Yönetmeni Kazım Güleçyüz:”Toplumdaki
alternatif arayışının güçlenmesi ve Millet İttifakına gösterilen ilgideki
artış, AKP’deki bu değişimin de bir sonucu” dedi.
AKP, 16 yıllık iktidarında bugüne gelinen süreçte bazı
kurucu isimlerinin de yollarını ayırdığı ve karşısına aldığı bir partiye
dönüştü. Hukukun askıya alındığı ve insan haklarının hiçe sayıldığı
birçok uygulamaya imza atılsa da ekonomideki hasbelkader istikrar, AKP
iktidarının devamındaki en önemli nedenler arasında gösteriliyordu. Ancak artık su
götürmez bir gerçek olarak ekonomi gemisi de su almaya başladı. Bir önceki
yazısında “Büyü bozuldu, rüzgar ters yöne esiyor” diyen Yeni Asya Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz, yazısında AKP’nin 16 yıl boyunca yapmadığı her şeyi
birtakım mazeretlere bağladığını söylüyor.
“İlk dönem, 28
Şubat’ın devam eden etkileri, asker ve yargı vesayeti, cumhurbaşkanlığında
farklı dünya görüşüne sahip birinin oturuyor olması bunların en fazla öne
çıkanları ve haklı görünenleriydi” diyen Güleçyüz, 2007’de cumhurbaşkanlığına
AKP içinden bir isim seçilmesiyle Çankaya’nın da engel olmaktan çıktığını
hatırlatıyor.
Ancak devletin bütün
kilit noktalarına “hâkim olmuş gibi” göründüğü noktada AKP’nin
devletleştirildiği görüşünü dile getiriyor ve ekliyor:
“Bunu hem söylemlerinde,
hem icraatlarında görmek mümkün. Artık MGK’yı ve ‘gizli anayasa, kırmızı kitap’
olarak maruf MGSB’yi sahiplenen, ‘devlet dili’yle konuşan, terörle mücadelenin
başarısını ‘etkisiz hale getirilmiş terörist sayısı’ ile ölçen, 2004 MGK
kararının hedef gösterdiği cemaati ‘terör örgütü’ olarak ilan edip 28
Şubatçıların bile yapamadığı antidemokratik, hukuk dışı ve insafsız
operasyonlarla masum insanların üzerine giden, ‘Atatürkçülük’ yarışını
kimselere bırakmayan bir AKP var.
Gelinen noktada
asker ve istihbarat iktidarın kontrolünde gibi görünse de, gerçek durum için,
iktidarın bu kurumlar aracılığıyla ‘derin devlet’ tarafından teslim alındığı
yorumunu yapmak da pekâlâ mümkün.”
15 Temmuz darbe
girişimi sonrası ilan edilen OHAL sürecinde yaşananların en son aşama olduğunu
söyleyen Güleçyüz, “Böylece AKP, daha doğrusu başındaki ‘reis’ gücü elinde
topluyor göründükçe daha çok bütünleştiği statüko tarafından teslim alınıyor ve
bu durum onu halktan, hattâ kendi seçmeninden, tabanından ve dahası partinin kurucu
kadrolarından bile uzaklaştırıyor” diyor ve şöyle noktalıyor yazısını: “Toplumdaki
alternatif arayışının güçlenmesi ve Millet İttifakına gösterilen ilgideki
artış, AKP’deki bu değişimin de bir sonucu.”