MHP’li Atilla Kaya:”Millet aklı o
milletin adını söylemekten imtina eden kişiyi işaret edemez. Kendi egemenliğini
tek adama devreden iradeye de millî irade denemez” dedi.
MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya, 3 Kasım 2019’dan 24
Haziran 2018’e çekilen cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekili seçimleriyle
ilgili olarak kişisel Twitter hesabında açıklamalarda bulundu. Yeni dönem için
milletvekili aday adaylığı başvurusu yapmadığını belirten Kaya, partililere
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip
Erdoğan’a oy vermeme çağrısı yaptı. Kaya, partisine de birtakım
eleştiriler yöneltti. MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya, 3 Kasım 2019’dan 24 Haziran 2018’e çekilen cumhurbaşkanlığı
ve genel milletvekili seçimleriyle ilgili olarak kişisel Twitter hesabında
açıklamalarda bulundu.
MHP’Lİ KAYA:
EĞEMENLİĞİ TEK ADAMA DEVRETMEYİN
Yeni dönem için milletvekili aday
adaylığı başvurusu yapmadığını belirten Kaya, partililere Cumhurbaşkanı ve AKP
Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a
oy vermeme çağrısı yaptı. Kaya, partisine de birtakım eleştiriler
yöneltti. “Türk milliyetçilerine, Türk milliyetçiliğinin iflah olmaz
hasımlarına boyun eğmek yakışmaz! Türk milliyetçiliğinin, Türk varlığının
güvencesi olduğuna inananlar, onu ayaklar altına almaya yeltenenlere Türklüğün
bekasını emanet edemez” diyen Kaya, sözlerine “Millet aklı o milletin
adını söylemekten imtina eden kişiyi işaret edemez. Kendi egemenliğini tek
adama devreden iradeye de millî irade denemez” diye devam etti. MHP’li Atila Kaya, İyi Parti’ye
geçeceği iddia edilen beş milletvekilinden biriydi. Kaya, “Vekilinden asil
Türk milletine arz-ı hal” başlıklı açıklamasında şunları kaydetti: ‘’24
Haziran’da, 16 Nisan 2017 referandumunun devamı niteliğinde olan, bir seçim
yaşayacağız. Bu seçim; millet egemenliğine, hukukun üstünlüğüne, kuvvetler
ayrılığına, demokrasiye, laikliğe ve Cumhuriyet’in tarihsel kazanımlarına
inanan ve bağlılık hissedenler açısından, ‘Atı alanın Üsküdar’ı geçtiği’ bir
referandumla her şeyin bitmediğini göstermenin bir imkânı olarak
değerlendirilmelidir.”Referandum sürecinde, ülkücü tavır çatısı altında,
geçmişte Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış arkadaşlarımla birlikte, Tayyip
Erdoğan’ın şahsında temsil edilen ‘Tek Adamlık’ ve ‘Parti Devleti’ heveslerinin
seçmenden onay almaması için mücadele ettik. Ne milliyetçilik anlayışımız,
‘Millet Egemenliği’nin tek adamın iktidarına ciro edilmesine, ne de Ülkücülük
anlayışımız, bedeli insan hak ve hürriyetleri olan bir toplumsal düzenin
kurulmasına müsaade etmişti. Türk milliyetçiliğinin ve demokrasinin hangi
değerleri varsa, onların bir tabuta yerleştirilmesine karşı mücadele edenlerin,
o tabuta son çivinin çakılmasına karşı kayıtsız kalmaları da düşünülemez.
Ayaklar
altına alınamaz
“Türk milliyetçilerine, Türk
milliyetçiliğinin iflah olmaz hasımlarına boyun eğmek yakışmaz! Türk
milliyetçiliğinin, Türk varlığının güvencesi olduğuna inananlar, onu ayaklar
altına almaya yeltenenlere Türklüğün bekasını emanet edemez. Millet aklı o
milletin adını söylemekten imtina eden kişiyi işaret edemez! Kendi egemenliğini
tek adama devreden iradeye Millî İrade denemez!”Milletvekili adayı olarak
huzuruna çıkıp oy istediğim zamanlarda, parti programı ve seçim
beyannamelerindeki ilke ve görüşlere sadık kaldım; nihai bağlılığım ise Türk
milliyetçiliği nedir ve halen bu sadakatin gereğini yerine getirme azim ve
kararındayım. Ülke sorunlarının çözümünün, Milliyetçi Hareket Partisi’nin
“Ülkücü” kimliği ve kurumsal iktidarıyla ilgili olduğuna hep inandım, halen de
bu inancı taşımaktayım. Kendimi, MHP’nin tarihsel misyonunun hizmetinde
görüyorum, görmeye de devam edeceğim. Ne var ki; Milliyetçi Hareket Partisi’nin
mevcut yönetimi bu tarihsel misyona farklı ve paylaşmadığım bir yorum
getirmiştir ve bu yorumun bir sonucu olarak da AK Parti Genel Başkanı’nı kendi
cumhurbaşkanı adayları olarak ilan etmiştir. Sevdamın izdüşümü olan Üç Hilal’e
vurduğum mührü –oradan kaldırıp da- o sevdayı çiğnemeye kastetmiş ayaklar önüne
sermeye, benim vicdanım da elvermez, gücüm de yetmez; o mühür orada
kalır.”