Eşi Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in tahliye talebinin reddine tepki gösteren Esra Özakça, “Adında insan hakları geçen AİHM’de de hukuk yokmuş” dedi. Avukatlarına göre ise AİHM’in kararı Gülmen ve Özakça’yı etkilemedi.
Ankara’da tek başına başlattığı oturma eyleminde, hemen her gün gözaltına alınmasıyla duyuldu Nuriye Gülmen’in adı. Gözaltından serbest bırakıldıkça oturma eylemine devam eden akademisyenin tek isteği Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edildiği işine geri dönmekti.Gülmen’in yalnızlığı önce kendisi gibi ihraç edilen öğretmen Semih Özakça’nın katılımı, ardından da Yüksel Caddesi’ndeki dayanışma etkinlikleriyle son buldu. O dönemden bugünkü noktaya geleceklerini ve açlık grevinin 148’inci gününde cezaevinde olacaklarını belki kendileri dahil kimse tahmin edemezdi.
Bugün Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Devlet hastanesi’nde yatıyorlar ve kendilerine yönelik haftalardır beklenen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı, başta sosyal medya olmak üzere birçok kesimde hayal kırıklığı yarattı.
Haziran ayı sonunda AİHM’e yapılan acil talepli başvuruda, eğitimcilerin ciddi hayati risk taşıdığına dair raporlar sunularak, Gülmen ve Özakça’nın serbest bırakılmaları istenmişti. Ancak bu talebi 2 Ağustos’ta reddeden mahkeme, Gülmen ve Özakça’nın cezaevi hastanesinde tutulmalarının, “yaşamlarına ya da organlarına telafi edilemez zararlar verecek gerçek ve acil bir risk oluşturmadığına” karar verdi.
Halkın Hukuk Bürosu’ndan avukat Ebru Timtik, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Gülmen ve Özakça’nın AİHM’in kararından etkilenmediklerini aktardı. Karar sonrası müvekkilleriyle görüşen Timtik, “Onların tek talebi işlerine geri iade edilmek oldu ve öyle de kalacak. Onlar için değişen bir durum yok, tutukluluk da devam edebilir diyorlar. Eylemlerine devam edecekler” şeklinde konuştu.
“AİHM karar verir diye mücadele başlatmadık”
Eşi Semih Özakça’ya destek vermek amacıyla açlık grevine giren ve 70 günü geride bırakan Esra Özakça ise “Biz AİHM karar verir diye mücadele başlatmamıştık” dedi. Kararı, adında insan hakları geçen bir mahkemeye yakıştıramadığını belirten Esra Özakça; düşüncelerini “Türkiye’de olmadığı gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de hukuk olmadığını görmüş olduk” sözleriyle dile getirdi.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, kendilerinin birer hasta değil, işlerini geri almak için açlık grevindeki iki eylemci olarak kabul edilmelerini istiyor. Semih Özakça’nın, hastanede tutulmak ve sürekli muayene olmak istemediğini belirten Esra Özakça, açlık grevinin devam ettirilmesine dair de, “Eşimin gözlerimin önünde erimesi kolay değildi. Ben de katılmak istedim. Bu karardan sonra da devam edeceğini biliyordum çünkü o kimseden bir şey istemiyor, sadece hakkı olanı geri istiyor” şeklinde konuştu.