Kültür eski Bakanı Ertuğrul Günay, ekonomide yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, “Acil önlemlerin ilki, hukuk devletine dönmektir. Yargı üzerindeki vesayet sona ermeli, OHAL kalkmalı, ülkede hukukun egemen olduğu kuşku duyulmayacak biçimde dünyaya kanıtlanmalıdır” dedi. Sosyal paylaşım sitesinden açıklamalarda bulunan Günay, baskın seçim kararının ekonominin kırılgan yapısında olumsuz etki meydana getirdiğine dikkat çekerek, “Seçim, gelen sorunlardan kaçış gibi görününce, ekonomi de durgunluktan çöküş ortamına dönüştü. Çöküş sadece iktidara değil, tüm ülkeye zarar verir. Acilen yapılması gerekenleri birlikte düşünmeliyiz. İçerde ve dışarıda durum kötü görünüyor. Büyük krizden, iflastan söz edenler var. Sadece müteahhitlik ve özelleştirme ile ekonominin varacağı yer budur. Devlet kurumları rakamlarla oynamak, kendilerini ve milleti avutmak yerine, gerçeklerle yüzleşmeli, acil önlemler almalıdır” dedi.
Tasarruf devletten başlamalı
Acil önlemlerin ilkinin hukuk devletine dönmek olduğunu söyleyen Günay, paylaşımında “Yargı üzerindeki vesayet sona ermeli, OHAL kalkmalı, ülkede hukukun egemen olduğu kuşku duyulmayacak biçimde dünyaya kanıtlanmalıdır. Bu gelişme Türkiye’den sermaye kaçışına son verir; ülkeye yeni yatırımcı gelişini özendirir” ifadesini kullandı Ertuğrul Günay, tasarrufun devletten başlaması, savurganlıktan vazgeçilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Meclis’in, Cumhurbaşkanının, Hükümetin, tüm kamunun makam saltanatına son verilmeli; harcamalara zorunluk ölçüsünde sınır getirilmelidir. Kamu işlemleri şeffaf ve denetime açık olmalı, tasarruf miktarları kamuya duyurulmalıdır…. Merkez Bankası siyasi vesayetten masun olarak görev yapmalı, ekonominin gerektirdiği kararları almakta gecikmemelidir. Yapısal reform ihtiyacı söylemden eyleme dönüşmelidir. Türkiye’nin ehliyetsiz yöneticilere katlanma lüksü yoktur. Devlette liyakatsizliğe son verilmelidir.”
KAVGALI EVE KONUK GELMEZ
Siyasetin dilinin barıştırıcı olması gerektiğini de söyleyen Ertuğrul Günay, “Gergin, huzursuz, bölünmüş bir toplumun siyaseti de, ekonomisi de, geleceği de aydınlık olmaz. Partiler, liderler, adaylar barıştırıcı, birleştirici, sakinleştirici, temiz bir dil kullanmaya özen göstermelidir. Kavgalı eve konuk gelmez” dedi.