Geçtiğimiz Mart ayında gözaltına alınıp tutuklanan gazeteci Harun
Çümen, hala cezaevinde. Doğum günü olan 4 Mart 2018’de ‘üyelik’
şüphesiyle gözaltına alındı gazeteci Harun Çümen. Emniyette onu
karşılayan polislerin ilk tepkisi şu cümle olmuş: “21 yıl Zaman
gazetesinde çalışmışsın, işin zor.” Sanki gazetecilik suç!”
Kronos News’ten Mehmet Şahan, Harun Çümen’in yaşadığı süreci kaleme aldı. İşte o yazı
Üç kere 4 Mart: Harun Çümen
Dostları ona “minik” diye hitap ederdi ama Zaman’ın en irikıyım
babayiğitlerindendi Harun Çümen. 4 Mart 1975’te İstanbul Bayrampaşa’da
doğan Çümen, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nü
bitirdi. 1996’da üniversite öğrencisi iken, lise arkadaşı (eski
gazeteci) Onur Kaya’nın tavsiyesi ile Zaman’da stajyer olarak başladı.
Mesleğinde muhabirlik, editörlük, sorumlu yazı işleri müdürlüğü gibi
görevlerde çalıştı. Harun’un mesai anlayışı olmazdı hiç; iş ne zaman
biter, Harun o zaman gider. Hatta gazetede gecelediği gün sayısı az
değildi. Abartı derecesinde “İşin hakkını verebiliyor muyum?” diye
kendini sorgulardı hep.
21 yıl çalıştığı Zaman’a doğum günü olan 4 Mart’ta (2016) kayyım
atandı ve o gün severek yaptığı işinden ayrılmak zorunda kaldı. İşsiz
kaldığı dönemde, borcunu beş senede ödeyebildiği kendi otomobiliyle kapı
kapı dolaşıp büyük bir kısmı gıda (süt, peynir, zeytin, zeytinyağı vs.)
olmak üzere ticaret yaparak ailesini geçindirmeye çalıştı. Bu arada
yazı işleri müdürlüğünden dolayı sayısını saymaktan bıktığı şahsına
karşı açılan (80 civarı) davalarla uğraştı. Toplamda 31 ay olmak üzere
üçünden ertelemeli hapis cezası aldı. Bu davalardan kendisine karşı
manevi tazminat cezalarının verilmesi de işin cabası oldu. Zaten evini
zor geçindirir, ev kirasını zor öderken dağ gibi dosyalara tek başına
ümitle göğüs gerdi ve ailesine hiçbir şey hissettirmemeye çalıştı.
Harun bir ara o zamanlar İMKB olarak anılan Borsa İstanbul’da borsa
analizleri yaptı ve bir seneden fazla orada masası vardı. Senesini
hatırlamamakla beraber kendisine iş teklifi de yapıldı. Maaş olarak
Zaman’da kazandığının 2-3 katını alacaktı ama saygı duyduğu genel müdürü
“Seninle ilgili planlarım var, gitme” deyince teklifi geri çevirdi.
Hem ekonomi sayfalarının editör yardımcılığı, hem daha sonraki
birinci sayfa editörlüğü ve akabinde sorumlu yazı işleri müdürlüğü
kendisini fazlasıyla ‘aile’den hissettirdi. Gitmesiyle sanki takım
bozulacaktı ve mesai arkadaşlarını yarı yolda bırakacaktı. Cem Yılmaz’ın
reklam filmindeki ‘tamamen duygusal’ kavramı, Harun’da ‘harbiden
duygusal’dı. Zaten harbi adamdır Harun.
YİNE BİR 4 MART…
Ve o gün, birilerine yardımcı olayım derken, yine doğum günü olan 4
Mart 2018’de ‘üyelik’ şüphesiyle gözaltına alındı. Gözaltına alındığında
polis merkezinde onu karşılayan polislerin ilk tepkisi şu cümle olmuş:
“21 yıl Zaman gazetesinde çalışmışsın, işin zor.” (Çeyrek yüzyıl
Zaman’da yazan Hüseyin Gülerce için polislerin hükmü ne olurdu acaba?)
Harun, 7 Mart 2018’de tutuklandı. Evli, 1 buçuk, 7 ve 15 yaşlarında
üç kızı; 20 yaşında bir oğlu olan Çümen’in iddianamesi gözaltına
alındıktan tam 227 gün sonra hazırlandı. Bu konuda bol miktarda
haksızlık, adaletin hiç de adil olmaması, dostların (!) vefasızlığı,
aile bireylerinin perişan halleri, arkadaşlarının çaresizliği gibi
hususlar dile getirilebilir; ama kime, ne fayda? Yaşanacaklar varmış ve
herkes kendine biçilen kesiti yaşıyor. Sonlu bir âlemde sonsuz eziyet
yok, tesellimiz bu. Üzücü olan, ömürden giden aylar, yavrularının
büyümesine şahit olamamak ve en çok da 7 yaşındaki kızının süreçten çok
etkilenmiş olması. Babasına çok düşkün olan minik kızın açık görüşlere
gittiği zaman, süre bitip de gardiyanlar babasını çağırdığında bağıra
bağıra ağlayıp ‘minik’ babasının boynuna atlaması bile insanı kahretmeye
yetiyor. Yakın zamanda öğretmeni, anne ve baba ile beraber yapılmak
üzere bir ödev verince eve hüngür hüngür ağlayarak gelmiş yavrucak.
Harun Çümen çok zorluklar atlattı, atlatmaya da devam ediyor. Bir
yerlere gelebilmeleri için gece gündüz gayret sarf ettiği dostlarının
vefasızlığı mı dersiniz, canından çok sevdiği akrabalarının sırt
çevirmesi mi, daha yaşına basmamış son göz ağrısı bebeğinden ayrı
kalması mı… Sayacak çok şey var. Ama onun inancı ve ümidi her şeyin
üstesinden gelecektir. O yine çevresinde şahit olduğu hastaya,
öğrenciye, fakire, bilumum muhtaçlara yardıma koşacaktır. En zor
dönemlerinde selamı sabahı kesenlere yine kendisi selam verecek ve
hayata kaldığı yerden, hiçbir zaman yitirmediği ümidiyle devam
edecektir.