Halen Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nde tedavi gören hükümlü Alaattin Çakıcı’ya 16 farklı türde hastalığı olması ve bunlardan 6’sının ölümcül risk taşıması nedeniyle süresiz sağlık kurulu raporu verildi. Raporda Çakıcı’nın akrabaları ve arkadaşlarıyla haftanın 7 günü sağlığı, morali ve hellalleşmesi için sınırsız görüşme izni verildiği yer aldı. Çakıcı, seçim öncesi MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüşmüş ve af çıkarılması için Tayyip Erdoğan’a mektup yazdı. Çakıcı, geçtiğimiz günlerde seçim sürecindeki yazılarını gerekçe göstererek, 6 gazeteciyi hedef göstermiş, Karar’dan Etyen Mahçupyan ve Elif Çakır yazı yazmayı bıraktıklarını duyurmuştu.
BAKANLIK VERİLERİNE GÖRE 841 MAHKUM AĞIR HASTA
Adalet Bakanlığı verilerine göre ağır hastalığı nedeniyle tahliye edilmeyi bekleyen mahkum sayısı 2017 yılı Şubat ayı itibarıyla 841 kişi. Bunlardan 31’i kadın. Hastalığı sebebiyle tahliye edilmeyi bekleyenlerin 795’i hükümlü, 46’sı ise tutuklu. Özellikl 15 Temmuz’dan sonra ‘terör’ suçlamasıyla tutuklanan isimlerden tahliye edilmediği için hastanede ve hapishanede hayatını kaybetti.
İHD: 1054 HASTA TUTUKLU VAR
İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre ise cezaevlerinde 402’si ağır olmak üzere bin 154 hasta tutuklu bulunuyor. Durumu ağır olan ve hasta olan adli tutuklularla beraber ise sayı daha da katlanıyor. Buna karşı cezaevlerinde 2000 yılından bu yana 2 bin 500’e yakın tutuklu hayatını kaybetti. Bunlara rağmen hasta tutuklularla ilgili istenilen düzeyde olumlu bir adım atılmadı.
HALİME ÖĞRETMENLER GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME GÖNDERİLİYOR
Mersin’de yapılan ev baskınıyla gözaltına alınan ev hanımları ve üniversite öğrencisi kızlar arasında yer alan İngilizce öğretmeni Halime Gülsu cezaevinde hayatını kaybeden masumlardan sadece biriydi. Hastalığına rağmen tedavisi yapılmayan ve ısrarlı tepkiler görmezden gelinerek tahliye edilmeyen Halime Gülsu’ya gözaltı ve cezaevi süceçlerinde ilaçlarının verilmediği de medyaya yansımıştı.
Hasta tutukluların tedavileri yapılmadığı gibi hastane sevkleri de kimi zaman yapılmadı veya geciktirildi. Hastaneye kaldırılan acil hastalar kelepçeli bir şekilde yatağa bağlanarak, ameliyat edildi. Çoğunlukla ailelerin refakat etmesine izin verilmezken, verilse bile binbir zorluk çıkarılıyor.
Aralık 2017’de 21 yıllık tutuklu yazar Murat Saat, kalp krizi geçirmesi sonrası Bandırma T Tipi Cezaevi’nden hastaneye ring aracıyla kaldırıldı ve yaşamını yitirdi. Ocak 2018’de Şakrak 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde kalp krizi geçiren hasta tutuklu Hasip Gün yatağa kelepçelendi ve ailesi hastaneden kovuldu. Ailenin günler süren mücadelesi sonrası aile fertlerinden birinin refakat etmesi için izin alınabildi. Menemen R Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan ağır hasta tutuklular Ergin Aktaş, Yusuf Bulut, Êhmede Xemî ve Dicle Bozan’ın tedavileri ısrarla yapılmazken, tutuklulara getirilen görüş yasakları ile tecrit koşulları derinleştirildi. Durumları daha da kötüye giden tutuklular kısmı insanı taleplerini elde edebilmek için 30 günü aşkın açlık grevine girmek zorunda kaldı.
