Programda Selahattin Demirtaş’a iletilen sorulara verilen cevaplar yazılı olarak ekanlara getirildi. Demirtaş “HDP-PKK ilişkisi, HDP’nin şiddete bakışı nedir” sorusuna, “Burası hepimizin vatanı. Biz sivil demokratik siyasette ısrarcıyız. Silaha karşıyız. Bu nettir” dedi.
HDP’nin Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli Fox Tv’de ‘Liderler Fox’ta’ adlı programda gazetecilerin sorularını cevapladı.Pogramda Eş Başkanlara “PKK’yı terer örgüt olarak görüyor musunuz”sorusu yöneltildi. Pervin Buldan bu soruya “Bu klişe soruları geride bırakmak lazım” diyerek cevapladı ve şunları söyledi: Her iki taraftan insanlar ölüyor. Savaşta kimin kimi vuracağı belli değil. Meseye sürekli terör meselesi olarak bakmak. Meseyi çözümsüzlüğe iter. Bu ülke barış ve çözüm süreci olan bir 3 seneye tanıklık etti. Fatih Portakal’ın, programda gündeme gelmesi üzerine Buldan’a yönelttiği, “Devlet nasıl terör örgütü ile görüşsün” sorusu üzerine Buldan, “Devlet üç yıl boyunca örgüt ile görüştü. Ben o süreçteki temaslarda yer aldım. Devletin bana verdiği yetki ile Kandil’e gittim” diye cevap verdi. Buldan çözüm sürecinde İmralı hayetinde yer aldığının hatırlatılması üzerine de “Bugün olsa yine yapardık. Çünkü barış istiyoruz. Gerçi adımız sonradan ‘postacıya’ çıkarıldı ancak barışta ısrarcıyız” dedi: Biz çok samimiydik. İktidar bir adım attı ama bu adımın atılmasına sayın Öcalan versile oldu. Hükümetin, HDP’nin KCK’nin Öcalan’ın içinde olduğu bir döneme tanıklık ettik. Çok kıymetli bir süreçti. 3 yıl boyunca cenazeler gelmedi. En son tam çözüm aşamasına gelmişken süreç ne yazık ki Erdoğan’ın “Dolmabahçe mutabakatını” tanımıyorum sözleriyle süreç sona erdi. En son ben İmralı’ya gittim. Öcalan “3. gözlem heyeti gelmelidir. Dolmabahçe Mutabakatı tartışılmalıdır. Bu yapılırsa ben PKK’ye silah bırakma çağrısı yapacağım” dedi.Pervin Buldan yeni bir çözüm sürecinin başlayıp başlamayacağı sorusu üzerine ise şöyle konuştu: “Şu anki AKP ile bir barış sürecinin yürüyeceğini sanmıyoruz. HDP’nin iktidara geleceği bir dönemde barış süreci elbette gündeme gelecektir. Şu andaki AKP ile barış ve müzakere yapılamaz. Elbetteki hatalarımız olabilir. (Barış sürecinin bitirilmesi konusunda) Ancak bir süreç vardı. O süreçteki tıkanıklıklar dile getirmeye çalışıyoruz.
Pervin Buldan sözlerine şöyle devam etti: Demirtaş o dönem eş genel başkanımızdı. Sürekli toplantı halindeydik. Hendekler konusunda çok can yandı. Cizre’de bir bodrumda insanlar günlerce can çekiştiler. Ama bir ambulans bile çok görüldü. O dönemde bir bakanımız vardı. Milletvekillerimiz gittiler. Cizre’ye giremediler. Ben dedim ki, Yüksekova’nın da Silopi gibi Cizre gibi yakılmasına yıkılmasına göz yumamayız. Biz Yüksekova’ya gitmek istiyoruz dedik. Sorunu belki diyalog ile çözebiliriz diye. Efkan Ala, bu iş beni aşıyor dedi. Benim gidişime izin verilmedi. Sabah Efkan Ala beni aradı gidişinize izin vereceğim dedi. Ben atladım uçağa gittim.Selma Irmak ve Abdullah Zeydan vardı. Demirtaş’ın da dediği gibi biz sokağa çıkma yasakları başlamadan önce girişimlerde bulunduk. Yüksekova Kaymakamı beni aşar Hakkari Valisi’yle görüşün dedi. Hakkari Valisi de bu iş beni aşar bakanlarla görüşün dedi. (Demirtaş cesur olabilmeliydik derken neyi kastediyor?) Biz gittiğimiz yerlerde gaz yedik, cop yedik. Daha cesaretli olabilirdik demenin ardında bu var. Kandil’den talimat gibi bir şey yok.
