Malcolm Turnbull, Yeni
Zelandalı mevkidaşı Jacinda Ardern’ı, Manus Adası ve Nauru’da tutulan
sığınmacılardan 150’sini alma teklifinin, Yeni Zelanda’yı insan kaçakçılarının
hedefi haline getirdiği konusunda uyardı.
Başbakan Malcolm Turnbull, insan kaçakçılarının
Yeni Zelanda’ya yöneldikleri iddiasını, yaptığı açıklamada, Avustralya sınır
koruma güçlerinin son günlerde Yeni Zelanda’ya “insan kaçakçılığı”
yapılan teknelerden birkaçını yakaladığını söyleyerek destekledi.İnsan kaçakçıları tarafından yola çıkarılan bu
teknelerdeki kişilerin nihai hedefinin, Yeni Zelanda’ya yerleşmek olduğunu
belirten Turnbull, yakalanan tekne ve içindekilerin sayısı konusunda ise bilgi
vermedi.
YENİ ZELANDA SINIRLARI KORUMA OPERASYONUMUZUN YARARINI GÖRÜYOR
Turnbull, “acımasız” insan kaçakçılarının hedef olarak
seçtikleri Yeni Zelanda için son zamanlarda “çok yoğun bir pazarlama”
yaptığını belirterek, “Ancak Yeni Zelanda bizim sınırları koruma
operasyonumuzun çok yararını görüyor” dedi.Yeni Zelanda eski Başbakanı John Key, 2013’te
eski Başbakan Julia Gillard’a ülkesinin Manus Adası ve Nauru’da tutulan
sığınmacılardan 150’sini alma teklifinde bulunmuş, aynı teklif Yeni Zelanda’nın
yeni Başbakanı Jacinda Ardern tarafından geçen yılın son aylarında
tekrarlanmıştı.
The Australian Gazetesi’nde yer alan haberde, istihbarat yetkililerinin
Yeni Zelanda’nın teklifinin insan kaçakçılığı faaliyetlerini artırdığını
düşündüğü ve son olarak Avustralya üzerinden “arka kapı” olarak
görülen Yeni Zelanda’ya ulaşmayı hedefleyen en az üç teknenin yakalandığı
belirtildi.
YENİ ZELANDA BAŞBAKANI
İDEAYI RED ETTİ
Ancak Yeni Zelanda Başbakanı Ardern bu iddiayı
reddetti ve “Son zamanlarda kesinlikle olağandışı bir hareketlilik
görmedik. İnsan kaçakçıları arasındaki görüşmeler de çok uzun yıllar boyunca
zaten azaldı” dedi. Öte yandan İşçi Partisi Lideri Bill Shorten ise, Yeni
Zelanda’nın teklifi bir risk oluşturuyorsa aynı mantığın ABD ile yapılan
anlaşma için de geçerli olduğunu söyledi. Muhalefet Lideri Shorten, “Eğer
İçişleri Bakanı Dutton’ın mantığını takip ederseniz, ona göre insanları
kaçakçılardan caydırmanın tek yolu onları hayatlarının geri kalanını süresiz
olarak geçirecekleri Manus ve Nauru’da tutmaktır. Bunun doğru olduğuna kendisinin
de inanmadığını düşünüyorum” dedi.
İKİNCİ
GRUP TA ABD’YE ULAŞTI
Öte yandan ABD ile Avustralya arasında varılan
yeniden yerleştirme anlaşması kapsamında, Manus Adası ile Nauru’da kalan
çoğunluğu Afganistan ve Pakistan kökenli 40 kişilik ikinci sığınmacı grubunun
da Papua Yeni Gine’den ayrıldığı bildirildi.
Hepsi de erkek olan sığınmacıların Filipinler
Havayolları’na ait bir uçakla salı sabahı ABD’ye gönderildiği açıklandı.
Böylece ABD’nin aldığı toplam sığınmacı sayısı 94’e ulaştı.
Teknelerle yasa dışı şekilde Avustralya’ya gelmek
isteyen sığınmacılar ada ülkesi Nauru ile Papua Yeni Gine’nin Manus Adası’nda
Avustralya tarafından yönetilen gözetim merkezlerinde tutuluyor.
Avustralya ile ABD arasında, bu merkezlerde kalan
yaklaşık bin 500 sığınmacıdan bin 250’sinin ABD’ye gönderilmesi konusunda eski
Başkan Obama döneminde anlaşmaya varılmıştı.
40 KİŞİLİK GRUP,
ÇOĞUNLUKLA AFGANİSTANVE PAKİSTAN UYRUKLU
Mülteci Eylem Koalisyonu’ndan Avukat Ian Rintoul,
ABD’ye gönderilen 40 kişilik ikinci grubun çoğunlukla Afganistan ve Pakistan
kökenli olduğunu, aralarında az sayıda Myanmar ve Bangladeşli de bulunduğunu
söyledi. 11 ve 12 Şubat günleri Nauru’da kalan 130 kişinin daha ABD’ye
gönderilmesinin beklendiğini kaydeden Rintoul, ancak ABD’nin Başkan Trump’ın
kara listeye dahil ettiği İran ve Somali gibi ülkelere mensup sığınmacıları
kabul etmediğini bildirdi.