ÇAKICI’YA SÜRESİZ SAĞLIK KURULU RAPORU!
Organize suç örgütü elebaşı olduğu suçlamasıyla hükümlü bulunan ve halen Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nde tedavi gören Alaattin Çakıcı’ya süresiz sağlık kurulu raporu verildiği ortaya çıktı.Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre 22 Haziran’da hazırlanan sağlık raporunda Çakıcı’ya ziyaretçi sınırının kaldırılması istendi. Kırıkkale İl Sağlık Müdürü Feramiş Ender Güngüneş ve Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimi Tekin Akça ile altı ayrı uzman doktorun imzaladığı süresiz sağlık kurulu raporunda Çakıcı’da 16 farklı türde hastalığın olduğu, altısının ölümcül risk taşıdığı belirtilerek şöyle denildi:
‘Helalleşme ve moral açısından’
“Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü derecedeki akrabaları ve yakın arkadaşları ile haftanın 7 günü saat 09.00 ile 20.00 arasında hem sağlığı hem morali aynı zamanda helalleşme açısından bu zaman dilimleri arasında, istediği isimlerle, kişi, sayı adeti koymadan, kendisi için bu ziyaretler hastalıklarının kontrol edilebilmesi için ve morali açısından yeniden hayata bağlayabilir.”
‘HUKUKLA İZAH EDİLEMEZ’
Benzer şekilde yüzlerce vakanın her gün yaşandığı cezaevlerinde Çakıcı’ya özel izin verilmesini değerlendiren İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, ortada büyük bir hukuksuzluk ve çifte standartlık olduğunu söyledi. “Kesinlikle açık bir şekilde hukuksuzluk söz konusu” diyen İncin, şöyle devam etti: “Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerle ilgili gerek avukat görüşü, gerek aile görüşü, gerekse de üç kişiye kadar görüş hakkı kanunla belirlenmiştir. OHAL döneminde çıkartılan KHK’ler kapsamında avukat görüşü ve aile görüşlerine ciddi kısıtlamalar getirilmiştir. OHAL ilan edildikten sonra uzun bir dönem açık görüşler 2 ayda bir olarak belirlenmişti. Şu an ayda bir açık görüş ve her hafta kapalı görüş yapılmaktadır. Avukat görüşü de birçok cezaevinde son çıkartılan yönetmelikle 2 saat sınırı getirilmiştir. Tutuklular ve hükümlüler ile ilgili getirilmiş olan bu kısıtlama söz konusuyken kesinlikle Alaattin Çakıcı’ya getirilmiş olan bu çifte standart açıkça hukuka aykırıdır ve hukukla izah edilecek bir durum söz konusu değildir. Hasta mahpuslara uygulanan kelepçeyle muayene, ailelerinden birinin refakatçı olarak izin verilmemesi bile ortadaki hukuksuzluğu özetlemeye yeterlidir.”
Çakıcı’nın hükümlü olması itibariyle sadece ikinci dereceye kadar aile ve vekaletnamesi olan avukat ile görüş yapabileceğini dile getiren İncin, “Bunun dışında yapılacak olan görüşler Savcılığın izin vereceği durumda yapılabilecek görüşmelerdir. Burada da Savcılığın keyfiliği söz konusu olamaz. Dolayısıyla hangi noktadan bakılırsa bakılsın ortada açıkça kanun ve hukukun ihlali söz konusudur” dedi.
‘AYNI HASSASİYET HASTA TUTUKLULARA DA GÖSTERİLSİN’
İncin, devletin Çakıcı’nın hastalığına gösterdiği hassasiyeti bütün hasta tutuklulara göstermesini beklediklerini söyledi. İncin, “Ancak yıllardır taleplerimize aldığımız cevaplar karşısında böyle bir uygulama ile karşılaşmak vicdanları yaraladığı gibi Devlet Bahçeli ve ekibinin bundan sonra bürokraside ne derece etkili olacaklarını da şimdiden görebiliyoruz” dedi.TR724.COM