ENES CANSEVER-HAFTANIN YORUMU
Geçen hafta dünyayı kıskandıran ülkemizin, farklı alanlardaki dibe vurmuşluğunu, önemli uluslar arası kuruluşların derecelendirme rakamlarıyla anlatmıştık.
Bu hafta yine farklı konularla ilgili Türkiye’nin kırık notlarla dolu karnesini, bir başka ifadeyle, dünyayı kıskandıran rakamlar eşliğinde düşüncelerimi paylaşmaya devam edeceğim.
Dünya, sahip olamadıklarımızı kıskanıyor!
Dibe vurmuşluğun kıskanılacak ne yanı olabilir ki?
2002 yılında Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayısı 3 bin 871 iken, bu sayı 2017 yılı sonu itibarıyla 25 bin 987’ye ulaştı.
“Dindarlık benim için her şey, asla taviz vermem” diyenlerce yönetilen ülkenin aleyhine, AİHM’ye yapılan başvuru sayısında yüzde 571 artış yaşandı. Yani ‘kul hakkı’ ve ‘insanca yaşama hakkı’ yerlerde sürünüyor. Türkiye’nin mahkûm olduğu dosya sayısı, 2 bin 988’e ulaştı. Böylesi bir tabloyla hak ihlali yapan, diğer bir ifadeyle sürekli bir dişliden insanlarını geçiren ülke olarak, 47 Avrupa ülkesi arasında ilk sırada yer alıyoruz.
Bu utanç tablosuyla Rusya, Romanya, Ukrayna ve Polonya gibi ülkeler bizi takip ediyor.
Anadolu’da vatandaşının hak ve hukukunu gasp eden ceberrut bir devlet anlayışının ve zorbalığının neticesi, insanlarımız Avrupa kapılarında, hak ve hukuk arayışında.
Ülkemize kesilen ama milletimizin kasasından ödenen ceza miktarı, 2003’te 1 milyon 728 bin 351 avro iken, 2017 yılı sonu itibariyle 6 kat yani 6 milyon 458 bin 742 avroya çıktı.
Dünya bizi kıskanıyor!
Çünkü:
Çocuk istismarında dünya üçüncüsü ülkemiz. Taciz oranı yüzde 93, neredeyse her kadın cinsel tacize uğramış. Sadece bu yılın ilk ayında, Anadolu’da 28 kadın öldürüldü. 147 çocuk istismara uğradı, 25 kadına cinsel şiddet uygulandı. Devletin gözetiminde, cezaevlerinde insanlar tecavüze uğruyor.
Trafik kazalarında can kaybımız, AB’ye üye ülkelerinden 5 kat daha fazla.
Dünya işsizlik alanında da bizi kıskanıyor!
Çünkü:
Dünyada işsizlik oranın en düşük olduğu 20 ülkenin arasında yer bile alamadık. İzlanda işsizlik oranı, yüzde 2,8 ile ilk sıradayken, Türkiye’nin oranı ise: 12,8.
Kişi başına düşen milli gelirimiz 11 bin dolarken, bizi kıskanan ülkeler 40-50 binlerde. TÜİK’in verilerine göre, geçen yılın son rakamına göre; ticaret açığı yüzde 37 artarak 77 milyar dolara ulaşmış.
Bu kıskançlık gerçekten tam bir hastalık.
Borcumuzu bile kıskanıyorlar.
Dünya Türkiye’yi, AKP iktidarının ülke yönetimine gelmesiyle kıskanmaya
başladı! Ve maalesef dünyanın dev ülkelerinin bize olan kıskançlık katsayısı katlayarak,
bugüne geldi. Mesela; ülkenin 2002’de dış borç
miktarı 129.601 milyar dolarken, 2006’da 185 milyar, 2010’da 267 milyar, 2015’da
392 milyar dolar, 2016’da 409 milyar dolar oldu. Hazine Müsteşarlığı’nın resmi
verilerine göre; bir yıllık dönemde 13 milyar dolar artarak, 2017 yılının Türkiye’sinin
brüt dış borcu, 438 milyar dolara ulaştı. Bu sene 450 milyar dolara yaklaşır
sanırım.
Dış tablo böyle , iç bundan daha vahim. Sarayları yapaduralım, mahkemelerde bekleyen 25 milyon icra dosyası bulunuyor. 3.5 milyon kişi, kredi kartı ve ihtiyaç kredisinden dolayı icralık olmuş durumda.
