Eş genel başkanları ile birlikte 7 milletvekili tutuklanan HDP, ‘OHAL KHK’leriyle Erdoğan ve AKP’nin Meclis’i işlevsizleştirerek Türkiye’yi bir ‘Kayyım Cumhuriyeti’ne çevirdiğini’ söyledi.
HDP Eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ ve 7 milletvekilinin tutuklanmasının ardınan önceki gün Diyarbakır’da yapılan MYK toplantısının ardından HDP, Meclis çalışmalarını durdurma kararı aldı. Genel kurul ve komisyonlara katılmayacaklarını belirten HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Meclis’ten tamamen çekilmediklerini, HDP bileşenleri, demokrasi ve emek güçleri, sivil toplum örgütleri ve halkla yapacakları toplantılarla bundan sonraki yol haritasına karar vereceklerini söyledi.
HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve TBMM Grubu, önceki gün Diyarbakır’da geç saatlere kadar süren bir toplantı yaparak yeni yol haritasını belirledi. Alınan kararlar dün HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde düzenlenen basın açıklamasıyla duyuruldu. HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, 4 Kasım’da Diyarbakır’da 11 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırıyı kınadı, yaşamını yitirenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diledi. Bilgen, “4 Kasım günü ve öncesinde rehin alınmış olan Eş genel başkanlarımızı, vekillerimizi ve bütün seçilmiş belediye eşbaşkanlarımızı ve yöneticilerimizi saygıyla selamlıyoruz. Onların onurlu ve dik duruşlarının, biat etmez ve boyun eğmez tutumlarının arkasındayız” dedi.
‘Kayyım Cumhuriyet’i’
AKP iktidarının sadece HDP ve ona oy veren 6 milyon kişinin siyasi iradesini değil, demokrasi, özgürlük, eşitlik, emeğin hakları, kadın özgürlüğü ve adalet mücadelesini sürdüren, vicdan sahibi ve demokrat milyonlarca yurttaşı da hedef aldığını söyleyen Ayhan, “Önce milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran, daha sonra 15 Temmuz darbe girişimini bir fırsat olarak değerlendirip OHAL ve KHK’lerle ülkeyi yöneten ve kendi darbesini sürdüren Erdoğan-AKP iktidarı, Meclis’i de işlevsizleştirerek Türkiye’yi bir ‘Kayyım Cumhuriyeti’ haline getirmektedir. Son olarak halkın tercihlerine ve iradesine zerre kadar saygı duymadığını, Eş genel başkanlarımız dahil 9 vekil arkadaşımızı tutuklayarak açıkça göstermektedir” diye konuştu.
‘Ev ev gezeceğiz’
Yaptıkları tartışmalar sonucunda, demokratik siyaset tarihinin en kapsamlı ve karanlık saldırısı karşısında, yasama organındaki çalışmalarımızı durdurmaya ve bir kez daha halklarla buluşmaya karar verdiklerini ifade eden Bilgen, “Önümüzdeki günlerde ev ev, mahalle mahalle, köy köy, ilçe ilçe, il il dolaşarak halkımızın şikâyet ve önerilerini dinleyeceğiz. Bileşenlerimizle, bütün ittifak güçlerimizle, kurum ve kuruluşlarımızla, demokrasi, barış ve emek güçleriyle, sivil toplum örgütleriyle, sendika ve meslek birlikleriyle, inanç gruplarıyla, kadın, gençlik, çevre ve ekoloji hareketleriyle tartışarak önerilerini alacağız. Tüm bu istişarelerin sonunda, yapılan önerileri değerlendirerek sonuçları kamuoyu ile paylaşacağız. Sadece paylaşmakla kalmayacak, ortaya çıkan öneriler doğrultusunda geleceği birlikte örmek için adımlar atacağız.
‘Kayyum Cumhuriyeti’ karşısında ‘Demokratik Cumhuriyet’ mücadelesini büyüteceğiz. Barış ve çözüm, demokrasi ve özgürlük, adalet ve eşitlik için mücadele eden arkadaşlarımızın hapse atılarak rehin alınmaları asla bizim bu ilkesel duruşumuzu değiştiremez. Demokratik siyaset alanındaki mücadelemizden geri adım attıramaz” dedi.
‘Ülke yangın yeri’
Erdoğan ve AKP rejiminin, ülkeyi 1.5 yıldır büyük bir yangın yerine çevirdiğini söyleyen Bilgen, “Erdoğan-AKP iktidarı, ‘Türk tipi başkanlık rejimini gerçekleştirmek için binlerce insanın ölmesine, yaralanmasına, evinden barkından olmasına, işsiz kalmasına, toplumdaki gerginlik ve kutuplaşmanın büyümesine neden olmuştur. Çok açık ve net bir şekilde bir kez daha vurguluyoruz ki, ‘Türk tipi başkanlık’ adı altında topluma sunulan ‘tek adam yönetimi’ faşizm demektir, savaş, baskı, huzursuzluk ve zulüm demektir” dedi.
Dayanışma çağrısı
Dünyanın bütün ülkelerindeki demokrasi güçlerine, demokratik kurumlara ve kuruluşlara, parlamentolara, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına çağrı yapan Bilgen, “Evrensel insan hakları ve demokratik hukuk ilkelerine bağlı kalınması için sesinizi yükseltin, politik tutum geliştirin, Erdoğan’ın tehditlerine boyun eğmeyin. Çağrımız sadece HDP’yle dayanışma çağrısı değildir. Çağrımız özgürlük, eşitlik, demokratik laiklik ve adalet için çaba harcayanlara ve bu özlemler için bedel ödeyenlere birlikte ve ortak mücadele çağrısıdır. Bu umudu ve ışığı hep birlikte büyüteceğiz. Mutlaka kazanacağız” dedi.
Vekillikler düşürülür mü?
Daha sonra basının sorularını yanıtlayan Bilgen, TBMM’de milletvekillerinin devamsızlığı nedeniyle ihraç edilmelerinin yolunun açılıp açılmadığı sorumuza “Türkiye bir iç savaşa sürüklenirken, açık bir faşizm ortamında bizim hiçbir teknik konuyu tartışma durumumuz yok. Kurallar onlar tarafından çiğnendi. Bize oy veren halkımız, bizimle ilgili son kararı verecek olandır. Biz genel kurul çalışmalarına ve komisyonlara katılmama kararımızı çok net biçimde MYK ve Meclis Grubu olarak sizlere deklare ediyoruz. Bundan sonrası ile ilgili karar halkımızındır” dedi. Eşbaşkanların tutuklanmasının ardından sonrasında parti liderliğinin nasıl olacağı sorusuna Bilgen, “Hepsini önümüzdeki günlerde halkımızla tartışacağız” yanıtı verdi.cumhuriyet