DR.DURSUNALİ ERDEM
İlahi Kelam olan Kur’an-ı Kerimde kendisinden bahsedilen ve belki de insanlığın ortak bir değeri olan Ramazan ayı için Efendimize şöyle buyurulmuştu: Ey iman edenler! Sizden önceki (kavim) lere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı.
Böylece umulur ki fenalıklardan korunursunuz. el-Bakara a. 183. Demek Ramazan orucu diğer peygamberlerin ümmetlerine de farz kılınmış ve insanları kötülüklerden koruma özelliği olan bir ibadet olduğu aynı ayetle ifade buyurulmuştur.
Bazı değerler vardır ki onsuz insan yaşayamaz ama onun kıymetini de yeteri kadar bilemeyebiliriz. Mesela her gün ihtiyaç duyduğumuz ve kullandığımız suyun bir nimet olduğunu ve onu bize veren Rabbimize ne kadar hakkıyla şükrettiğimizi çok da iddia edemeyiz diye sanıyorum. İşte Ramazan’ın nasıl bir mübarek rahmet ve mağfiret ayı olduğunu Allahın mümin kulları için bir lütuf ve ihsan olduğunu biliriz ama acaba ne kadar bunu Allah yolunda ve onun Rızasını kazanmak üzere kullanırız onu da iyi bilemiyorum.
Ama ben bugünkü bu yazımda demeye çalışıyorum ki. Ramazan ayı bir su nimeti gibi her an önümüzde akıp bir nimet değildir. Çünkü sayılı günleri olan ve 11 ayda bir gelen muhteşem bir Rahmet aydır. Hele içinde -ki bu günlerde aranmalı- bin aydan hayırlı olan bir Kadir gecesi var ki, onu yakalama ve o gecede tevbe etme ve Allahtan af dileme. Sadaka varsa zekat verme; sağlık, sıhhat, af ve afiyet dileme asla reddedilmeyecek bir dua olmaktadır. İnsan böyle mükemmel bir kazancı hiç kaçırmak ister mi? Belki de herkes için Allah gecinden versin temennisinde bulunuruz. Lakin bu ramazanı görüp de gelecek sene Ramazanı göremeyeceklerimiz de olabilir.
O halde bu fırsatı kaçırmamalı değerli okuyucular! Allah’ın değer verdiği ve peygamberimizin ifadesiyle: Cennette giriş kapılarından birinin adı Reyyan kapısıdır. Oruçluyu özel olarak Allah Taala o kapıdan cennete alır oruçlular girdikten sonra artık o kapı bir daha açılmaz. Çünkü Allah Taala Kudsi hadiste buyururki: Oruç sırf benim içindir (onda riyakarlık olamaz, insan ya oruçludur ya da değildir) onun mükafatı da, bana aittir, onu da ancak ben veririm.
Allah Taala inanan Kullarını her vesile ile hep affetmek istemiş ve hep onlara doğru olan şeyleri Kuran-ı Kerimde ifade buyurmuştur: yine el-Bakara suresinin 186.ayetinde buyurur ki, kullarım Ben’i senden soracak olurlarsa, bilsinler ki Ben pek yakınım. Bana dua edenin duasına icabet ederim.
Öyleyse onlar da dâvetime icabet ve Bana hakkıyla inanıp tasdik etsinler ki doğru yolda yürüyerek selâmete ersinler. Buyurmakla mübarek Ramazan günü ise bütün rahmet kapılarının açık olduğu ramazan günleri yapılan ibadetler ve dualar daha kıymetlidir. Nitekim Peygamberimiz bir Ramazan ayı başlangıcında ashaba şu hutbeyi okuyarak Ramazanın faziletini anlatmıştır:
Resulullah sallallahu aleyhi ve selem bize Şaban ayının son günü bir hutbe okuyarak şöyle buyurdu:
“Ey Müslümanlar!
Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu, içinde “bin aydan daha hayırlı olan” Kadir Gecesi’nin bulunduğu bir aydır.
Bu ay, Allah Teâlâ’nın, gündüzlerinde orucu farz; gecelerinde teravih namazını nafile olarak meşru’ kıldığı (mübarek) bir aydır.
Bu ayda kim bir hayr işlerse başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır. Bir farzı eda eden de, başka aylarda yetmiş farzı yerine getiren gibi sevap kazanır.
Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir.
Bu ay, ihsan, yardım ve eşitlik ayıdır.
Bu ay, müminin rızkının arttığı bir aydır.
Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. İftar ettirdiği Müslüman’ın aldığı sevaptan bir şey eksilmeksizin onun kazandığı kadar da ayrıca sevap kazanır. Sahabe:
-Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar ettirecek imkâna sahip değiliz, dediler.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve selem;
“Allah Taala, bu sevabı bir oruçluyu bir hurma veya bir yudum su ya da bir içim süt ile iftar ettirene de verir.” buyurduktan sonra hutbesine şöyle devam etti:
“Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bir aydır. Kim (bu ayda) emri altındakilerin yükünü hafifletirse Allah onu bağışlar ve cehennemden azad eder.
Bu ayda dört şeyi çok yapınız. Bunların ikisi ile Rabbinizi hoşnud edersiniz; ikisinden de zaten uzak kalamazsınız. Rabbinizi hoşnud edecek iki işiniz; ‘la ilâhe illallah’ diyerek Allah’ın birliğine şehadet etmeniz ve bağışlanma dilemenizdir. Uzak kalamayacağınız öteki iki şeye gelince, onlar da Allah’tan cenneti isteyip cehennemden kurtulmayı dilemenizdir.
Kim bir oruçluyu doyuracak olursa, Allah onu benim havuzumdan sulayacak o da cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.
Peygamberimiz Ramazan ayında çok Kur’an okumayı tavsiye etmiştir. Diğer zamanlarda her harfine bir sevap verilirken Ramazan ayında okunan Kuran’ın her harfine en az on sevap verilir.
Bu ayda çok fazla Kur’an-ı Kerim okumak, onu anlamak ve yaşantılarımızda uygulamamız gerekiyor. Kur’an okumayı bilmeyen kişiler bu ayı fırsat bilerek onu öğrenebilir. Namaz kılmayan insanlar bu ay vesilesiyle namaza başlayabilir. Peygamber efendimizin çok önem verdiği teheccüt namazı alışkanlığı bu ay vesilesiyle kazanılabilir. Ramazan ayında yapılan bütün iyiliklere verilen sevaplar diğer zamanlara göre iki bazen on katı, hatta 700 katı Allah’ın dilemesiyle de kat kat olur..