İLKER DOĞAN-tr724.com
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin dünyanın en büyük ilk 500 üniversitesi arasında esamesinin okunmamasına tepki göstermesi özellikle sosyal medyada gündem oldu.
Kimileri OHAL kapsamında iki yılda 6 binden fazla akademisyenin KHK’larla ihraç edildiğini hatırlattı, kimileri eşini dostunu üniversiteye atayan rektörleri… AKP döneminde üniversiteler bilimsel çalışma ve yayınlarıyla değil, yasak, intihal, torpil ve skandallarla gündeme geldi.
Partili CumhurbaşkanıErdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi Akademik Yıl Açılış törenindeki konuşmasında ilginç ifadeler kullandı. 16 yıldır ülkeyi tek başına yöneten Erdoğan, muhalefet partisi lideri gibi konuştu: “Türkiye’nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor? Eğitimde altyapı ve kapasite bakımından büyük mesafe katetmemize rağmen, içerik ve sistemde büyük sıkıntı var.”
23 BİN AKADEMİSYEN İHRAÇ EDİLDİ
Erdoğan’ın son cümlesindeki ‘içerik ve sistemde sıkıntı olduğuna’ dair açıklaması, sadece bina yaparak eğitim sorununun çözülemeyeceğinin itirafı. Peki üniversitelerdeki eğitimin kalitesinin artırılması için başka ne yaptı AK iktidarı? Resmi rakamlara göre OHAL kapsamında ilan edilen 12 KHK ile ihraç edilen akademisyen sayısı 6 bin 86. Ancak BBC Türkçe’nin akademisyen ihraçlarının başladığı 1 Eylül 2016’dan bu yana derlediği verilere göre, Türkiye’de son bir yılda en az 23 bin 427 akademisyen ya kadro hakkını kaybetti, ya ihraç edildi ya da çalıştığı üniversite kapatıldığı için işsiz kaldı. BBC söz konusu rakama KHK’larla ihraç edilenleri tek tek toplayarak ulaştı.
ÜNİVERSİTELER KAPATILDI
667 sayılı ilk KHK ile, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde binlerce öğrencinin hali hazırda eğitimini sürdürdüğü 15 vakıf üniversitesi, ‘cemaatle ilişkisi olduğu’ gerekçesiyle kapatıldı. Sadece ilk KHK ile işsiz kalan öğretim görevlisi sayısı YÖK’ün rakamlarına göre 2 bin 808. Ortada kalan öğrenci sayısı ise 65 binden fazlaydı. Bir çok üniversite ‘yerleri olmadığı’ gerekçesiyle öğrencileri kabul etmedi.
36 KHK İLE 41 BİN 705 EĞİTİMCİ İHRAÇ EDİLDİ
KESK’e bağlı Eğitim Sen, iki yıl süren OHAL’in eğitim alanına yansımalarını geçtiğimiz aylarda raporlaştırdı. Rapora göre 15 Temmuz sonrası toplam 2 bin 274 eğitim kurumu kapatıldı. 36 KHK ile bugüne kadar toplam 135 bin 144 kamu görevlisi hukuken kendilerini savunma hakkı tanınmadan ihraç edildi. Kamudan ihraç edilenlerin 41 bin 705’i yani yüzde 30’u eğitim ve yükseköğretim kurumlarından gerçekleşti. KHK’ler ile MEB’den 34 bin 393 kişi, Yükseköğretim kurumlarından idari personel dahil 7 bin 312 kişi ihraç edildi.
AKADEMİDE TASFİYELER VE YENİDEN İNŞA
Raporda üniversitelerde yaşanan tasfiye şu şekilde değerlendirildi: “İktidar, özellikle üniversitelere yönelik KHK ihraçları aracılığıyla sadece dünya çapında tanınan ve alanlarında en iyi bilim insanlarını tasfiye etmekle kalmamakta, akademiyi kendi siyasal çizgisinde yeniden inşa etmenin hesaplarını yapmaktadır.”
TORPİL VE ADAM KAYIRMA AYYUKA ÇIKTI
AKP döneminde üniversitelerde torpil ve kişiye özel atamalar ayyuka çıktı. Ve bu usulsüzlükler, hiç kimsenin hesap soramayacağını bilmenin rahatlığıyla gözgöre göre yapıldı. Basına yansıyan torpil ve eş dost atamalarından bir kaç örnek aktaralım.Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Vatansev, dekan olunca erkek kardeşi, oğlu ve eşini aynı üniversitede işe aldı. 2015 yılının Nisan ayında dekanlığa atanan Vatansev’in işe aldığı kardeşinin başvuru yapan 6 aday arasında 4. sırada olması dikkat çekti. Dekan, uzman doktor eşini de Yard. Doç. olarak atadı. Oğul Ali Esad Vatansev ise Kasım 2016’da üniversitede İnşaat mühendisi olarak işe başladı. (Aralık 2017)
KIZ KARDEŞE ÖZEL KADRO AÇILDI
Munzur Üniversitesi Rektörü Ubeyde İpek’in, kız kardeşi için hem Çemişgezek hem de Pertek’teki yüksekokullarda kadro açtırdığı öne sürüldü. Gündüzalp, Pertek ilçesindeki akademik kadroyu kazanmasıyla birlikte Çemişgezek ilçesine herhangi bir alım yapılmıyor. Bu da söz konusu kadronun işi garantiye almak için açıldığı iddialarını güçlendiriyor. Gündüzalp’in hafta da 1-2 gün dersinin olduğu, diğer günlerde ise okula gitmediği iddia edildi. (Haziran 2018)
Bir başka skandal da Hitit Üniversitesi’nde yaşanmıştı. Üniversite, akademisyen kadrolarında yer alanların soy isimlerinin aynı olması ile gündeme geldi. Rektör Reha Metin Alkan, “Burada liyakat sistemi var. Akademisyenlerin meslektaşlarıyla evlenmesi veya aynı okulda görev yapması normal. Adam kayırma veya idarecinin özel bir yakınlığı olmaması önemli.” diyerek iddiaları yalanlanmamıştı. (Eylül 2018)
AİLE BOYU ATAMA
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi için açılan kadro sınavını öğretim üyelerinin eş ve çocuklarının kazanması da günlerce konuşulmuştu. Üniversite Genel Sekreteri Hakan Yekbaş, “Kayırma söz konusu değil, başarılı olan kazanıyor.” demiş ve yeni yönetimi çekemeyenler olduğunu iddia etmişti. (Ağustos 2018)
Prof. Dr. Ali Sarıışık adını da hatırlayacaksınız. Harran Üniversitesi Rektör Yardımcısı olduktan sonra neredeyse tüm ailesini üniversiteye yerleştirdiği ortaya çıkmıştı. Sarıışık, kardeşinin yüksekokul müdürlüğüne getirilmesine yardımcı olurken, kızını Almanca okutmanı yaptı. Oğul Sarıışık ise üniversitenin yabancı öğrenci sınavını ‘kazanarak’ tıp fakültesine girdi. (Ocak 2018)
EŞİNİ, REKTÖR OLDUĞU ÜNİVERSİTEYE ATADI
Denizli Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ’ın, Haziran 2017’de ortaokul öğretmeni eşini üniversitenin İslami İlimler Enstitüsü’ne Enstitü Sekreteri olarak ataması büyük yankı uyandırmıştı. Tepkiler üzerine eşi istifa etti. Ancak rektör eşini üniversiteye almakta kararlıydı. Ve aradan 1,5 yıl geçtikten sonra eşini bu kez de Dil Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne bilgisayar işletmeni olarak atadı. (Ekim 2018)