• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home KONUK YORUM

Ah Hüseyin’im! Hangi çölde vurdular seni?

Eylül 19, 2019
in KONUK YORUM, Manşet
2
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Zulüm süreci tiyatro oyunuyla anlatıldı: ‘Sandalye’deki Emanet’ Viyana’da seyirciden tam not aldı

Alman Federal Meclis’ten önemli karar: 3 yılda vatandaşlık hakkını kaldırdı

İmamoğlu: Demirtaş ve demokrasinin yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz

Harun Tokak / samanyoluhaber.com

Gece, sırılsıklam siyah şalını köyün üzerine atmıştı.
Uzaklarda kabaran derenin ağır uğultusu duyuluyor, rüzgâr ağaçlarda ağıtlaşıyordu.
Derviş Odası’na doğru tırmananlar ıslak tahta basamaklardan odanın üst katına çıkıyorlardı.
Emektar soba yine gürül gürül yanıyordu.
Fırtınaların arasından çıkıp gelen Mehmet Hoca her zamanki yerine oturdu.
“Acı haber tez duyulur, derler.” diye başladı gecenin sohbetine.
Ümmü Seleme Annemiz daha Hazreti Hüseyin’in başı bedeninden ayrılır ayrılmaz, “Eyvah! Üveyikimi vurdular.” diye Medine’de feryadı bastı.
Abbas, aynı gün Medine mescidindekilere şunları anlatıyordu:
“Gece rüyamda Peygamberimizi gördüm. Son derece üzüntülü ve kederli idi. Elinde bir sırça çanak ve çanağın içinde toplanmış kan vardı. ‘Ya Resulallah bu nedir?’ diye sordum.
‘Bu Hüseyin ve arkadaşlarının kanıdır, Allah’a arz etmeye götürüyorum’ dedi.”
Tarihin bir köşesinden zafer coşkuları kulaklarımıza dolarken, diğer bir köşesinden ölüm ağıtları yarar yüreğimizi.
Bu hep böyledir.
Matem haberleri ulaşınca Medine’de yer yerinden oynamış, Şam bahçelerinde ise sevinç gülleri açmıştı.
Kadınların ve çocukların şehitlere veda sahnesi Kerbela’nın en acıklı sahnelerinden biriydi. Gece boyunca Fırat bir yandan, onlar bir yandan şehitlerin başında ağlamışlardı.
Kadınları ve çocukları şehitlerin kanlı bedenlerinden ayırmak mümkün olmuyordu.
Ağabeyi İmam Hüseyin’in başsız bedenine kapanan Seyyide Zeyneb’in feryatları arşı tutuyordu:
“Allah’ım! Bu kurbanı bizden kabul et! Ey göklerdeki bütün meleklerin kendisine salat ve selam gönderdiği dedem Muhammed’im! Şu yerde yatan kanlara ve kumlara belenmiş, başı kesilmiş beden, senin Hüseyin’indir.”
Kufeli askerler, nasıl bir cinayete araç olduklarını Seyyide Zeyneb’in feryatlarında görmeye çalışıyorlardı.
O tarihe kadar dünya böyle bir aile katliamı görmemişti.
Zorla sevdiklerinden koparılarak develere bindirilen kadınlar ve çocuklar develerden atlayıp şehitlere doğru koşuyor, cansız cesetlere sarılıyor, sille tokat yine bindiriliyorlardı.
Ehl-i Beyt’ten sağ kalanlar, İmam Hüseyin’in eşi, kızları, gelinleri, torunları ve kız kardeşleri olmak üzere toplam dokuz kadın ve beş çocuktu…
Bir de ateşler içinde yanan Zeynü’l Abidin…
Bir sonbahar sabahının taze ışıkları vuruyordu şehitlerin yüzlerine.
Esirler kervanının komutanı Seyyide Zeyneb, hem söylüyor, hem ağlıyor, hem de gidiyordu:
“Ah ey dedem Muhammed! Sana gökteki melekler selam etsin! İşte Hüseyin’in! Kana boyanmış vaziyette. Kızların esir alınmış, zürriyetin öldürülmüş, rüzgâr onların üzerine toprak savuruyor.”
Yol boyunca uğradıkları köylerin ve kasabaların sokaklarından geçerken çevre halkı; elleri bağlı kadınları, masum yavruları, gözyaşları içinde seyrediyorlardı. Onlara koşmak, sarılmak isteyenler kılıçla durduruluyordu.
