[VEHBİ ŞAHİN-TR724.COM]
Güney Kore günlerdir ayakta… Onbinlerce kişi Devlet Başkanı Park Geun-hye’nin istifasını istiyor. Konu ne peki? Park Geun-hye’nin 40 yıllık arkadaşı Choi Soon-sil, resmi görevi olmadığı halde Devlet Başkanı’nın önemli konuşma metinlerini kaleme almış. Ayrıca Park ile olan arkadaşlığını kullanıp kişisel servet elde etmiş. Kültürel ve spor faaliyetlerini destekleme adı altında, yardım kuruluşlarından zimmetine yaklaşık 9 milyon dolar geçirmiş.
Choi Soon-sil’i tartışılır hale getiren asıl faktör ise bir tarikat liderinin kızı olması…
‘Ebedi Hayat Kilisesi’ adlı dini grubun liderliğini yapan Choi Tae-Min, Cumhurbaşkanı Park ile 1975’te tanışıyor. Baba Choi, Park’ın, Kuzey Kore’li bir ajan tarafından öldürüldüğü iddia edilen annesinin ruhunun kendisini ziyaret ettiğini söyleyen mektuplar yazıyor sürekli…
Bir gün Park ile Baba Choi buluşuyor. Choi, Park’a annesinin ölmediğini, yalnızca kızına yol vermek için çekildiğini söylüyor.
RASPUTİN GİBİ
Park’ın baba Choi ile teması ölünceye kadar sürüyor. Bu arada kızı Choi Soon-sil ile Park arasındaki arkadaşlık da bitmiyor tabii ki… Choi Soon-sil babasından kalan “akıl hocalığı” mirasını devralıyor ve Park’ın hemen her konuda danıştığı vazgeçilmez bir isim haline geliyor.
Bu yüzden kendisi, geçmişte Rus Çarı’na siyasi meselelerde fikir veren ve doğa üstü güçlere sahip olduğuna inanılan Grigoriy Rasputin’e benzetiliyor.
Güney Kore halkının sokaklara dökülmesinin altında da Devlet Başkanı Park’ın, bir kadın ve çevresindeki dar kadro tarafından yönlendirildiği iddialarına olan kızgınlık yatıyor.Hafta sonu yapılan gösterilerde “Kim gerçek devlet başkanı?” sloganı atılması da bu kızgınlığı gösteriyor zaten. Muhaliflere göre Park, devlet başkanı olarak otoritesini kaybetmiş durumda. Bir ülkeyi yönetecek temel niteliklere de sahip değil.
Hikaye kısaca böyle… Bizi niye ilgilendiriyor peki? Bu yazıyı yazmamın asıl sebebi skandal patladıktan sonra yaşananlar…
ÖLÜMCÜL GÜNAH
İddialar ortaya çıkınca yargı hemen harekete geçiyor. Savcı, Choi Soon-sil’i ifadeye çağırıyor. Yetkisi olmamasına rağmen devlet işlerine karışmak ve kişisel gelir elde etmek için Park ile olan yakınlığını kullanmakla suçlanan 60 yaşındaki Choi Soon-sil de savcıya ifade vermekten kaçmıyor. Almanya’dan ülkesine dönüp yargının karşına çıkıyor. Mahkeme, kendisini suçlu buluyor ve hapse atıyor.
“Gölge Başkan” olarak nitelenen Choi, ifadeye giderken şunları söylüyor: “Lütfen beni affedin. Üzgünüm. Cezası ölüm olan bir günah işledim.”
Güney Kore, gelecek yıl cumhurbaşkanlığı seçimine gidecek. Ortaya çıkan skandal Park’ın yeniden seçilmesini engelleyecek nitelikte. Kamuoyu anketleri de Park’a olan desteğin yüzde 5’lere kadar düştüğünü gösteriyor zaten.
SİYASETTE “USTA” DEĞİL
Siyasi açıdan zor duruma düşen Cumhurbaşkanı Park, olay duyulur duyulmaz “2017’de devlet başkanlığı seçimi var. Bu, bana yapılan bir darbedir” açıklaması yapmıyor.
