Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı görevlerinde bulunmuş diplomat Faruk Loğoğlu, ABD’nin vize ambargosuyla ikili ilişkilerde ‘yeni dip’ yaşandığını söyledi.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin Türk Hükümeti’nce diplomatik misyonlarında güvenlik sağlanamayacağı ve ziyaretçi sayısını azaltmak gerekçesiyle vize başvurularını askıya aldığını duyurması Türkiye’de şok etkisi yarattı.
Türk–Amerikan ilişkilerini uzun yıllardır yakından izleyen, diplomasi kariyeri ardından TBMM’de Dışişleri Komisyonu üyeliği de yapan Faruk Loğoğlu, vize ambargosunu “Beyaz Saray ile irtibat halinde Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın kararı” olarak görmek gerektiğini söyleyerek bu karar ile birlikte Türk–Amerikan ilişkilerinde son dönemde yaşanan gerginlik atmosferinde yeni bir dibe vurma noktasına gelindiğini ifade etti.
Amerika’nın Sesi (VoA) bültenine konuşan Loğoğlu, “Adına ne derseniz deyin çok ağır bir uygulama. Amerika’nın kararı, Türkiye açısından yaptırım, ambargo hatta tehdit olarak yorumlanmalı. Amerika Elçiliği’nin yaptığı açıklamada gerekçe olarak ziyaretçi trafiğini azaltmak gibi bir ifade kullanılıyor ama ilgisi yok. Çok ağır bir tepki” dedi.
Bu kararı tetikleyen süreçte ABD İstanbul Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz adlı şahsın adli bir soruşturmada tutuklandığını anımsatan Loğoğlu, “ABD Elçiliği’nin konuya ilişkin açıklaması itibariyle Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşını tutuklamasını haksız buluyor olabilirsiniz. Ama ABD’nin bu kararı Türk Hükümeti’ni değil doğrudan masum Türk vatandaşlarını olumsuz etkileyecek. Uzaktan yakından ilgisi olmayan öğrenciler, hastalar, işadamları mağduriyetine yol açacak böylesi bir uygulama çok ağır bir tepki. ABD’nin attığı adım yanlıştır. Konuyla ilgisi olmayan insanları mağdur edici. ABD’nin insan hakları ve hukukun üstünlüğü kavramlarını savunmasıyla da çelişkili buluyorum” diye konuştu.
“ABD’nin açıkça Türk yargısına güven duymadığına işaret ettiğini” söyleyen Loğoğlu, ABD vatandaşı din adamı hakkında Türkiye’de tutuklu yargılama kararından vazgeçilmediğini hatırlattı. ABD’nin söz konusu papaz ve ardından konsolosluk çalışanı bakımından Türk yargısına güvensizlik yaşadığını düşündüğünü kaydeden Loğoğlu, ABD Elçiliği’nce yapılan önceki açıklamada da “hukuki olmayan medya yargılaması” denildiğini anımsattı.
Loğoğlu, “Diplomatik muafiyeti olmayan bir elçilik çalışanı tutuklanabilir. Hukuki prosedür baktığımızda, ABD için de Türkiye için de diplomatik misyonlarındaki çalışanları bakımından böylesi yargı süreçleri işletilebilir. Ama öyle bir ortamda, öyle bir suçtan tutuklanıyor ki ABD Büyükelçisi, geçen günkü açıklamasında durumu ‘siyasi bir intikam süreci’ olarak gördüğünü açıkladı. Dolayısıyla ABD’nin Türkiye’deki durumu hukuki görmediği açık ama yine aldığı karar, konuyla ilgisiz Türk vatandaşları aleyhine bir uygulama” yorumunu paylaştı.
Loğoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın cumartesi günkü telefon görüşmesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu atacakları bu adım konusunda bilgilendirmemiş olduğunu düşündüğünü aktardı. Loğoğlu, “Tillerson muhtemelen son tutuklamadan duyduğu rahatsızlığı yineledi. Öncesinde zaten papaz konusunda da rahatsızlık iletilmişti. Muhtemelen bakanlar arası görüşmede konu çözümsüz kaldı” görüşünü dile getirdi.