Türkiye’deki arkadaşlarının kendisine Tayyip Erdoğan’ı ve hükümetini açıkça desteklemesi halinde geri dönebileceğini söylediğini aktaran Şükür, “Bu mümkün değil.
Bu durumda yaşayan binlerce insan var. Sadece kendi haklarımı savunacak ve çıkarlarımı her şeyin üzerinde tutacak kadar bencil davranamam. Kendime olan bütün saygımı yitiririm. Bir gün ışığın geri döneceğine inanıyorum. Karanlık sonsuza kadar sürmez” dedi.California eyaletindeki Palo Alto’da açtığı kafede New York Times’tan John Branch’in sorularını yanıtlayan Şükür, “Türkiye benim ülkem. Benimle ilgili düşünceleri medya tarafından kontrol edilse de insanları seviyorum. Belki ileride gider ve yeniden ziyaret ederim” diye konuştu. “Karanlık sonsuz değildir” diyen Şükür, “Bir gün ışığın geri döneceğine inanıyorum. Karanlık sonsuza kadar sürmez” diye ekledi.
“Çocuklarımın özgür, bağımsız insanlar olmasını istedim”
AKP’den ayrılmasının ardından Türkiye’deki işlerini yürütürken kendisine zorluk çıkarıldığını anlatan Şükür, “Meclis’ten ayrılmamın ardından oradaki işlerimle ilgili yönetimsel sıkıntılarla karşılaşmaya başladım. Ne yapmak istesem her zaman bazı problemler ve sıkıntılar vardı. Belki de biraz mola vermem gerekiyor diye düşündüm” ifadelerini kullandı.
2015 sonbaharında geldiği Palo Alto’da, bir arkadaşının kurduğu kafeye ortak olan Şükür, eşi ve 3 çocuğu için Green Card başvurusunda bulunduğunu belirterek, “Onların özgür, bağımsız insanlar olmasını istedim. Çocuklarımın başka ülkelere gidip, farklı kültürler öğrenmesini, farklı insanlarla tanışmasını ve birey olarak varolmalarını istedim. Ve Türkiye’de işler kötüye gidince gelmeleri için doğru zaman olduğuna karar verdim” dedi.
“Eğer sessiz kalmaya devam edersen geri dönebilirsin ve bir şey yapmazlar”
Bir süre önce Türkiye’deki bir arkadaşıyla yaptığı konuşmayı da anlatan Şükür, şunları aktardı:
“Türkiye’de televizyonlara çıkan ünlü bir arkadaşımla geçenlerde yaptığımız bir telefon konuşmasında Türkiye’deki işlerin ne kadar kötü olduğundan bahsettik. Sonra onun bir gazeteye verdiği röportajı okudum, hükümete iltifatlarda bulunuyordu. Neden böyle yaptığını sorduğumda ‘Burada başka ne diyebiliriz ki’ dedi. Hatta bana, ‘Eğer sessiz kalmaya devam edersen geri dönebilirsin ve sana bir şey yapmazlar’ dedi.“Bu mümkün değil. Bu durumda yaşayan binlerce insan var. Sadece kendi haklarımı savunacak ve çıkarlarımı her şeyin üzerinde tutacak kadar bencil davranamam. Kendime olan bütün saygımı yitiririm.”