Kadınlar ve çocuklar askerlerin arasında şehre girerken Kufeli kadınlar çığlıklar kopararak hüngür hüngür ağlamaya başladılar.
Seyyide Zeyneb ve Ümmü Gülsüm Kufe’nin sokaklarını, bahçelerini, bağlarını çok iyi biliyorlardı. Babaları Hazreti Ali’nin hilafeti zamanında dört yılı aşkın bir vakit kalmışlardı burada.
Babaları şehit edildikten ve ağabeyleri İmam Hasan’ın hilafeti elinden alındıktan sonra hazin bir firakla ayrıldıkları bu şehre yine pek hazin bir şekilde dönmüşlerdi.
Seyyide Zeyneb’in o gün Kufe halkına yaptığı konuşma, şifahi edebiyatın şaheser örneklerindendir:
“Ey Kufe halkı! Sizi yalancılar, hainler, bozguncular! Siz ey günahkârlar, dövünün artık. Asla dindirmesin Allah gözyaşlarınızı ve kalbiniz ebediyen acıyla sızlasın, kederle için için yansın. Doğruluktan, içtenlikten nasibi yokmuş o yalan yeminlerinizin.
Yazıklar olsun sizlere ey Kufe halkı! Muhammed’i en çok neresinden vurduğunuzu biliyor musunuz? Nasıl bir yemindir bu bozduğunuz ve kimin kanıdır bu akıttığınız?”
Ehl-i Beyt kadınları ve çocukları birkaç gün daha Kufe’de kaldıktan sonra Yezit’e götürülmek üzere Şam’a doğru yola çıkarıldılar.
Seyyide Zeyneb ve Ümmü Gülsüm’ün, babaları İmam Ali’nin Kufe yakınlarındaki mezarına bile uğramasına izin verilmedi.
Günlerce sürecek bir çöl yolculuğu başlamıştı yine.
Ehl-i Beyt kadınları Medine’den çıkalı neredeyse altı aydan bu yana kona göçe hep yollardaydılar.
Hayat nasıl bir şeydi?
Bazen koca şehirler birkaç insanı bağrına basmıyor, bazen sığınacak bir ağaç gölgesi bile bulunmuyor, bazen coşkun akan nehirler bile bir yudum su vermiyordu.
Çöllerde güneşler doğuyor, güneşler batıyordu.
Her birinin yürümekten ayakları patlamış, yüzleri kavrulmuş, gözleri yuvalarına kaçmış, genç yaşta belleri bükülmüş, kumdan bir canlı gibi düşe kalka hareket ediyorlardı.
Günlerden beri küfelerin içinde, güneşin bağrında, kum fırtınaları arasında yol alan çocuklar insanlıktan çıkmıştı.
Kafilenin düşe kalka ilerlediği bir gün, sıcakla buğulanmış çöl ufkunda bir bina göründü.
Yaklaştıklarında yol üstüne kurulmuş bir manastır olduğunu fark ettiler.
Manastırın genç ve güzel rahibesi kafilede esir muamelesi gören kadınların kim olduklarını öğrenince çok üzüldü:
“Siz ey Müslümanlar! Siz kendi peygamberinizin torunlarının kafasını kesip, kızlarını da böyle elleri bağlı olarak bir zalimin sarayına mı götürüyorsunuz? Yazıklar olsun size! Cehennem ateşi size azdır. İslam sizin kanlı ellerinizle kirlenmiştir. Kerbela denilen çöl, Müslümanların utancı ve yüz karası olacaktır. Asırlar sonra bile kimse bu vahşetle hesaplaşmaya cesaret edemeyecektir. İsa’ya ihanet edenlerle ve onu çarmıha gerenlerle bizim hesaplaşmamız hiç de kolay olmadığı gibi.”
Günlerce süren bir yolculuktan sonra Ehl-i Beyt kadınları bitkin ve yorgun olarak Şam’a ulaştılar.
Kufe’de olduğu gibi Şam’da da halk yollara dökülmüştü. Kadınların ve çocukların yürek yakıcı hallerini görenler gözyaşlarına boğuluyordu.
Ehl-i Beyt kadınları huzuruna çıkarıldığında Yezit, Şam ehlinin önemli kişileriyle oturuyordu.
Kadın ve çocuklarla birlikte İmam Hüseyin’in kesik başı da Yezit’in önüne atıldı. İmam Hüseyin’in başı gelse de kendisi gelmemişti.
Sarayda bir feryat koptu.
Emevi kadınları da bu hazin tablo karşısında gözyaşlarını tutamadılar.
Yezit, değnekle dudaklarına dokundu.
“Keşke bizim Bedir’deki yaşlılarımız görselerdi bunu.” dedi.
Seyyide Zeyneb daha fazla dayanamadı:
 
