Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada, başka programlara girerken irade dışı ByLock yüklemiş gibi görünen 11 bin kişi olduğunun tespit etmesinin ardından, Yargıtay’dan da bu kişilerle ilgili önemli bir karar çıktı.
Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, ByLock’un örgüt üyeliğinin dayanağı olabilmesi için kullanımının tespit edilmesi gerektiğine karar verdi. Daire’nin kararına dayanak olan dava Antalya’da görüldü. Örgüt üyeliği suçundan hakkında dava açılan Caner İ’nin kendisinin kullandığını kabul ettiği cep telefonunda ByLock tespit edildi. Yerel mahkeme, sanığın telefonundaki ByLock’un varlığını yeterli delil kabul etti. Dava temyiz üzerine Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’ne geldi. Daire, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi kararını oybirliğiyle bozdu. Daire kararında, ByLock’un gizli haberleşme sistemi olduğunun altını çizdikten sonra sanığın bu haberleşme sistemini kullandığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi gerektiğine işaret etti. Yargıtay’ın bu kararına göre yerel mahkeme sanığın telefonunda en azından 2015 yılında varlığı konusunda tereddüt bulunmayan ByLock’un sanık tarafından ne kadar ve nasıl kullanıldığını araştıracak.
Eksik araştırma ile karar verilmiş
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin verdiği kararda şu ifadeler yer aldı; “ Kabule göre de; mahkumiyete esasa alınan belirleyici delillerden biri olan ByLock uygulamasının sanık tarafından kullanıldığının tespiti için yerel mahkemece, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan 07.02.2014 tarih ve 2006/317 esas sayılı müzekkere cevabı beklenilmeden, programa erişimin terör örgütü üyelerinin kendi aralarında kurulum dosyasını birbirlerine yüklemeleri ile sağlanabilecek olmasının yeterli olacağı şeklindeki gerekçe ile karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi; SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık müdafii ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreler ve suç vasfı da dikkate alınarak müdafiinin tahliye taleplerinin reddine, sanığın tutukluluk halinin devamına, 19.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” Yeni Asya