Almanya’da yaşayıp MİT için ajanlık yapan Türkiye vatandaşı hakkında soruşturma açıldı. Mehmet K. isimli şahıs hakkında Almanya İçişleri Bakanlığı’na bağlı iç istihbarat teşkilatı Federal Anayasayı Koruma Dairesi tarafından sunulan bilgiler delil sayıldı.
Mehmet K.’nin, en fazla Türk vatandaşının yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’ndeki (NRW) Aachen bölgesine bağlı Düren şehrindeki Türkler hakkında MİT’e bilgiler aktardığı belirtiliyor.
FEDERAL BAŞSAVCI SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Frankfurter Rundschau gazetesinden Erkan Pehlivan’ın haberine göre, Federal Başsavcılık, Türk gizli servisi MİT adına casusluk suçlamasında bulundu. Mehmet K. isimli Türk vatandaşının, Gülen hareketinin destekçileri hakkında casusluk yaptığı belirtiliyor.
Türkiye’de 15 Temmuz’dan sonra başlatılan cadı avı sebebiyle birçok kişi memleketini terk etmek zorunda kaldı. Gülen hareketinin destekçileri ve özellikle Kürtler, kendi ülkelerinde terör suçu işlemekle suçlandıkları ve yıllarca hapis ve işkenceyle tehdit edildikleri için kaçmak zorunda kaldılar. Ancak bu insanlar yeni evlerinde bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun kolunu hissediyorlar. Özellikle Türk milliyetçileri ve Erdoğan’ın destekçileri, Gülencilerin ve Kürt aktivistlerin verilerini defalarca Türk gizli servisine iletti.
MİT’E ÇALIŞMAKLA SUÇLANIYOR
Şimdi Federal Başsavcı, bu iddia edilen muhbirlerden birine karşı suç duyurusunda bulundu. Yetkililerden yapılan güncel açıklamaya göre, “14 Kasım 2024’te Federal Savcılık, Türk uyruklu Mehmet K. hakkında Düsseldorf Yüksek Bölge Mahkemesi Devlet Güvenlik Senatosu’na suç duyurusunda bulundu.” şahsın yabancı bir gizli servis için çalıştığı belirtiliyor.
“Mehmet K., Eylül 2018 ile Ağustos 2021 arasında Türk polisi aracılığıyla imzasız mektuplarla Türk gizli servisiyle birkaç kez temasa geçti. Bu mesajlarda, İslam vaizi Gülen’in hareketi mensuplarının Düren bölgesindeki (Kuzey Ren-Vestfalya) kişilerin iletişim bilgilerini ve diğer bilgileri aktardı. Ancak Mehmet K. şu anda firarda.
“TEMEL HAKLARA SALDIRI”
Gülen hareketi mensuplarının kurduğu belirtilen Diyalog ve Eğitim Vakfı (SDuB) olaya tepki gösterdi. “Almanya’da sığınma ve güvenlik arayan insanlara yönelik casusluk iddiası, onların temel haklarına, demokratik değerlerimize ve toplumumuzu karakterize eden hukukun üstünlüğüne yönelik bir saldırıdır,” diyen SDuB Genel Müdürü Hilal Akdeniz, IPPEN.MEDIA ile yaptığı röportajda, “Yıllardır Hizmet hareketinin kararlı üyelerinin nasıl karalama, gözetleme ve hatta tehditlerin hedefi haline geldiğini gördük – sadece Türkiye’de değil, dünya çapında” ifadelerini kullandı.
Türkiye ve onun gizli servisi MİT’in diğer ülkeleri kendi arka bahçeleri gibi istismar etmesi söz konusu olmamalıdır. Akdeniz, “Türk gizli servisinin de bu ülkedeki eleştirmenlere ve muhaliflere baskı yapmak için yasa dışı yöntemlere başvurmaya çalıştığı aşikar” dedi.
Türkiye’nin en yüksek temyiz mahkemesinde (Yargıtay) eski yargıç olan Kemal Karanfil, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Almanya’daki ve dünyadaki destekçilerinin rejim muhalifleri hakkında casusluk yapmaya devam etmesine şaşırmıyor. “Darbe girişiminin üzerinden sekiz yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, Erdoğan ve ortakları olan aşırı milliyetçilerin Gülen hareketine karşı nefreti hala tükenmedi. Türkiye’de hâlâ neredeyse her gün 50 ila 100 kişiye baskın yapılıyor,” diyor emekli hakim, editör ekibimizle yaptığı röportajda.