“Ey Yezit! Bizi aç ve sefil bıraktığına, bizim varlığımızı tehlikeye soktuğuna mı inanıyorsun? 
Sizin kadınlarınız perdelerin ardına saklanacak da Resulullah’ın kızları tutsak edilecek ve pazar pazar kapı kapı dolaştırılıp halka teşhir edilecek, öyle mi? Bu mu sizin adaletiniz? Bizim hicaplarımızı açtırmakla, Resulullah’ın Ehl-i Beyt’inin masumiyetini gerçekten ayaklar altına düşürdün. Senin kaprislerin yüzünden şehir şehir dolaştırıldık.
Eli iş tutan bir erkeğimiz yok ki yardıma gelsin, bir yakınımız yok ki imdada yetişsin.
Ey Yezid! Senin defterini dürmek için yalnızca Allah kâfidir; davacın, dedem Allah’ın Resulü olacaktır.”
Seyyide Zeyneb’in bir kamçı gibi Yezit’in suratına inen bu sözleri, Ehl-i Beyt meşalesinin sönmediğini, sönmeyeceğini, Kerbela mateminden muhteşem bir medeniyet doğacağını haykırıyordu.
Kerbela kasırgasında titrek bir kandil gibi kalan Ehl-i Beyt ışığı, yeniden bir meşale ormanı haline gelebilmek için kahraman bir kadının yiğit yüreğine sığınmış görünüyordu.
Sonraki gün, Hazreti Hüseyin’e reva görülenler için Şam halkının nasıl vicdan azabı çektiği ve yas tuttuğu anlaşılınca Yezit, bu olayın başına bir iş açacağı endişesiyle korumalar tahsis ederek Ehl-i Beyt kadın ve çocuklarını Medine’ye gönderme kararı aldı.
Uçsuz bucaksız çöllerde yine aylarca sürecek bir yolculuk başlamıştı.
Aylar önce çıktıkları Medine’ye dönüyorlardı. Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) köyüne, baba ocağına, ana kucağına geri döndüler.
Fakat bu defa kervan çok eksikti, yiğitleri neredeydi?
Başta İmam Hüseyin olmak üzere, Zeynü’l Abidin dışında ailenin hiçbir genci geri dönmemişti.
En yürek yakıcı olanı da buydu.
Ümmü Seleme annemiz, acıların yonttuğu Ehl-i Beyt kadınlarını görünce feryadı bastı:
“Hüseyin’im hangi çölde vurdular seni, nasıl kıydılar sana?”
 Not: Haftaya baharda fırtınalar olur
 
haruntokak@gmail.com
PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Anayasa Mahkemesi ne yapmaya çalışıyor?