Temelli: Bu olaylar olduğunda Cizre’ye ilk giren benim. Biz o insanlara ulaşıp onları ikna edebilseydik çok şey değişirdi. Ama çok ağır abluka vardı. Bizim diyaloğu kurmak için oraya ulaşmamız lazımdı. 2014’te de Selahattin bey bizim Cumhurbaşkanı adayımızdı. Biz aynı şeyleri söylüyoruz. Amacımız bu meselenin demokratik zeminde çözülmesi. Demokratik zeminden kim uzaklaştı?
Ama biz bu diyalogları kuramadık. Karşımıza çıkan barikatları bizzat devlet kurdu.
Pervin Buldan: İki uzman çavuş vardı PKK’nin elinde. Devlet bize bunları elinden alırsanır kalekolları durduracağız aksi halde çözüm süreci bitecek dediler. Biz o akşam İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder ile Kandil’e gittik. Bize adres verdiler. Gittik iki uzman çavuşu aldık kaymakama teslim ettik. Efkan Ala kalekol yapımına son verdi. Diyalogla çözebilirdik.
Sezai Temelli: Hendekler odaklı konuşuyoruz. Bizim gidip ikna edebileceğimiz bir yol kalmadı. Ceylanpınar olayı, Suruç olayı… Suruç Katliamı başından sona izlenmiş, Ankara Katliamı, Cizre… Dolmabahçe mutabakatı hneden sonlandı. Bu kurguyu birlikte ele aldığımızda sadece hendek ile açıklayamayız.
DEMİRİTAŞ YAZILI CEVAPLARLA KATILDI
Programda Selahattin Demirtaş’a iletilen sorulara verilen cevaplar yazılı olarak ekanlara getirildi. Demirtaş “HDP-PKK ilişkisi, HDP’nin şiddete bakışı nedir” sorusuna, “Burası hepimizin vatanı. Biz sivil demokratik siyasette ısrarcıyız. Silaha karşıyız. Bu nettir” dedi. HDP’nin barajı geçemezse B palanınne olduğu sorusu üzerine Sezai Temelli de, “400 hesabı, anayasayı referanduma götürmeden değiştirme hesabıdır. Parlamentoya giremezsek yapacağımız eylem planı bellidir. Demokrasi sorununu aşmak istiyorsak muhatapların Meclis’te olması lazım” dedi.
DEMİRTAŞ’A YSK ENGELİ
HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş haftalık 10 dakika olan telefonla görüşme hakkını programa telefonla bağlanarak kullanmak istemiş, Ancak Yüksek Seçim Kurulu, iki üyenin muhalefet şerhiyle bu talebi kabul etmemişti.Selahattin Demirtaş yazılı mesajında şunları söyledi: “Türkiye’nin iyiiği hepimizin iyiliğidir. Bu toprakların öz evlatlarıyız ve her karışını seviyoruz. Ülkemizin her rengini her kimliğini, her inancını kardeşimiz. Eşit olması gereken yurttaşımız olarak görüyoruz. Türkiye’nin her yerinden az ya da çok oy alıyoruz. Her yerinden destek görüyoruz. Bizi Türkiyeli yapan şey Türkiye’nin bütün kesimleriyle kurabildiğimiz diyalogtur. Türkiyeli olmakla Türkçü olmayı karıştırmamak gerekir. Biz ne Türkçüyüz ne de Kürtçüyüz.
Şunu açıkça belirteyim biz PKK’nin şiddetini meşrulaştırmak normalleştirmek gibi bir tutum içinde olmadık olamayız. Silaha, bombaya şiddete, açık ve net bir tutumla karşıyız. Terör ise şiddet başlığının alt bir bir başlığıdır ve şiddet türlerinden sadece biridir. Şiddettin alt bir türü olan terör şiddettini sorunun bizzatihi kendisi olarak kabul ederseniz. Bu durumda sorunun ekonomik, kültürel siyasal boyutlarına dair hiçbir çözüm üretemezsiniz. Biz sivil demokratik siyasette ısrarcıyız. Silaha karşıyız bu nettir. ”