Gazeteci Çağlar Cilara, sosyal medya üzerinden yayınladığı 10. Köy programında 15 Temmuz’dan sonra tutuklanan Harbileyi öğrencilerin yaşadıklarını gündeme taşıdı. Oğlu tutuklu Harbiyeli annesi Melek Çetinkaya’yı konuk eden Cilara, Harp okulu öğrencilerinin uzun süredir seslerini duyurmaya çalıştığını hatırlattı.
https://www.youtube.com/watch?v=LaiBXMk3WHo
Hava Harp Okulu öğrencisi Taha Furkan Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya, 10 Temmuz’da çocuklarını Bakırköy’deki Hava Harp Okulu’na gönderdiklerini, Çarşamba günü gemiyle Yalova’ya geçirdiklerini, Çarşamba, Perşembe çadır kurma ve rutin eğitimleri yapıldığını aktardı. 15 Temmuz Cuma günü dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın Hava Harp Okulu öğrencilerinin kamp yerine geldiğini hatırlatan Melek Çetinkaya, çocuklarının yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Abidin Ünal, çocuklara konuşma yapmış. Askerliğin önemini, emre itaatin önemini filan anlatmış. Çocukların dikkatine çekmiş. Allah Allah yıllardır buradayız, bu da neyin nesi diye konuşmuşlar aralarında. Gerekirse, ölün, öldürün diye konuşmalar yapmış. Daha sonra yemekteyken, bunu bana kız öğrencimiz anlattı, ‘Sen kaç kardeşsin’ demiş ona Abidin Ünal. O da altı kardeş olduklarının cevabını vermiş. Sen kaçıncısın diye sorunca o da ailenin son çocuğu olduğunu söylemiş. Ona Ünal, demek ki ailen seni gözden çıkarmış, diye cevap vermiş. O gün 5’e kadar Abidin Ünal’la birlikteler.
O komutanlarına sonraki program ne deyince, spor cevabın almış. Bunun üzerine Ünal, ‘Çocukların sporların az tutun bugün yormayın onları’ demiş. Çocuklar buna çok sevinmiş tabi. Çok zorlu bir kampa gittiler. Dinleneceğiz diye düşünüyorlar. Hüseyin Ergezen emir vermiş. Çocuklar ne yaşacaklarını bilmiyor tabi. Cehennem gibi bir geceye hazırlanıyorlar.
Daha sonra akşam 10’da, yat saati, çocuklar yatmaya gidiyor. Kimisi pijamasını giyiyor, kimisi çayını içiyor. Zaten yorulmuşlar, kamp ortamı, çadırlardalar. Telefon, tablet, hiçbirşey yok. El fenerleri işlerini görüyorlar çocuklar. Skrambıl alarmı denilen bir alarm var. Tam techizatlı hazırlık olmasını istemişler. Tam techizatlı hazırlanıyorlar. Çocukları alıyorlar. Yüzbaşı, üsteğmenler, tatbikat adı altında toplanıyorlar. Otobüsler geliyor. İsmimi ters taktığı için oğluma ceza vermişler, koşuyordum. Sakın beni nöbete bekleme deyip arkadaşına tatbikata gidiyoruz diyerek ayrılmış. Otobüslere binmişler, silah verilmiş. Hazırlanıp çocukların çıkması gece 00.07’de çıkıyorlar. Kamera kayıtları var.
9 otobüs kamp yerinden çıkıyorlar. Otobüs yetmeyince bazı çocuklar orada kalıyor. Boğaz Köprüsü, Orhanlı gişelerine, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne, Sultanbeyli’yi vs dağıtıyorlar. Bir grup öğrenci otobüslere sığmayınca kalmış. Ama diğerleri gitmiş. Çocukları götüren komutanlar, terör saldırısı olmadığını, (darbeyi anlayıp) tuzağa çekildiğini söyleyerek kalan çocukları çıkarmayın diye uyarıyorlar. Harp Okulu öğrencilerinin komutanları bunlar. Osmangazi köprüsünü geçiyoruz. Hiç kimse durdurmuyorlar. İzmir’deki çocukları da götürmüşler, yolda polis darbe oldu vs. Deyince durdurulmuş, geri dönmüşler. Çocukların ifadesi alınıp salıverildi, İzmirdekiler. Bizim çocuklarımıza müebbet hapis verildi.”