SONRAKİ HABER

HDP: Gençleri dağa gönderen Soylu’dur, biz değil

BENZER HABERLER

Zulüm süreci tiyatro oyunuyla anlatıldı: ‘Sandalye’deki Emanet’ Viyana’da seyirciden tam not aldı
Manşet

Zulüm süreci tiyatro oyunuyla anlatıldı: ‘Sandalye’deki Emanet’ Viyana’da seyirciden tam not aldı

Ekim 10, 2025
Almanya’da,iltica eden Hizmert Harketi mensuplarının tamamına yakının başvurusuna onay
Dış Haberler

Alman Federal Meclis’ten önemli karar: 3 yılda vatandaşlık hakkını kaldırdı

Ekim 10, 2025
İmamoğlu: Demirtaş ve demokrasinin yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz
Manşet

İmamoğlu: Demirtaş ve demokrasinin yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz

Ekim 10, 2025
NSW mahkemesinden Gazze yürüyüşüne  engel
Avustralya

NSW mahkemesinden Gazze yürüyüşüne engel

Ekim 10, 2025
Gar katliamında hayatını kaybedenler anıldı: Siyasi bir cinayet olarak apaçık ortada duruyor
Gündem

10 Ekim Katliamı’nın 10. yılında İstanbul’da eylem çağrısı

Ekim 9, 2025
Hamas’tan açıklama: Savaşın bitişini ve kalıcı ateşkesin başlangıcını ilan ediyoruz
Dış Haberler

Hamas’tan açıklama: Savaşın bitişini ve kalıcı ateşkesin başlangıcını ilan ediyoruz

Ekim 9, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    • All
    • Manşet
    Zulüm süreci tiyatro oyunuyla anlatıldı: ‘Sandalye’deki Emanet’ Viyana’da seyirciden tam not aldı
    Manşet

    Zulüm süreci tiyatro oyunuyla anlatıldı: ‘Sandalye’deki Emanet’ Viyana’da seyirciden tam not aldı

    by adminzaman
    Ekim 10, 2025
    0

    Türkiye'de 15 Temmuz sonrası yaşanan insan hakları ihlallerini konu alan ve Wien AKM tarafından düzenlenen “Sandalyedeki Emanet” adlı tiyatro oyunu,...

    Almanya’da,iltica eden Hizmert Harketi mensuplarının tamamına yakının başvurusuna onay

    Alman Federal Meclis’ten önemli karar: 3 yılda vatandaşlık hakkını kaldırdı

    Ekim 10, 2025
    İmamoğlu: Demirtaş ve demokrasinin yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz

    İmamoğlu: Demirtaş ve demokrasinin yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz

    Ekim 10, 2025
    NSW mahkemesinden Gazze yürüyüşüne  engel

    NSW mahkemesinden Gazze yürüyüşüne engel

    Ekim 10, 2025
    Gar katliamında hayatını kaybedenler anıldı: Siyasi bir cinayet olarak apaçık ortada duruyor

    10 Ekim Katliamı’nın 10. yılında İstanbul’da eylem çağrısı

    Ekim 9, 2025
    Hamas’tan açıklama: Savaşın bitişini ve kalıcı ateşkesin başlangıcını ilan ediyoruz

    Hamas’tan açıklama: Savaşın bitişini ve kalıcı ateşkesin başlangıcını ilan ediyoruz

    Ekim 9, 2025

    İLETİŞİM

    info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

    Sydney Ofisi telefonu

    +61 02 96496006

    27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

    AVUSTRALYA REHBERİ

     

      • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
      • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
      • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
      • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
    • ANA SAYFA
    • GÜNDEM
    • YAZARLAR
    • DÜNYA
    • POLİTİKA
    • EKONOMİ
    • RÖPORTAJ
    • SPOR
    • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
    • VİDEO HABERLER
    • DİĞER

    Welcome Back!

    Login to your account below

    Forgotten Password?

    Retrieve your password

    Please enter your username or email address to reset your password.

    Log In

    Add New Playlist

    No Result
    View All Result
    • ANA SAYFA
    • GÜNDEM
    • YAZARLAR
    • DÜNYA
    • POLİTİKA
    • EKONOMİ
    • RÖPORTAJ
    • SPOR
    • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
    • VİDEO HABERLER
    • DİĞER
      • UZAK DOĞU
      • AVRASYA
      • AVRUPA
      • AMERİKA
      • AİLEM
      • TEKNOLOJİ
      • KONUK YORUM