Alfred
Deakin Vatandaşlık ve Küreselleşme Enstitüsü’nün Küresel İslami Siyaset Bölümü
Başkanı Greg Barton, Federal Hükümet’e önemli uyarıda bulunarak; “Müslüman
topluma saldırmak yerine, onlarla bağlantı kurmak çok daha faydalı olur. Gençlik çalışanlarına ve toplum
geliştirme programlarına sağlanan kaynaklar, zorlu terörle mücadele için
harcanan on milyonlarca dolarla karşılaştırıldığında, oldukça küçük kalır”dedi.
Alfred Deakin Vatandaşlık ve
Küreselleşme Enstitüsü’nün Küresel İslami Siyaset Bölümü Başkanı Greg Barton,
Melbourne’deki Bourke Street’te yaşanan bıçaklı saldırıdan sonra Müslüman
toplum liderlerini “radikalleri durdurmak için yeterli çabayı
göstermemekle” suçlayan Başabakan Morrison’un bu açıklamasına tepki
gösterdi. Soruna tarafsız bir yaklaşımın gerekli olduğunu söyleyen Barton,
“Müslüman liderlerin daha fazlasını yapması gerektiği öne sürülerek, sahip
oldukları bilgileri paylaşmadıkları ya da bir sorunla karşılaştıklarında, hemen
harekete geçmediklerini ima etmek, sorunun sadece bir parçası” dedi.
Morrison’ın sözlerini “politik bir suçlama” olarak nitelendirdi ve
Victoria seçimlerinden kısa bir süre önce yapılan bu sert eleştirinin
zamanlamasına da dikkat çekti. Polisin, endişe duyduğu saldırı türlerini olayın
gerçekleşmesinden önce tespit etmeye çalışmasına odaklanılmasının konuya daha
iyi bir yaklaşım olacağını belirten Barton, şöyle devam etti: “Cuma günkü
olay, polisin öncelikli endişeleri arasında yer alan bir terör saldırısı
biçimiydi. Bir ya da iki kişinin karar vermesinden sonra küçük bir planlama ile
ve daha büyük terörist ağlarla iletişime geçmeden başlatılan bir saldırının
önlenmesinde, istihbaratın büyük ölçekli saldırılara karşı çok başarılı olan
yöntemleri çok az fayda sağlar.”dedi.
GENÇLERE AYRILAN
ÖDENEK, TERÖRLE MÜCADELE İÇİN AYRILAN KAYNAKLARIN YANINDA DAHA AZ
Bağımsız ve gelir amacı gütmeyen
“The Conversation” adlı internet sitesi için kaleme aldığı analizde,
Barton, “Gerçek şu ki, İslami liderlerin genellikle, Melbourne’daki tek
kişilik saldırılara karışanlar gibi muhtemel sorunlu gençlerle yapabileceği çok
fazla şey yok” ifadesini kullandı. Yaygın kanıya rağmen, en büyük riski
teşkil edenlerin genel toplum içindeki “aktif dindar” üyeler olmadığını
belirten Barton, bunun yerine, yabancılaşmış veya öfkeli olan, Müslüman topluma
ve liderlerine sırtını çeviren bireylerin asıl endişeyi oluşturduğunu söyledi.
Greg Barton, Müslüman topluma saldırmak ve potansiyel olarak yabancılaştırmak
yerine, hedefe ulaşmak için onlarla bağlantı kurmanın çok daha iyi sonuçlar
verebileceğini söyledi ve hükümete şu öneride bulundu: “Sadece yüz kişilik
eğitimli çalışan için gerekli kaynakları bulmak ve risk altındaki gençlerle
ilgilenecek donanımlı gençlik çalışanları önemli kazançlar getirecektir. Gençlik çalışanlarına ve toplum geliştirme programlarına
sağlanan kaynaklar, zorlu terörle mücadele için harcanan on milyonlarca dolarla
karşılaştırıldığında oldukça küçük kalır.”
MORRİSON: MÜSLÜMAN LİDERLER RADİKALLER
İÇİN YETERLİ ÇABA GÖSTERMİYOR
Başbakan Morrison, Bourke Street’teki
saldırıdan sonra Müslüman liderlere yönelik eleştiri dozunu artırıp, saldırıyı
İslam’ın “radikal ve tehlikeli ideolojisine” bağlamış ve bu yorumları nedeni
ile tepki görmüştü. Daha sonra da Müslüman toplum liderlerini suçlayan
Morrison, saldırıda hayatını kaybeden Sisto Malaspina’nın Salı günü yeniden
açılan lokantasını ziyareti sırasında eleştiri dozunu artırırken,
“radikalleri durdurmak için yeterli çaba göstermediğini” öne sürdüğü
Müslüman liderlerin, “mazeretler üreterek” başka yöne baktıklarını ve
potansiyel riskleri görmezden geldiklerini öne sürdü.
BAŞBAKANIN AÇIKLAMASI MÜSLÜMANLARI
ÜZDÜ
Morrison’ın yorumlarının Müslüman toplumda üzüntü ve endişeyle karşılandığını
belirterek, bunun “ciddi bir ayrımcılık” olduğunu söyledi. Avustralya
İslam Konseyleri Federasyonu da Salı günü “Avustralyalı Müslümanlar’dan
Başbakan’a yanıt” başlığı ile yayınladığı bildiride, Başbakan ve İçişleri
Bakanı Peter Dutton’ı, Müslümanlar’ı hedef alan sözlerini geri çekip toplumdan
özür dilemeye çağırdı. Bildiride, siyasi liderlerin bölünme ve anlaşmazlıklara
yol açmak yerine, toplumla köprüler kurması ve uyum inşa etmesi gerektiği
kaydedildi