Ülkenin cumhurbaşkanı 40 bin lira maaş alırken, asgari ücretliler için geçen ay yapılan 14,3’lük rekor artışla ancak, 1.603 lira oldu ve geçinmeye çalışıyor, garip gureba.
Ülkemizde bir kilo kıyma 47 TL.
Bir asgari ücretlinin bunun için 4-5 saat çalışması gerekiyor.
Almanya’da ise 1 saat çalışmayla alınabiliyor.
Avustralya’da ise; bir öğrencinin, 20 ile 25 dakikalık ücretine tekabül ediyor.
Vatandaşın hali böyleyken, Amerika’dan 11 uçak aldık.
Onlara ne satıldığını bilemiyoruz.
Sırplardan et, Bulgarlardan ise saman ithal ediyoruz.
Fransa’dan 24 Airbus uçak aldık, kiraz satıyoruz.
Rusya’dan S400 satın alıyoruz, domates bile satamıyoruz.
Dünya, ülkemizdeki milyonerleri de kıskanarak kendine çekiyor!
Çünkü:
İki yılda toplam 12 bin Türk milyoner, ülkesini terk etti.
Neredeyse siyasi baskıdan dolayı ülkenin zenginleri kalmadı. Güney Afrika merkezli New World Wealth’in yayınladığı “Milyoner Göçü 2018” raporuna göre geçtiğimiz yıl 95 bin milyoner yaşadığı ülkeyi terk etti. Milyonerlerin en çok tercih ettiği ülke, 10 bin kişiyle Avustralya olurken, nüfusa ve milyoner sayısına göre en fazla göç veren ülkeler sıralamasında Türkiye, 3.cü sırada. Ekonominin dinamizmini ve ticareti elinde bulunduran zenginleri ülkesinden terk ettiren temel sebeplerin başında; eğitim, güvenlik ve sağlık gibi sosyal etkenler yatıyor.
Dünya bizi kıskanıyor!
Çünkü:
Eğitim için, sadece Avustralya’ya okumak için başvuran Türk öğrencilerin sayısı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 50 artmış durumda. Aileler, güvenlik kaygıları nedeniyle evlatlarını binlerce dolar vererek, dünyanın en uzak noktasına yolluyor.
Dünya bizi kıskanıyor da liderleri kıskanmaz mı?
Tabi ki haset içindeler!
Çünkü dünya liderleri arasında ‘en yüksek maaş alan’ Türkiye Cumhurbaşkanın maaşını kıskanıyor!
Maaş yüksekliği sıralamasında, ABD doları cinsinden dünya yedincisiyiz, şükürler olsun!
Dünya’nın en büyük nüfusu ve ekonomisine sahip Çin Devlet Başkanı’ndan 9 kat, ikinci büyük nüfusa sahip Hindistan’ın kinden 6,3 kat fazla maaş alıyor, Türkiye Cumhurbaşkanı. Sanırım dünyayı ve liderlerini de kıskandıran, hasetten çatlatan nokta tam da burası olmalı.
Sadece bu iki dev ülke değil ki, bizi kıskananlar!..
İşte dünya liderinden bizi ayıran, kıskandıran maaş bordrosunun ABD doları cinsinden farkı!
- Singapur Başbakanı :1.6 milyon
- Avustralya Başbakanı : 402.000
- ABD Başkanı : 400.000
- Kanada Başbakanı :272.000
- Almanya Başbakanı :256.000
- Japonya Başbakanı :202. 000
- Türkiye Cumhurbaşkanı :197,600
- Ukrayna Başbakanı :193.000
- Rusya Cumhurbaşkanı : 61,200
- Hindistan Başbakanı : 31, 200
- Çin Devlet Başkanı : 22,000
Aziz dostlar, Kıskanılacak ne çok derbederliğimiz varmış.
Bizi kıskanmasınlar da ne yapsınlar? Ne çok kıskanılacak işler yapıyoruz, tüm verileri alt üst edip duruyoruz.
Hâsılı, züğürt ağanın tesellileri, uzun uzun palavralar, milleti uyutma teraneleri…
Aradan on yıllar geçiyor.
Hep aynı yerde sekip duruyoruz.
Oğlum bina okur, döner döner yine okur.
Bizi kıskanıyorlar, he ağam he…
Biz de inandık…
e.cansever@yepyeni.zamanaustralia.com.au