eliyle bizzat MİT eliyle ve bizzat Genelkurmay’ın Hulusi Akar’ın eliyle fahş edildi, dünyanın her yerine servis edildi.