Basri Doğan-Amsterdam, Tr724
Hollanda Gazeteciler Cemiyeti Türkiye’deki cezaevlerinde tutsak olan 146 gazeteciyi unutmadı.Dünya İnsan Hakları Haftası kapsamında düzenlenen programda, Avrupa ülkelerinin farklı şehirlerinde sürgünde yaşayan gazeteciler bir araya geldi.
Amsterdam’daki gecenin açılış konuşmasını yapan Hollanda Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Thomas Bruning, özgürlüğe getirilen kısıtlamaların son bulunması çağrısı yaptı.
Bruning, sözlerini şöyle sürdürdü: ’’İkinci dünya savaşındaki hayal edilemez vahşetlerden sonra, İnsan Hakları Deklarasyonun hazırlanması ve Birleşmiş Milletlerin kurulması gibi barışı destekleyecek iddialı projeler geliştirildi. Evrensel Bildirgenin 19. maddesi, herkesin “her türlü yol ve sınırdan bağımsız olarak bilgi ve fikirleri izleme, alma ve iletme hakkına” sahip olduğuna vurgu yapar. Bu hak, medya emektarları gazetecileri korumakla birlikte, çok sayıda ülkede basın mensuplarının hakları gasp edilmektedir. Bu Türkiye’de olduğu gibi başka ülkelerde de olmaktadır. Dünya İnsan Hakları Günü’nde gazetecilerin özgürlüklerinin kısıtlanmasını kınıyoruz. Yapılan baskı ve şiddeti de lanetliyoruz. İfade özgürlüğünün olmadığı bir yerde yaşam hakkının olmadığını bir kez daha haykırıyoruz.”
Gazeteci ve Belgesel Yönetmeni Yüksel Durgut, ise 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanma sürecini, hapis hayatını ve şartlı tahliye sürecini anlattı. Suçsuz yere yıllarının çalındığını vurgulayan Durgut, cezaevlerinde, hücrelerde 200’e yakın arkadaşının tutsak durumunda olduğunu hatırlattı.
İNSAN ÖNCE KENDİSİ İLE BARIŞIK OLMALI
Araştırmacı-Yazar Cees Buys, dünyada temel insan hakları ihlalleri konusunda yaşanan sorunların, insanların birbirlerini yeterince tanımamasından kaynakladığını söyledi. Buys, “İnsanın önce kendisiyle barışık olması gerekir. Kendisiyle barışık olan insan çevresine birlik yayar, güzellik yayar, sevgi yayar. Dünyada her şeyde sevgi ve aşkın egemen olması gerekir. İbadet bile aşksız olmaz. İbadetin de aşk ve sevgiyle yapılması gerekir. Günümüzde her şeyin başı sevgidir. sevginin olmadığı yerde buzdolabı gibidir.” ifadelerini kullandı.
MADEN AİLESİNİN DRAMINI, SÜVARİ DİLE GETİRDİ
Davetlilere Hollandaca bir eserle seslenen sanatçı Süvari, Türkiye’deki zulümden kaçarken Ege Denizi’nde can veren Maden ailesinin dramını katılımcılara aktardı. ‘Feridun’ isimli bestesini seslendiren Süvari, “Bu şarkımı, 7 yaşındaki Feridun’un şahsında, Maden ailesi ve bu dünyada adaleti bulamayan bütün masumlara ithaf ediyorum.” dedi.Türkiye’de 18 ay hapis yattıktan sonra Amsterdam’a gelen öğretmen Adem Korkut’un cezaevi serüvenini anlattığı programın sonunda Avrupa’nın değişik şehirlerinden gelen sürgün gazetecilere plaket ve çiçek verildi.