Adam gibi polisler hırsızlara suç üstü yapıp fara yakalanan tavşan gibi bu şerefsizleri ortaya çıkarınca bildiğiniz gibi cümle hırsız, yolsuz, katil, şerefsiz, haysiyetsiz bir olup ülkedeki kanun, yasa, hak ve hukukun da ırzını kirlettiler. Satılık, makam sevdalısı, kifayetsiz, kabiliyetsiz, muhteris ne kadar cibilliyetsiz varsa bunları hakim, savcı olmadı polis yaparak tüm pisliklerini örtmeye çalıştılar. İlk icraatları da kendilerine bu operasyonları yapan polisleri içeri atmak, en azından meslekten ihraç etmek oldu.
Ortalıkta namuslu polis kalmayınca da zamanında değnekçilik yapan ne kadar at hırsızı zonta varsa onları polis yaptılar, bununla da yetinmeyip işkenceci, rüşvetçi, mafya muhbiri velhasıl satılmış ve vazifeden atılmış ya da dandik işlerde görevlendirilmiş ne kadar kazma varsa onları önemli görevlere getirdiler. Bu ülke trafik polisiyken ertesi gün istihbarat şubeye müdür olan polisler gördü.
Geçenlerde bir gösteriyi dağıtmaya çalışan bu haysiyetsizlerden biri “başörtülü bir bacı”mızı şerefsiz ve ahlaksızca taciz ederken kameralara yakalanınca da haliyle ortalık biraz karıştı. Alevisinden Kürdüne, Koministinden Liberaline kadar ne kadar insan onuruna saygılı ve duyarlı kesim varsa herkes bu rezalete tepki verdi.
Bu duruma ses çıkarmayanlar ise çoktan yularlarını AKP faşizmine kaptırıp oradan nemalanmaya çalışan, kendine İslami cemaat süsü vermiş kesimler, saray yalakası bir kısım ülkücüler ve tabii ki AKP’lilerdi. Zamanında Kabataş yalanına atlayıp “Deri elbiseli sapıklar başörtülü bacımızı dövüp üstüne işediler.” diye bas bas bağıran zevat ne hikmettir ki bu alçak taciz karşısında dut yemiş bülbüle döndü.
Hele bir de hem kadınlığından hem de başörtüsünden utanmadan “Telaşla yapılan yanlış bir hareket” diye demeçler veren Özlem Zengin gibi ahlaksız taife-yi nisa ve “Babası .ETÖ’den ihraç proje kadın” nitelemesini yapan Soysuz Süleyman gibi siyasetçi müsveddeleri, yapılan ahlaksızlığa tüy dikip sıvayınca tepkiler de artmaya başladı.
Aslına bakarsanız bu şerefsizlerin zihniyetini anlayabilmek için biraz geriye gitmek lazım. Darbe komedisinin hemen ardından Başçalan Tayyöş’ün Kısıklı’daki konağının önünde Metin Balgamlıoğlu denen şimdi inşallah azap çukuru haline gelen mezarında ters dönüp cehennem zebanilerini izleyen bir haysiyetsiz hoca bozuntusu, yılan tıslaması sesiyle “Bu cemaatin tüm malları size helaldir, ganimettir ganimet!” diye nutuklar atmıştı. Bu cehennem odunu gebermiş soytarının kardeşi de daha sonra “dualarla” Sakarya Valisi bile yapıldı.
Bu söylemin ardından da “Cemaatin karıları, kızları, malları, mülkleri sizlere helaldir.” denmeye başlandı. İnsanların alın terleriyle yıllarını vererek kurdukları şirketlere, holdinglere bir eşkiya gibi çöküldü, yüz binler işinden atıldı, açlığa terk edildi, binlerce kadın sarma, dolma yaptıkları gerekçesiyle zindanlara konuldu, hamile kadınlar, masum bebekler demir parmaklıkların arkasına mahkum edildi.
İffetli kadınlara çıplak aramalar yapılırken itirafçı olup isim vermedikleri takdirde kocalar da eşlerine tecavüz edilmekle tehdit edildi. Belki de bu iş tehditle kalmayıp tecavüze kadar gitti, bilmiyoruz, bildiğimiz bir şey var ki o da bu şerefsiz insan müsveddelerinin her şey yapabileceği…
Sansar Vakfı’nda erkek çocuklara sapıklar tarafından tecavüz edilirken ses çıkarmayıp “Bir kerelik bir hadise” diye demeçler veren ahlaksızlardan elbette polislerin yaptığı bu şerefsizlik için bir tepki beklemek salaklık olurdu.
Bütün gün merada otlayıp geviş getirmekten başka bir işi olmayan sığırlar gibi yaşayan ülkedeki bir kısım mahlukattan, boş zamanlarında tanzim satış önlerinde patates, soğan kuyruğuna girip sonra da “Allah razı olsun Tayyoş’tan, bize ucuza mal satıyor” diyen “mal”lardan zaten bir cacık olmaz. Tarım Bakanı olacak zerzevatın da dediği gibi “Avrupa’da en çok sığır, bizde yetişiyor.” El Hak doğruymuş, ne kadar övünsek azdır. Yaşar Kemal’in meşhur sözünü biraz değiştirerek söyleyelim “İyi insanlar botlarla Meriç’i geçip gittiler, demirin tuncuna polisin p.çine kaldık.” yilmazhepcakar@gmail.com