BÜLENT KORUCU-TR724.COM
Neon ışıklarla aydınlatılan adliye binaları sizin de dikkatinizi çekiyor mu? Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’ı kıskandıracak bir güzellik(!). Birazdan Zeki Müren salıncakla inecek ya da Bülent Ersoy rüküş tuvaletiyle arz-ı endam edecek diye bekliyor insan. Şarkıcı kaprisleri ve kulis itiş kakışlarını üzerine koyarak haber yapan magazin basınını da gözlerimiz aramıyor değil. O efsane gazino afişlerini hayal edin. Emel Sayın’ın yerine Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ü koyun; Bülent Ersoy’la Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’i yer değiştirin. Zeki Müren’in salıncağına Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven’i oturtun. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan için karar veremedim, Behiye Aksoy mu, Gönül Yazar mı olsun? Assolistlerimiz şarkı-türkü sözlerini de doğal olarak dönemin ruhuna göre yorumlasın.
“Bizde adet böyledir, çirkini söyletir güzeli ağlatırlar” türküsünü Yargıtay Başkanı Cirit şöyle uyarlayabilir: bizde adet böyledir, küçük hırsızı yakalar büyüğü alkışlarlar…Danıştay Başkanı Güngör’e madem Emel Sayın dedik, Mavi Boncuk’u söylemesi münasiptir: “onda bunda şundadır; Aksaray kimdeyse benim gönlüm ondadır…”YSK Başkanı Güven, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte Zeki Müren’in “gitme sana muhtacım” parçasını seslendirebilir.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan: “söyleme bilmesinler hukukun bittiğini, neden bizi bırakıp terkedip gittiğini” eseriyle Gönül Yazar’ın boşluğunu doldurabilir. “Enginde yavaş yavaş, ülkenin ışığı söndü” ya da “kimseye etmem şikayet ağlarım hukukun haline” parçalarıyla da Behiye Aksoy nostaljisi yapabilir.
Taksim- Maksim rekabetinde komedyenler de yer alırdı; Ateş Böcekleri ya da Nokta ile virgül, Müjdat Gezen gibi isimler afişlerde yer bulurdu. Birebir eşleşme şart değil ama onlar daha çok siyasi kadrodan çıkardı. Meclis Başkanı Binali Yıldırım performansıyla assolisdin hemen altını hak ediyor. “Yaşlı kadınlara para veriyoruz, dul erkeklerin yüzüne bakmıyorlar. Dolayısıyla sosyal devletin de ölçüsünü, ayarını yerinde tutmakta fayda var…” onun incilerinden. Ama benim favorim Tarım ve Hayvancılık Bakanı Bekir Pakdemirli. Bakan’ın son günlerdeki gaflarından biri şöyle: “’Saman, buğday ithal ettiniz’ diyorlar, paramız var ki ithalat yapıyoruz.” Hakkını yemeyelim “Et alırken kasaba, hastalıklı olup olmadığını muhakkak sorun” vecizesinin müellifi önceki bakan Ahmet Fakıbaba da az komik değildi. İmar barışından yararlanınca kaçak oteli olduğu ortaya çıkan Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, “büyük avantajdı niye kaçırayım” sözleriyle gülünçlük yaptı ancak güldürmeyi başaramadı. Erdoğan’a sayısız defa ‘hırsız’ dedikten sonra kanatlarının altına sığınan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu çelişki sorulduğunda meseleyi CHP’ye bağlayarak komedinin sınırlarını zorladı. Bazı komiklik girişimleri iğrenç oluyor ya işte öyle bir şey!
Yazı bittikten sonra “gazino olurda Nesrin Topkapı olmaz mı, o nerede?” diye soran adliye mensupları hep bir ağızdan söylesin “biz biz hepimis”…