Ya da siyasi nüfuzunu kullanıp yargıya müdahale etmiyor. 40 yıllık arkadaşını hapse atan savcı ve hakimleri hedef tahtası haline getirmiyor. Haberi yapan gazetecilere baskı yapmıyor, gazetelerini ellerinden almıyor.
Ne yapıyor peki? Televizyonda canlı yayına çıkıyor. Dokuz dakika süren konuşmasında çeşitli bahanelerin arkasına sığınıp kendisine siyasi komplo kurulduğunu söylemeden direkt halktan özür diliyor.
-Kalbimin derinliğinde büyük bir sorumluluk hissediyorum. Hepsi benim hatam ve suçum.
-Kişisel ilişkilerimde çok fazla güven duydum ve ne olduğuna dikkat etmedim.
Duyduğu üzüntü nedeniyle uyuyamadığını ve kendini affedemediğini de söylüyor Park…
-Ne yaptığımın farkındayım, insanların kalbini onarmak zor olacak. Çok utandım ve kendime, ben bunun için mi devlet başkanı oldum, diye sordum.
Cumhurbaşkanı Park, özürle yetinmiyor ve meseleyi bir adım öteye taşıyor. Savcıların gerekli görmesi durumunda hakkında doğrudan soruşturma açılmasına da izin vereceğini, bağımsız bir soruşturmayı da kabul edeceğini belirtiyor.
Güney Kore anayasası, görevdeki devlet başkanının yargılanmasına izin vermiyor.
MAVİ SARAY’DA ŞAMAN RİTÜELİ
Park, arkadaşı Choi’nin ‘Ebedi Hayat Kilisesi’ adlı dini grubun eski liderinin kızı olması nedeniyle Devlet Başkanı’nın da bu gruba üye olduğu ve Mavi Ev olarak bilinen Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda şaman ritüellerine katıldığı iddialarına da cevap veriyor.
Park “Benim dini bir gruba üye olduğum ya da Mavi Ev’de şaman ritüelleri düzenlediğim iddiaları kesinlikle doğru değil” diyor.
İddialar ve savunma aşağı yukarı böyle… Ortada bir skandal var. Patlak verdiğinde bağımsız yargı talimat beklemeden hemen harekete geçiyor, gazeteler ve televizyonlar da otosansür yapmadan olayı haber yapıyor.
Skandalın göbeğindeki kadın da Devlet Başkanı da olayı inkar etmiyor. Kendileri için yargıdan imtiyaz beklemedikleri gibi savcı ve hakimlere baskı da uygulamıyorlar. Seçim öncesi siyasi darbe yapıldı gibi komik gerekçelerin arkasına sığınmadan halkın karşısına çıkıp özür diliyorlar.
Kore halkı da bu skandalı küçük bir mesele olarak görmüyor. Yolsuzluk ve siyasi nüfuz konusunu ciddiye alıyor. “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” demeden demokratik tepkisini meydanları doldurarak veriyor.
Sokağa dökülen halka polis, taşkınlık olmadığı müddetçe müdahale etmiyor. Devlet Başkanı’nı istifaya davet eden muhalif liderler gözaltına alınmıyor. Gazeteciler de mesleklerinden men edilmiyor.
NECİP TÜRK MİLLETİ
Yıllardır Türkiye’ye, ekonomik kalkınma modeli olarak Asya Kaplanı Güney Kore’yi örnek alması tavsiye edilir. 1950-53 yılları arası Kuzey Kore ile savaşan ve bizim de Güney Kore’nin yanında yer aldığımız savaştan sonra muazzam bir kalkınma modelini hayata geçiren Güney Kore’nin demokratik değerler açısından da hayli mesafe katettiği ortaya çıkıyor aslında…
Güney Kore’ye savaşta destek veren ve karşılığında NATO üyeliği alan Türkiye, ekonomi liginde halen kalkınmakta olan ülkeler statüsünde…
Özgürlükler, birey hakları, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, mülkiyet hakkı, ifade hürriyeti, medya etiği gibi temel demokratik değerler konusunda milletimizin ve devletimizin düştüğü durum ise içler açısı…
Çok partili hayata geçtiğimiz 1946’dan bu yana 70 yılda Güney Kore olamadık ama AKP’nin 14 yıllık iktidarının sonunda galiba Kuzey Kore olma yolunda hızla ilerliyoruz.